İcra Müdürlüğünün 2016/7371 Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını 09/11/2021 tarihinde öğrendiğini, dava konusu tebliğ mazbatasının müvekkiline TK'nın 21/1 maddesi gereğince usulsüz olarak tebliğ edildiğini, tebligat Yönetmeliği gereğince adreste bulunmama sebebinin bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırılarak beyanlarının tebliğ mazbatasına yazılıp imzalatılması, imzadan çekinme halinde bu durumun yazılarak imzalatılmasının zorunlu olduğunu, tebliğ memurunun adreste bulunmama nedenini tahkik ve tevsik etmediğini, tahkikatın hangi komşudan yapıldığının belgelendirilmediğini, komşu imzasının alınmaması, müvekkilinin adreste bulunmama sebebinin belirtilmemesi nedenleriyle usulsüz olduğunu belirterek, davacıya yapılan 12/05/2016 tarihli Örnek 7 ödeme emri tebligatının ve buna bağlı işlemlerin iptali ile usulsüz tebliğden haberdar olunan 09/11/2021 tarihinin ödeme emrinin tebliği tarihi olarak...
Üçüncü şahsın süresinde itiraz etmemesi halinde, mal elinde ve borç zimmetinde sayılır ve hakkında bu Kanun hükümleri tatbik olunur.” hükmüne yer verilmiş, aynı maddenin 4. fıkrasında ise, herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde, üçüncü şahsın, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açması ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkemenin, davacı hakkında tanzim edilen haciz ihbarnamesi ve ödeme emrinin, davacıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğine yönelik kabulü isabetli ise de; anılan yasal düzenlemelerde, haciz bildirisi ve ödeme emrinin usulsüz tebliğinin başlı başına bir iptal sebebi olarak belirtilmemiş olması nedeniyle, bu tebliğ usulsüzlüğüne dayanılarak, haciz bildirisi ve ödeme emrinin iptali sonucunu gidilemez....
Posta memuru kendisince tespit ettiği adreste tebliğ işlemini tüzel kişilere yapılacak usule göre “Tüzel kişiliğin temsilcisi tebliğ anında adresinde bulunamaması sebebiyle daimi işçisi Sinan …imzasına tebliğ edildi” şeklinde şerh vermek suretiyle tebliğ etmiştir. Davacının yerleşim yeri adresi tebliğ anında Derepezarı/RİZE olduğundan, tebliğ evrakının muhatabı da tüzel kişi olmadığından bu haliyle ödeme emrinin tebliğ işlemi T.K.nun 10, 17, 20 ve 21. maddelerine aykırı olduğundan usulsüzdür. Bu durumda davacının usulsüz tebliğe yönelik şikayetinin yerinde olduğu gözetilerek aksi kanıtlanmadığından TK.nun 32. Maddesi uyarınca davacının beyan ettiği 31/10/2018 tarihinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesi gerekirken İlk Derece Mahkemesince davacının usulsüz tebliğ şikayetinin reddine karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır....
Somut olayda; davacı borca itirazda bulunmuş olup, dava dilekçesinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği yönünde bir itirazda bulunmamış, ödeme emrinin tebliğ işleminin usulsüz olduğu iddiasını ilk olarak istinaf aşamasında ileri sürmüştür. HMK'nın 357/1. maddesi uyarınca , ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz. Bu nedenle davacının dava dilekçesinde yer almayan ve istinaf aşamasında öne sürdüğü ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği yönündeki iddiası incelenmemiştir. O halde, davacıya ödeme emrinin 27/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlunun ödeme emrine yönelik usulüne uygun şekilde ileri sürülmüş bir usulsüz tebliğ şikayetinin bulunmadığı, davacı borçlunun yasal beş günlük süreden sonra 01/06/2018 tarihinde açtığı davada mahkemece davanın süre yönünden reddine dair karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır....
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davanın süresinde açılmadığını, davacı şirkete ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edildiğini, mahkeme kararının doğru olduğunu belirterek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE; Uyuşmazlık, tebligatın usulsüzlüğü şikayeti, imza itirazı, ödeme emrinin iptali ve hacizlerin kaldırılması talebine ilişkindir. Mersin 5.İcra Müdürlüğünün 2019/11842 esas sayılı dosyası incelendiğinde, her biri 50.000,00 TL miktarlı 5 adet bonoya dayalı yapılan takipte örnek 10 ödeme emrinin davacı şirkete 23/10/2019 tarihinde "Tebligat Kanununun 35. Maddesine göre tebliğ edildi" açıklamasıyla tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Davanın, 07/11/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre; "Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur....
Maddesi uyarınca kambiyo senetlerine mahsus takiplerde borçlunun yetkiye, imzaya, borca ve faize yönelik bütün itirazlarını ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 5 gün içerisinde yetkili mahkemelere yapmasının gerektiği, borçlu adına çıkarılan ödeme emri tebligatının 17/12/2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından 12/12/2019 tarihinde itirazda bulunulduğu, usulsüz tebliğ şikayetinin ise asıl dosyada süreden reddine karar verildiği anlaşıldığı, Birleştirilen dosyada zamanaşımı itirazı yönünden yapılan incelemede, yapılan işlemler arasındaki tarihler nazara alındığında takip konusu bonolar bakımından 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolmamış olduğu anlaşıldığından; Asıl dosyada davacı borçlunun usulsüz tebliğ şikayetinin süreden reddine, birleştirilen dosyada davacı borçlunun borca ve imzaya itirazının süreden reddine, birleştirilen dosyada davacı borçlunun zamanaşımı itirazının esastan reddine, karar verilmiştir....
İcra Müdürlüğü 2021/512 Talimat sayılı dosyasından 27.08.2021 tarihinde yapılan haciz kefaletine dayanılarak başlatılan ilamlı icra takibinde davacı tarafça icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği, 08.10.2021 tarihinde takipten haber olunduğu, eşin rızası olmaması sebebi ile kefaletin geçerli olmadığı iddiası ile icra emrinin iptalinin talep edildiği, mahkemece şikayetin kabulüne karar verildiği, davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun “Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat” başlıklı 16. maddesinde; “Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” denilmekte olup Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesinde ise; “Kendisine tebligat yapılacak kişi adresinde bulunmazsa tebliğ, kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” düzenlemesi yer almaktadır....
Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçlunun, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte, takip talebi ve ödeme emrinde icra dairesine ait banka adı, hesap numarası ve Iban numarası bulunmadığından, ödeme emrinin usulüne uygun olmadığını ileri sürerek, ödeme emrinin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, belirtilen eksikliklerin sonradan tamamlanabilir eksiklikler olduğu, diğer hususlarda eksiklik bulunmadığından ve tebliğ usulsüzlüğü de ödeme emrinin iptalini gerektirmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 6352 sayılı Yasanın 10.maddesi ile değişik İİK'nun 60/2. maddesi çerçevesinde, icra dairesine ait banka adının ve hesap bilgilerinin ödeme emrinde belirtilmesi zorunlu olup, sonradan tamamlanarak bu eksikliğin giderilmesi mümkün değildir....
Buna göre somut olayda; Çarşamba İcra Müdürlüğü'nün 2020/2116 esas sayılı takibi kapsamında davacı borçluya ödeme emrinin 02.12.2020 tarihinde Hacılı mahallesi Ketenlik sokak no:31/1 Kavak/Samsun adresine TK'nın 35. maddesi gereğince tebliğ edildiği ve takibin kesinleştirildiği, takip dosyasında davalı alacaklı tarafından yapılan 21.12.2020 tarihli haciz talebinin 22.12.2020 tarihinde kabul edildiği, 01.02.2021 tarihinde şikayetçi borçlu tarafından Çarşamba İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/38 esas sayılı dosyası ile ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle şikayette bulunulduğu, mahkemenin 2021/138 karar sayılı kesinleşmiş kararı ile Çarşamba İcra Müdürlüğü'nün 2020/2116 esas sayılı takibi kapsamında davacı borçluya ödeme emrinin tebliğ tarihinin 02.01.2021 olarak düzeltildiği, görülmektedir....
Davacı borçlu tarafça, örnek 14 ödeme emrinin usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte, takip talebinin yasal unsurları (İİK 58.maddesindeki) taşımaması sebebiyle takibin iptali, dayanak belge eklenmediğine dair şikayet ile icra müdürlüğünün 24/05/2022 tarihli tahliye emrinin, 22/07/2022 tarihli kararının ve 26/07/2022 tarihli haciz zabtının kaldırılması isteminde de bulunulduğu halde, mahkemece yalnızca usulsüz tebliğ şikayetine yönelik hukuki değerlendirmede bulunulmuş, diğer şikayetler ve takibin iptali istemi ile ilgili olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Yine, davacı tarafın tahliyeye yönelik bir talebi bulunmamasına rağmen önce kiralayan davalının ardından mahkemece yapılan tashih şerhi ile "davacının dava konusu taşınmazdan tahliyesine" dair hüküm kurulmakla talep dışına çıkılarak HMK 'nun 297/2. Maddesine de aykırı davranılmıştır. Bu husus kamu düzenine ilişkin esaslı bir usul hatası olup, HMK 'nun 355....