Ne var ki vekile tebliğ zorunluluğunun bulunması asile tebligat yapılması lüzumunu ortadan kaldırmaz. Şöyle ki 2004 sayılı İcra-İflas Kanunu'nun 76. maddesinde mal beyanında bulunmamak suçu, 338. maddesinde düzenlenen hakikate muhalif beyanda bulunma suçu gibi icra-iflas suçlarında borçlunun cezalandırılabilmesi için icra emrinin borçlunun vekiline değil, kendisine tebliğ edilmiş olması gerekir. (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. baskı, cilt 2, sh: 1280) Cezaların şahsiliği kuralı gereğince borçlu asilin cezai yönden sorumlu tutulabilmesi için icra emrinin borçlu asile tebliği zorunludur. Şikayete konu ... 1. İcra Müdürlüğü'nün 2013/11033 Esas sayılı takip dosyasında takip dayanağı ilamda borçlunun vekili olduğu halde icra emrinin borçlu asile tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda icra emrinin asile tebliğ işlemi usulsüz olmayıp, vekile de icra emrinin tebliğ edilmemesi noktasında tebliğ işlemi eksikliği söz konusudur....
Davacı-borçlu icra hukuk mahkemesine başvurusunda usulsüz tebliğ şikayeti yanında ödeme emri ekinde takip dayanağı belgenin gönderilmediği iddiası ile ödeme emrinin iptali isteminde bulunduğu, mahkemece yapılan yargılama sonucunda usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, ödeme emrinin reddine yönelik şikayetin ise süre aşımı nedeniyle reddine dair karar verilmiştir. HMK.'nun 355. maddesi hükmüne göre istinaf incelemesinin bu yönde sunulan dilekçede belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılması ancak kamu düzenine aykırılık görülmesi halinde bu hususun re'sen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak davacı vekilinin istinaf sebeplerinin değerlendirilmesi gerekmiştir. Takip dayanağı belgenin ödeme emri ekinde gönderilmesine yönelik talep, İİK'nun 61. maddesine aykırılık nedenine dayalı şikayet olup, aynı Kanunun 16/1. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinden itibaren 7 günlük yasal sürede yapılmalıdır....
Cezaların şahsiliği kuralı gereğince borçlu asilin cezai yönden sorumlu tutulabilmesi için icra emrinin borçlu asile tebliği zorunludur. Böyle bir durumun varlığı halinde ise, asile yapılan tebliğ işlemi usulsüz olmayıp, vekile de tebliğ edilmemesi noktasında tebliğ işlemi eksikliği söz konusu olabilir. O halde; icra emrinin borçlu asile tebliğ edilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığından,mahkemece, borçlunun sair şikayetleri incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin kabulü ile icra emrinin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. ./.. -2- SONUÇ : Alacaklıların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/02/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi. .........
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; borçlu şirkete gönderilen ilk tebligatın muhatabın adreste tanınmadığından bahisle iade edildiği, adresin kapalı olduğu ya da muhatabın taşındığı yönünde bir araştırmaya ve tespite yer verilmediği, bila tebliğ dönen tebligat işlemlerinin usulsüz olduğu, bu nedenle bu tebligata dayalı olarak TK'nın 35. maddesi kapsamında tebligat yapılamayacağı, ilk derece mahkemesince davacının usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü kararı sonucu itibarıyla doğru ise de, yukarıda anılan gerekçe ile kabulü yerine olaya uygun olmayan gerekçe ile istemin kabulü kararının isabetsiz olduğu belirtilerek davalıların istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-2. bendi gereğince kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, ödeme emri tebliğ tarihinin 18.05.2022 olarak düzeltilmesine, aleyhe istinaf bulunmadığından ödeme emrinin iptali talebinin reddine dair hüküm ile...
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; borçlunun banka hesabına haciz konulduğunu ve dosyaya paranın gönderildiğini, dosyada hesap tablosu yapıldığını, davacının takipten haberdar olmamasının hayatın olağan akışına uygun olmadığını, davacının takipten haberdar olduğunu, davanın süresinde açılmadığını, tebliğ işlemlerinin usulüne uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesi; TK'nın 21., Tebligat Yönetmeliğinin 30/1. maddesi gereğince tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığı gerekçesiyle usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, ödeme emri tebliğ tarihinin 18.05.2022 olarak düzeltilmesine, ödeme emrinin iptali talebinin reddine karar vermiştir....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki usulsüz tebligat şikayeti ile hacizlerin kaldırılması ve ödeme emrinin iptali şikayeti sebebiyle yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kısmen kabul kısmen reddi ile, borçlu yönünden ödeme emri tebliğ tarihinin 17.10.2021 tarihi olarak düzeltilmesine, takibin kesinleştirilmesi işleminin iptali ile varsa konulan hacizlerin kaldırılmasına, ödeme emrinin iptali talebinin reddine karar verilmiştir....
İlk derece mahkemesi; şikayet konusu tebliğ mazbatası incelendiğinde, tebliğin aynı işyerinde çalışan Ferda Yılmaz imzasına tebliğ edildiğinin görüldüğü, tebliğ işleminin yetkili temsilcilere neden yapılamadığı hususunda araştırma yapılmadığı ve yetkili temsilciye yapılamama sebebinin mazbataya tevsik edilmediği ve TK'nın 13. maddedeki usul ve aşamalar izlenmeden aynı işyerinde çalışan notuyla tebliğ edildiği, bu şekilde ikmal edilen tebliğ işlemine hukuki sonuç bağlanamayacağı ve dosya kapsamında şikayetçinin icra dosyasından başka bir şekilde haberdar olduğuna dair bilgi ve belge bulunmadığı, şikayetin yerinde görüldüğü ve öğrenme tarihi olarak beyan edilen tarihin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar vermek gerektiği, usulsüz tebliğ halinde ödeme emrinin tümden iptali gerekmediği, düzeltilen tebliğ tarihine göre bu tarihten önce gerçekleştirilen hacizler takip kesinleşmeden yapıldığından kaldırılması gerektiği, davalı/alacaklı taraf dava açılmasına sebebiyet vermediğinden ve şikayet...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklının borçlu hakkında başlattığı genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde, borçlunun, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek tebliğ işleminin yok sayılması ve ödeme emrinin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, usulsüz tebligata yönelik istemin kabulü ile borçluya yapılan tebligat ve icra takip işleminin iptaline karar verildiği görülmüştür. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32.maddesi gereğince; tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı tarafından Araklı İcra Müdürlüğünün 2020/205 Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkili aleyhine icra takibi yapıldığını, takipte ödeme emrinin tebligat kanununun 21/2. maddesi uyarınca tebliğ edildiğini, ancak söz konusu tebligatın ihbarnamenin kapıya yapıştırılmaması nedeniyle usulsüz olduğunu, öte yandan ödeme emrinin takip talebine aykırı olacak şekilde düzenlenmesi nedeniyle iptalinin gerektiğini ileri sürerek tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 08.06.2021 olarak düzeltilmesine ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia ve dosya kapsamına göre; "Talep, usulsüz tebligata yönelik memur işlemi şikayeti, usulsüz tebligat nedeniyle takip henüz kesinleşmediğinden hacizlerin kaldırılması gerektiği ve takibe aykırı şekilde ödeme emri hazırlandığından bahisle ödeme emrinin iptali istemi noktalarındadır....
Davalı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığı, davacının icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği, borçtan fazla taşınmazın satışının amaçlandığı, takibin kanuna aykırı yapıldığını ileri sürerek icra emrinin ve takibin iptalini talep ettiği mahkemece talebin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkemece verilen hükümde usulsüz tebligat şikayeti ret edildiği halde, diğer taleplerin süresinde olup olmadığı yönünde bir değerlendirme yapılmadan karar verilmesi hatalı olup, hükümde çelişki yaratılmıştır. Zira usulsüz tebligat şikayetinin ret edilmesi ile itiraz ve şikayet süresi şeklen yapılan tebligat ile başlatılacaktır. Öte yandan, dosya içerisinde icra emrinin tebliğine ilişkin evrak görülmemiş olup, PTT sisteminden yapılan sorgulamada tebliğ tarihinin 10/02/2020 olarak görüldüğü, oysa gerekçeli kararda bu tarihin 11/02/2020 olarak yazıldığı, bunun çelişkili olduğu görülmektedir....