Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF NEDENLERİ; Davacı borçlu T1 istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, icra takibinin borçlunun ikametgahında yapılması gerektiğinden İcra Dairesi'nin yetkisiz olduğunu, karşı tarafla hiçbir ticari münasebeti olmadığını böyle bir borcunun bulunmadığını belirterek tebligatın iptal edilerek düzeltilmesini, takibin iptali ile karşı taraf aleyhine tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; ödeme emri tebligatının usulüne uygun olarak yapıldığını, davacının 7 günlük itiraz süresini geçirdiğini, takibin kesinleştiğini dolayısıyla davacının süresinde yapılmayan itirazının dikkate alınmaması gerektiğini belirterek istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, usulsüz tebliğ işlemini şikayet ve icra dairesinin yetkisine borca ve ferilerine itiraz niteliğindedir....

Bu halde muhatabın adresi gün aşırı olacak şekilde muvakkatan terk ettiğinin kabulü gerekir ki bu halde TK 21/1 maddesine göre tebliğ muamelesi yapılamaz. Bu durumda posta memurunca evrakın bila tebliğ iade edilmesi gerekirdi. Keza emniyet zabıta tahkikatı ile ilçe nüfus müdürlüğü cevabi yazısına göre muhatabın sorulduğu Ahmet Ünlü isimli kişinin tebliğ adresinde ve etraftan bilinen bir kişi olmadığı, yani komşu olmadığı anlaşılmıştır. O halde davacının usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekili, gecikmiş itirazda bulunmuş ise de usulsüz tebliğ şikayeti kabul edildiğinden bu yöndeki talep ayrıca tetkik edilmemiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davanın kabulüne, İstanbul 22 icra dairesinin 2021/31762 numaralı dosyasında davacıya ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin tespiti ile ıttıla tarihinin 05/01/2022 olarak düzeltilmesine, Gecikmiş itiraz yönünden ayrıca tetkike yer olmadığına," karar verildiği görülmüştür....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Şikayetçi borçlu icra mahkemesine başvurusunda, sair şikayet nedenleri ile birlikte, kıymet takdiri ve satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz yapıldığını, kıymet takdirine itiraz edemediğini ileri sürerek 22.10.2014 tarihinde satışı yapılan taşınmaz ihalesinin feshini istemiş, mahkemece kıymet takdiri raporu ile satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesi nedeniyle ihalenin feshine karar verildiği görülmüştür....

    Dairemiz bozma ilamının adı geçen şikayet olunan asile tebliğe çıkarıldığı, ilamın 2l.09.2015'te evrak memuruna tebliğ edildiği, şikayet olunan vekilince, yapılan tebliğin usulsüz olduğu ileri sürülerek, 20.10.2015 tarihinde karar düzeltme talebinde bulunulduğu anlaşılmış olup, bozma ilamı tebliğinin usulsüz olması nedeniyle, şikayet olunan ... vekilinin karar düzeltme talebinin süresinde olduğunun kabulü gerektiğinden, karar düzeltme sebeplerinin incelenmesine geçilmiştir. 2- Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, HUMK'nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme İsteminin reddi gerekmiştir. SONUÇ: Yukanda açıklanan nedenlerle, şikayet olunan ... vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 275,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 27.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, nafaka borcunun ödendiği itirazı yanında icra emri tebligatının usulsüz olduğuna ilişkin şikayette de bulunduğu halde, mahkemece; icra emri tebligatının usulsüz olup olmadığı hakkında bir değerlendirme yapılmadan davanın süre yönünden reddine karar verilmiştir.O halde mahkemece; öncelikle tebligatın usulsüz olduğuna ilişkin şikayet incelenerek, tebligatın usulsüz olduğu ve buna ilişkin şikayetin de süresinde yapıldığı sonucuna varılması halinde, tebliğ tarihinin, öğrenme tarihine göre düzeltilerek usulsüz tebligattan haberdar olunan tarihe göre itfa itirazının süresinde olması durumunda, borçlunun ödeme itirazı incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

        ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; şirketin ticaret sicildeki adresine Örnek 7 ödeme emri gönderildiğini, bu adrese gönderilen ödeme emrinin 22/03/2021 tarihinde Tebligat Kanunu madde 21'e göre muhtara tebliğ edildiğini, adresin kapalı olması halinde tebligatın Tebligat Kanunu madde 35'e göre yapılması gerektiğini, ödeme emri tebliğ mazbatasında, haber bırakılan komşunun kim olduğuna dair isim bilgisinin okunamadığını belirttikten sonra, muhatabın adreste bulunmama sebebinin ve adrese geri dönüp dönmeyeceğinin tevsik edilmemesi nedeni ile ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu icra dosyasından 13.04.2021 tarihinde aracın yakalanmasıyla haberdar olduğunu, belirterek ödeme emri tebligatının iptali ile tebliğ tarihinin bildirilen öğrenme tarihine göre düzeltilmesini ve icra müdürlüğüne yapılan borca itirazlarının tebliğ tarihinin değişmesi nedeniyle süresinde kabul edilerek itirazları nedeniyle durdurulmasını, malvarlığı üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasını, talep etmiştir....

          Kaldı ki, davacı - borçluya satış ilanının yine ticaret sicil müdürlüğünde kayıtlı olan adresine TK 35.maddesi uyarınca 17/07/2017 tarihinde tebliğ edildiği, Bu durumda icra emri tebliğ işlemi usulsüz kabul edilse bile muhatabın en geç bu tarihte (17/07/2017 tarihinde) usulsüz tebliğ işlemini öğrendiğinin kabulü gerekeceğinden ve şikayet dilekçesinde satış ilanı tebliğ işleminin usulsüzlüğünün de ileri sürülmediği dikkate alındığında borçlunun icra emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna ilişkin 22/08/2017 tarihinde yapılan şikayetin, anılan tarihe göre İİK.'nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonradır. Sonuç olarak ilk derece mahkemesince usulsüz tebliğ şikayetinin süre aşımından reddine dair verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. HMK.'...

          Borçlu vekili vasıtasıyla kıymet takdir işlemini şikayet etmiş ise, takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olsa dahi, şikayet takip dosyasıyla ilgili olduğundan, o takipte, borçlunun vekil ile temsil edildiğinin kabulü gerekir. Somut olayda, kıymet takdirine itiraz davasında, şikayetçilerin kendisini vekil ile temsil ettirdikleri, satış ilanının, ilam başlığında şikayetçilerin vekili olarak gözüken Av. T2 15/02/2021 tarihinde e-tebliğ edildiği, asillere gönderilen satış ilanı tebligatının yok hükmünde olduğu anlaşıldığından satış ilanının şikayetçilere usulsüz tebliğ edildiğine yönelik istinaf sebebi yerinde değildir. Şikayet dilekçesinde, dava dışı T3 gönderilen tebligatların usulsüz tebliğ edildiği ileri sürülmüş ise de, şikayetçiler sadece kendilerine gönderilen tebligatların usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürebileceklerinden buna yönelik istinaf sebebi yerinde değildir....

          Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu iddiası İİK.nun 16. maddesi kapsamında şikayet olup açıkça ve delilleriyle ileri sürülmesi gerekir (HGK'nun 27.01.2010 tarih 2009/12-539 E.,2010/16 sayılı kararı). Somut olayda borçlunun icra mahkemesine verdiği dilekçesinde kendisine gönderilen ödeme emri tebligatının usulsüz olduğuna dair açık bir iddiası bulunmamaktadır. Şikayet dilekçesinde yer alan: "ödeme emrinin muhtara bırakıldığı, ödeme emrinden 21.09.2015 tarihinde haberdar olunduğu" şeklindeki beyanlar usulsüz tebligat şikayeti olarak yorumlanamaz. Zira tebligat usulsüzlüğü ayrıca, açıkça ve delilleriyle ileri sürülmüş değildir. O halde yöntemine uygun olarak açıkça ve delilleriyle ileri sürülen bir tebligat usulsüzlük şikayeti bulunmadığı halde mahkemece hukuki tavsifte hataya düşülerek 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uygulanmak suretiyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

            Hukuk Dairesinin 29.....2017 tarih ve 2017/1510 E.-2017/2423 K. sayılı kararı ile;ödeme emri tebliğatının usulsüz olduğu ve borçlunun usule aykırı tebliği ögrenme tarihi olarak beyan ettiği 03.....2016 tarihinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesi gerektiği gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve şikayetin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin 03.....2016 tarihi olarak düzeltilmesine karar verildiği görülmektedir. Borçlu, bir taraftan tebligatın usulsüzlüğünü ileri sürerken, bir taraftan da usulsüz olduğunu ileri sürdüğü tebligatı öğrendiği tarihten itibaren (...) gün içinde icra mahkemesine şikayette bulunmalıdır. Somut olayda; borçlu şikayet dilekçesinde, usulsüz olduğunu ileri sürdüğü ödeme emri tebliğini ıttıla tarihinin 03.....2016 olduğunu belirtmiş olup, buna göre ........2016 tarihinde icra mahkemesine yapılan şikayet, İİK’nun .../.... maddesinde öngörülen yasal ... günlük süreden sonradır. Bu durumda, ......

              UYAP Entegrasyonu