Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafın 05/01/2021 tarihinde 89/1 haciz ihbarnamesi tebliğ edilmesine rağmen 21/01/2021 tarihinde şikayet ettiğini, şikayetin 7 günlük yasal süreden sonra yapıldığını, haciz ihbarnamesinin usulüne uygun olarak davacı tarafa tebliğ edildiğini, yasal süresi içerisinde itirazda bulunulmadığından talepleri üzerine 06/08/2020 tarihinde 2. Haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiğini savunarak şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından ".. şikayet eden 3. kişi vekilinin şikayet dilekçesinde 89/2. haciz ihbarnamesinin usulsüz tebliğ edildiğine dair bir iddiası bulunmamaktadır....

Öte yandan, İİK'nun 114. maddesi gereğince, menkul ihalelerinde satış ilanının borçluya tebliğinin zorunlu olmadığı ve satış kararında tebligat yapılmasına dair bir karar bulunmadığından, borçluya satış ilanı tebliğ edilmemesinin ihalenin feshini gerektirmeyeceği gibi, borçlunun, şikayet dilekçesinde kendisine yapılan satış ilânı tebliğ işleminin usulsüz olduğu yönünde bir iddiasının mevcut olmadığından bu durumda muhatabı tarafından şikayet konusu yapılmadığı halde borçluya satış ilanının tebliğ edilmediği hususu re'sen gözönüne alınarak ihalenin feshedilmemesi de doğru görülmemiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi. ....

    Borçlunun, kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve bu tarihe göre icra dosyasına yaptığı itirazın süresinde olması nedeniyle takibin durdurulması istemiyle icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). Borçlu vekili, öğrenme tarihi olarak 03.02.2015 tarihini bildirmiş olup, 11.02.2015 tarihinde icra mahkemesine yapılan şikayet, yasal yedi günlük süreden sonradır. Bu durumda mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımından reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru kararın onanması gerekmiştir....

      Mahkeme kararında, şikayetçi aleyhine ilamsız takip başlatıldığı, 27/02/2023 tarihinde takipten haberdar olunduğunun şikayetçi tarafından beyan edildiği, usulsüz tebligatta şikayetin süresinde yapılmadığı, gecikmiş itiraza ilişkin neden ve delil sunulmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Gecikmiş itiraz yoluyla icra mahkemesine başvurulması halinde öncelikle tebligatın usulüne uygun olup olmadığı incelenmelidir. Zira gecikmiş itiraz hükümleri usulüne uygun yapılan tebligatlar için uygulanabilir. Tebligat usulsüz ise başvuru şikayet olarak nitelendirilmelidir. Somut olayda şikayet edene yapılan tebligatlar aşağıda açıklanacağı üzere usulsüz olup başvuru gecikmiş itiraz olarak değil şikayet olarak nitelendirilmiştir (HMK 33.madde)....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tebliğ işleminin usulüne uygun olduğunu beyanla şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme; şikayetin kabulüne, ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 08/07/2019 olarak düzeltilmesine karar vermiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesinde saydığı nedenlerle kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Şikayet, genel haciz yoluyla ilamsız takipte borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasına dayalı TK'nın 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilmesi talebine ilişkindir. Usulsüz tebliğ şikayetinin, İİK'nın 16. maddesi uyarınca öğrenme tarihinden itibaren yasal 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesinde ileri sürülmesi gerekir. Şikayet süresi, hak düşürücü nitelikte olduğundan mahkemece resen gözetilir....

      Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK.nun 16.maddesi olup, bu yöndeki şikayet, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmalıdır. Öğrenme tarihinin belirlenmesi açısından ise şikayetçi borçlunun bildirdiği tarih esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulunun 12.02.1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez. Somut olayda, örnek 7 ödeme emrinin 25.12.2014 tarihinde, 103 davetiyesinin ise 21.01.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun icra dairesine verdiği borca itiraz dilekçesinde ve şikayetine ilişkin dilekçenin 5 numaralı bölümünde usulsüz olduğunu iddia ettiği tebligatlardan 12.08.2015 tarihinde haberdar olduğunu belirterek, tebliğ tarihlerinin düzeltilmesi istemi ile 17.08.2015 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu görülmüştür....

        Bölge Adliye Mahkemesi Kararı C.1.Gerekçe ve Sonuç Tebliğ mazbatasında, ...'ın okuma yazma bilmediğini beyan ettiğine dair herhangi bir ibare bulunmadığı, bu hususun aksini ispata yarar herhangi bir somut bilgi, belge ya da tanık beyanı olmadığı, tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu, usulsüz tebliğ şikayeti reddedildiğinden ödeme emrinin tebliğ tarihi itibariyle borçlunun borca, faize ve ferilerine itirazının da süresinde olmadığı gerekçesi ile borçlunun istinaf başvurusunu esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Borçlu, şikayet ve itiraz dilekçesi içeriğini aynen tekrarlamış, bundan başka şikayet dilekçesinde tanık deliline dayanıldığını, tanıkların bildirilmesi için süre verilmediğini, gerekli araştırmanın yapılmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1....

          maddesine göre tebliğ işlemi yapılamayacağı açıktır. Somut olayda, borçlu ...'ya gönderilen kıymet takdiri raporu ve satış ilanının mernis adresine TK'nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği görülmüştür. Şikayete konu tebligat evrakları üzerinde; tebligat mazbatasını çıkaran mercii tarafından TK'nun 23/1-8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup; dağıtıcının kendiliğinden kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebliğ işlemini TK'nun 21/2. maddesi uyarınca yapması yukarıda değinilen yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırıdır. Bu nedenle, sözü edilen tebligatların usulüne uygun yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. a) 27 parsel sayılı taşınmaz yönünden ; İİK'nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir....

            Bununla birlikte; şikayet dilekçesinde borçlu tarafından öğrenme tarihinin 31/01/2023 olarak bildirildiği, buna karşılık mahkemece tebliğ tarihinin 02/02/2023 olarak düzeltilmesine karar verildiği görülmüş olup, hükmün bu yönüyle yapılan incelemesi sonucunda; Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince; tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ, mutlaka bâtıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacaktır (HGK'nun 05.06.1991 tarih, 1991/12- 258 E.-1991/344 K. sayılı kararı). Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı ise, İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca, usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....

            Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur." Borçlunun, kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve bu tarihe göre icra dosyasına yaptığı itirazın süresinde olduğu nedeniyle takibin durdurulması istemiyle icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğinde olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). Somut olayda, takip dosyasına sunulan ve Uyap sistemine 19.02.2016 tarihinde tarandığı anlaşılan, 04.02.2016 havale tarihli dilekçe ile, ödeme emri tebliğ edilen Şehmus Turan isminde bir çalışanın bulunmadığı ileri sürülerek, ... 13. İcra Müdürlüğü'nün 2015/216934 Esas sayılı takip dosyasındaki borca ve senetteki imzaya itiraz edildiği görülmüştür....

              UYAP Entegrasyonu