Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca, borçlunun, tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olduğu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). Somut olayda, takip dosyasının yapılan incelemesinde ödeme emrinin şikayetçi borçluya 28/03/2014 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetçi borçlunun icra mahkemesine sunduğu dilekçesinde, 03/04/2014 tarihinde muttali olunan usulsüz tebliğ işlemlerine ilişkin 15/04/2014 tarihinde yapılan şikayet, yukarıda açıklanan Yasa hükmünde öngörülen 7 günlük şikayet süresinden sonradır. O halde, mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek sonuca gidilmesi isabetsizdir....

    Mahkemece; ödeme emrinin davacı borçlu tarafa tebliğ edildiği, takibi kesinleşmesi üzerine alacaklının vekilinin haciz talebi gereğince hacze gidildiği, borçlu tarafından haciz sırasında taahhütte bulunulduğu, taahhüdün alacaklı vekili tarafından kabul edildiği, devamında menkul malların haczedilerek borçluya yediemin olarak bırakıldığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinde (davacının da kabul ettiği üzere) davacının “güncel yerleşim yeri” adresinin yazılı olduğu ve bu adrese ödeme emrinin tebliğe çıkarıldığı, bu adreste davacının resmî nikâhlı eşi Vildan’a yöntemince tebliğ edildiği saptanmakla usulsüz tebliğ şikâyeti yerinde görülmemiş, davacının yöntemince tebliğ edildiği saptanan ödeme emrine İİK 169/1 yollamasıyla 168/1- b.5 gereğince beş günlük yasal ve hak düşürücü süre içinde icra mahkemesine itiraz etmediğinden kambiyo takibinin 05.02.2021 tarihinde kesinleştiği, davacının söz konusu tebliğ işlemini 04.02.2021 tarihinde öğrendiğini belirtmesine karşın bu nedenle herhangi bir itiraz...

    İlk derece mahkemesi kararında; kıymet takdir raporu tebliğinin ve satış ilanı tebliğinin usule uygun olduğu, bu nedenle meskeniyet şikayetinin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle usulsüz tebliğ şikayetinin ve meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmiştir. Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacıya gönderilen kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunu, haczedilen taşınmazın davacının haline münasip evi olduğunu ve haczinin mümkün olmadığını beyan etmiş meskeniyet şikayetinin reddine dair verilen kararın kaldırılmasına ve şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili istinafa karşı cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu beyan etmiş, istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Davacı taraf meskeniyet şikayetinde bulunarak haczin kaldırılmasını talep etmiştir....

    Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Somut olayda, takip dosyasında 89/1 haciz ihbarnamesinin davacıya 11/11/2020 tarihinde tebliğ edildiği, sonrasında davacı vekili tarafından 16/02/2021 tarihli dilekçe ile birinci haciz ihbarnamesine itirazda bulunulduğu, dava dilekçesinde de usulsüzlüğü iddia edilen tebliğ işlemini öğrenme tarihinin 16/02/2021 tarihi olduğunun beyan edildiği görülmüştür. Bu durumda davacının usulsüz tebligata ilişkin başvuru süresi öğrenme tarihi olarak da bildirilen 16/02/2021 tarihinde başlamış durumdadır. Dava tarihi ise 25/02/2021 olup, dava tarihi itibariyle davacının usulsüz tebligat şikayeti bakımından dava açma süresi dolmuş olup açılan dava süresinden sonradır....

    Somut olayda, ödeme emri tabligatının, "muhatabın adresinde bizzat tebliğ edildi" şerhi ile borçlunun imzasına tebliğ edildiği, Adli Belge İnceleme Grafoloji Uzmanı Dr Yüksel Söylem tarafından düzenlenen 14/06/2021 tarihli raporda “… imzanın davacı T1 el mahsulü olmadığı ” şeklinde görüş bildirildiği; mahkemece bu raporlar esas alınarak davanın kabulüne karar verildiği görülmektedir. Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. HGK'nun 5.6.1991 tarih ve 1991/12- 258 E. - 991/344 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere "....usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir."...

    Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılan tebligatlarda tebliğ tarihi, maddenin son cümlesinde açıkça belirtildiği üzere, iki numaralı fişin, yani ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihtir. Tebliğ tarihinin bu şekilde belirlenmesi ve geçerli sayılabilmesi, tebliğ memurunun yukarıda açıklanan araştırmayı mutlaka yapmasına ve belgelemesine bağlıdır. 7201 Sayılı Kanun'un 32. maddesi gereğince; tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise, muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas 1991/344 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; “..usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir.” Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir....

      Tebliğ memuru, muhatabın adreste bulunmama sebebini, borçlunun adresinden geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığını, tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceğini, dönecekse ne zaman döneceğini tevsik etmeden "şehir dışında" açıklaması ile yetinerek muhtara tebliğ ve 2 nolu fişin kapıya yapıştırılması ile tebliğ işlemini tamamlamıştır. Bu durumda anılan tebligat yukarıda yazılan ilkeler uyarınca usulsüzdür. 7201 Sayılı Kanun'un 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas 1991/344 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere “..usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir.”...

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, ilamlı icra takibinde maaş haczi müzekkeresinin usulsüz tebliği şikayeti, davacı yetkililerin borçlu olarak eklenmelerine ilişkin memur işlemini şikayet ve ödenen paranın iadesi istemlerine ilişkindir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Aynı Kanunun 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler, herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde, tebliğ orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece, satış ilanının borçlulardan Elif Kaya'ya usulsüz olarak tebliğ edildiği ileri sürülmüş ise de, her borçlu yalnızca kendisi bakımından yapılan tebligatın usulsüzlüğünü ileri sürebileceğinden satış ilanının dava dışı takip borçlusuna usulsüz olarak tebliğ edildiği iddiasının dinlenemediği, kıymet takdirine ilişkin raporun davacı takip borçlusuna usulsüz tebliğ edildiği ileri sürülmüş ise de, yine satış ilanının şikayetçi borçluya usulsüz tebliğ edildiği açıkça ileri sürülmediğine göre, en geç şikayetçi borçluya satış ilanının tebliğ edildiği 16/12/2020 tarihinde öğrenmenin gerçekleştiği ihtimali karşısında yasal 7 günlük süresi içerisinde ileri sürülmeyen ve satış ilanının tebliğ edilmiş olması gözönüne alınarak sonuca etkili görülmeyen usulsüz tebliğ iddiasının da yerinde görülmediği, yine, satış ilanı ve şartnamesinde satışa konu taşınmazın önemli nitelikli ve vasıflarının yazılmamış olduğu iddia edilmiş ise de, taşınmazın vasıflarının şartname...

        Somut olayda borçlunun, şikayet dilekçesinde kendisine yapılan satış ilânı tebliğ işleminin usulsüz olduğu yönünde bir iddiasının mevcut olmadığı görülmektedir. Bu durumda muhatabı tarafından şikayet konusu yapılmadığı halde borçluya satış ilanının tebliğ edilmediği hususu re'sen gözönüne alınarak ihale feshedilemez. Mahkemece, borçlunun ileri sürdüğü diğer fesih sebeplerinin incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı ve ihale alıcısının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          UYAP Entegrasyonu