Sayılı dosyası ile takibe geçildiğini ve takibin usulsüz tebligat yapılmak suretiyle kesinleştirildiğini, müvekkilinin şikayet konusu icra dosyasından haricen haberdar olduğunu, davacı şirketin tek başına oluşturduğu hukuka aykırı yönetim planı ile yönetici olarak atanan ve yine davacı şirket ile birlikte hareket eden İstmarina Toplu Yapı Sitesi Geçici Yönetimi tarafından daha önce müvekkiline karşı İstanbul Anadolu 17. İcra Müdürlüğü'nün 2019/17726 E. Sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığı ve müvekkili tarafından kullanılmayan adrese usulsüz tebligat yapılmak suretiyle takibin kesinleştiğini, müvekkilinin bankadaki parasına haciz konulduğunu, taraflarınca usulsüz tebligatın iptaline ilişkin İstanbul Anadolu 3. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/954 E. Sayılı dosyası ile açılan davada teminat karşılığında paranın alacaklı görünen yönetime ödenmesinin engellendiğini ileri sürerek şikayetin reddini istemiştir....
nun 35.maddesine göre tebligat yapılması gerekirken bilinmeyen adresteki muhtarlığa tebligat yapılmasının usulsüz olduğunu belirterek, usulsüz tebliğ nedeniyle ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 06/12/2021 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı borçlunun usulsüz tebligat nedeniyle yaptığı şikayet başvurusunun süresinde olmadığını, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağının İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içinde İcra Mahkemesine yapılmasının zorunlu olduğunu, davacı borçlunun, ödeme emri tebligatından 06/12/2021 tarihinde haberdar olduğunu açıkça kabul ve beyan etmesine rağmen işbu şikayetini 30/12/2021 tarihinde yaptığını belirterek süresinde yapılmayan şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; bila tebliğ iade edilen ödeme emri tebligatının, borçlu şirketin adresten taşındığı tespiti yönünden usulsüz olduğunu, zira şirket sahiplerinin tebliğ tarihinde yurtdışında olup şirketin adresten taşınmadığını, ayrıca tebligat mazbatasında şirketin nereye taşındığına ilişkin bir tespitin de yer almadığını, mazbatada yazılı komşunun kim olduğunun anlaşılamadığını, bila tebliğ iade edilen tebligat üzerine TK'nın 35. maddesi gereğince yapılan tebligatın da, tebliğin bu madde gereğince yapılacağına ilişkin meşruhatı içermemesi ve mavi renkli zarf ile gönderilmemesi nedenleri ile usulsüz olduğunu ileri sürerek ödeme emri tebligatının iptali ile tebligatı öğrenme tarihinin 29.01.2020 olarak kabulünü talep etmiştir. II....
İlk derece mahkemesince davalı adına dava dilekçesi tebliğ edilmemiş dosya üzerinden inceleme yapılarak karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı borçlu tarafından asıl dava ile usulsüz tebliğ şikayeti yapılmış birleşen dava da ise imzaya ve borca itirazlar ile zaman aşımı itirazı ileri sürülmüştür. Tebligatın usulsüz yapıldığına ilişkin şikayet mahkemede her türlü delille ispat edilebileceğinden, duruşma açılmadan, şikayetçiye (borçluya) ve karşı tarafa (alacaklıya) anılan konudaki delillerini mahkemeye ibraz etmeleri için imkan tanınmadan talep hakkında dosya üzerinden karar verilmesi usule aykırıdır (HGK.nun 2003/12- 600 esas 2003/606 karar). Keza davacı borçlunun birleşen davada imzaya, borca ve zaman aşımına ilişkin itirazları şikayet mahiyetinde olmayıp belirtilen hususlar yönünden duruşma açılmadan karar verilemez. HMK'nın 317 maddesine göre cevap dilekçesi verme ve itiraz süresi iki haftadır. Davalı alacaklıya dava dilekçesi ve tensip zaptının tebliğ edilmediği anlaşılmıştır....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 12.11.2015 tarih ve 2015/282 Esas, 2015/608 Karar sayılı tahliye istekli dava nedeniyle yapılan duruşma davetiyesinin, borçlu asile 16.6.2015 tarihinde tebliğ edildiği görülmekte olup; borçlu, icra mahkemesine yaptığı 01.7.2015 tarihli şikayet başvurusunda bu tebliğ işleminin de usulsüz olduğunu ileri sürmemektedir. O halde, her nekadar mahkemenin ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna ilişkin gerekçesi yerinde ise de; borçlunun hakkındaki takipten tahliye davasından gönderilen dava dilekçesinin tebliğ tarihi olan 16.6.2015 tarihinde haberdar olduğu anlaşılmakla mahkemece, şikayetin süreden reddi gerekirken esastan incelemeyle kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Bu durumda mahkemece öncelikle borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olup olmadığı belirlenip, tebligatın usulsüz yapıldığının ve başvurunun da süresinde olduğunun tesbiti halinde takibin şekline göre işin esasının incelenmesi, aksi halde istemin süre aşımından reddi gerekir. 7201 Sayılı Kanunun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun, kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). Somut olayda; borçlu vekilleri Av. .... ve Av. ... tarafından ... C....
UYAP üzerinden icra dosyasının incelenmesinde satış ilanının şikayet eden borçlu vekiline 16/08/2021 tarihinde e-tebligat ile tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda şikayet eden borçlunun satışa hazırlık işlemleri olan kıymet takdirini ve satış şartnamesinin içeriğini en geç 16/08/2021 tarihinde öğrendikleri kabul edilmelidir. Bu iddialara yönelik yedi günlük şikayet süresinde şikayet yoluna başvurulmadığından bunlara ihalenin feshi sebebi olarak dayanılması mümkün değildir. Dolayısıyla ilk derece mahkemesince bu iddiaların reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. (II)Şikayet eden ilgililere usulsüz tebliğ yapıldığı iddiasında ise de usulsüz tebliğ şikayetinin ilgili kişi tarafından yapılması gerektiği dikkate alındığında bu yöndeki talebinin kabul edilmemesinde de isabetsizlik bulunmamaktadır....
İcra Müdürlüğü'nün 2012/4021 sayılı dosyasında başlatılan takipte kıymet taktirinde taşınmazın değerinin 291.480 TL olarak belirlenip bu bedel üzerinden satışa çıkarılmasının usulsüz olduğu gerekçesi ile ihalenin feshini istediği, şikayetçinin isteminin kabulü ile ihalenin feshine karar verildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 128/2.maddesi gereğince ve satışa hazırlık işlemleri sırasında icra dairesi taşınmazın kıymetini ehil bilirkişi aracılığı ile tayin ve tespit ettirir. İlgililer icra dairesinin kıymet taktiri işlemine karşı şikayet yoluyla icra mahkemesinde düzenlenen raporun gerçeği yansıtmadığını ileri sürebilir. Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkündür. Ancak, yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirinin usulsüz olduğundan bahisle ihalenin feshini talep edemezler....
İcra Müdürlüğü'nün 2012/4021 sayılı dosyasında başlatılan takipte kıymet taktirinde taşınmazın değerinin 291.480 TL olarak belirlenip bu bedel üzerinden satışa çıkarılmasının usulsüz olduğu gerekçesi ile ihalenin feshini istediği, şikayetçinin isteminin kabulü ile ihalenin feshine karar verildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 128/2.maddesi gereğince ve satışa hazırlık işlemleri sırasında icra dairesi taşınmazın kıymetini ehil bilirkişi aracılığı ile tayin ve tespit ettirir. İlgililer icra dairesinin kıymet taktiri işlemine karşı şikayet yoluyla icra mahkemesinde düzenlenen raporun gerçeği yansıtmadığını ileri sürebilir. Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkündür. Ancak, yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirinin usulsüz olduğundan bahisle ihalenin feshini talep edemezler....
İcra Hukuk Mahkemesince ise, şikayetin kıymet takdirine yönelik olmayıp kıymet takdiri tebliğ işlemine yönelik olduğu, kıymet takdiri Denizli 1. İcra müdürlüğünün 2019/27 talimat sayılı dosyasından yapılmış ise de kıymet takdiri tebliğ işleminin Bakırköy 6.İcra Müdürlüğünün 2016/18242 esas sayılı dosyasından yapıldığı, İİK'nun 4. maddesine göre usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin yargılamanın usulsüz tebliğ işlemini yapan Bakırköy 6. İcra dairesinin bağlı bulunduğu Bakırköy 10. İcra Hukuk Mahkemesinin yetki alanına girdiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İİK'nın 4. maddesi gereğince, takip hangi icra dairesinden başlamış ise bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler, takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesinde çözümlenir. Bu husus, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir....