"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu hakkında İİK'nun 149/b maddesi uyarınca ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibi yapıldığı, örnek 9 numaralı ödeme emrinin borçlu vekiline 26.6.2014 tebliğ edildiği, borçlunun icra mahkemesine 03.7.2014 havale tarihli dilekçesiyle yaptığı başvuruda, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu şikayeti ile beraber takip konusu kredi sözleşmesinde kredi tutarının 50.000,00 TL olmasına rağmen takipte 98.590,00 TL istendiğini, bu tutarın içinde faiz, masraf vb. kalemler varsa bunların da açıkça gösterilmesi gerekmesine karşın gösterilmediğini ileri...
Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliği işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi, İİK'nın 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı maddenin 1. fıkrası gereğince borçlunun bu şikayetini, işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekir. Somut olayda, ödeme emri borçluya 07/07/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, borçlu icra müdürlüğüne 11/01/2021 tarihinde verdiği dilekçe ile borca itiraz etmiş, icra mahkemesine 19/01/2021 tarihinde başvurarak; takipten 08/01/2021 tarihinde haberdar olduğunu, tebligatın usulsüz olduğunu, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesini talep etmiştir. Borçlunun takipten haberdar olduğunu bildirdiği tarihten itibaren icra müdürlüğüne süresinde itiraz dilekçesi vermiş ise de öğrenme tarihinden itibaren 7 gün içerisinde şikayet yoluna gitmemiştir. Mahkemece de aynı gerekçe ile şikayetin reddine karar verilmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2011/14986 Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, bu dosyadan çıkartılan ödeme emri tebligatının usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, dosyanın işlemden kaldırılması ve dosyanın yenilenmesinden sonra 2018/9473 Esas sayısını aldığını, bu dosyadan da müvekkiline usulüne uygun bir tebligat yapılmadığını, yenileme tarihi itibariyle müvekkilinin ikametgah adresinin kentsel dönüşüm nedeniyle yıkıldığını, gönderilen tebligatta ödeme emrinin de bulunmadığını belirterek, usulsüz tebligata itirazının kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin yenileme emrinin gönderildiği 22/01/2020 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
. - K A R A R - Davacı, davadışı ...’un keşideci kendisinin kefil, davalının lehtar olarak yer aldığı senede dayalı olarak aleyhine takip başlatıldığını ve usulsüz şekilde ödeme emri tebliği yapıldığını, oysa kendisinin ödeme emrinden geç haberdar olduğunu, boş şekilde imzaladığı bononun sonradan rızası dışında doldurulduğunu ve senet nedeniyle davalıya borçlu olmadığını belirterek, öncelikle takibin iptali ve durdurulmasına, aksi halde bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve %40 oranında tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, zamanaşımına uğrayan bonoya dair müvekkiline ilamsız takip yapıldığını, bono nedeniyle davacının borçlu olduğunu bildirerek davanın reddini savunmuş ve %40 oranında tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir....
Somut olayda, ödeme emrinin borçluya 31.07.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise İİK'nun 168. maddesinde öngörülen yasal beş günlük süreden sonra 14.08.2015 tarihinde icra mahkemesine başvurarak ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürüp, imzaya itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece; öncelikle, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayeti hakkında HMK'nun 297. maddesine göre bir karar verilmesi, tebligatın usulsüzlüğünün tespiti ve itirazın süresinde olduğunun anlaşılması halinde, işin esasının incelenmesi, aksi halde istemin süreden reddi gerekirken, tebligatın usulsüzlüğüne yönelik şikayet hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden ve dolayısıyla İİK'nun 168. maddesi uyarınca itirazın süresinde olup olmadığı saptanmadan imzaya itirazın esasının incelenmesi isabetsizdir....
Bu nedenle borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilerek tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 27/07/2020 tarihi olarak düzeltilerek 27/07/2020 tarihinde yapılmış olan itiraz doğrultusunda icra takibinin durdurulmasına karar vermek gerekmiş ve davacının davasının kabulüne yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. " şeklindeki gerekçelerle 1- Davacının şikayetinin KABULÜNE 2- Borçka İcra Müdürlüğünün 2020/127 Esas sayılı dosyasında, davacı- icra dosyası borçlusuna ödeme emrinin tebligatının usulsüz olduğunun tespiti ile davacının ödeme emrine 27/07/2020 tarihinde muttali olduğunun tespitine karar verilmiştir....
Somut olayda; her ne kadar şikayetçi tarafından 06.08.2007 tarihli ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu ileri sürülmüş ise de, şikayetçiye 03.08.2010 tarihinde yenileme emri tebliğ edildiği, şikayetçi tarafça bu tebliğ işlemine yönelik olarak usulsüzlük iddiası ileri sürülmediğine göre, şikayetçinin en geç 03.08.2010 tarihinde, takipten haberdar olduğunun kabulü gerekir....
Davacı/borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin süre yönünden ret kararının yerinde oladığını belirterek ve ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne yönelik dava sebeplerini tekrar ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne yönelik şikayet, imzaya ve borca itiraz davasıdır. Borçlunun ödeme emri tebliğ işlemi ile ilgili şikayet başvurusunu, İİK'nın 16/1. maddesi gereğince öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük süre içinde icra mahkemesine yapması gereklidir. Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihinin aksi yazılı belge ile kanıtlanabilir....
Davacı borçlu tarafça, dava dilekçesinde, usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte , takip dayanağı belgelerin ödeme emri ile birlikte tebliğ edilmediğine yönelik şikayette bulunulmuş, ancak mahkemece, dava dilekçesinde belirtilen hususlardan sadece usulsüz tebligat şikayeti değerlendirilmiş, takip dayanağı belgelerin ödeme emri ile birlikte tebliğ edilmediğine yönelik şikayet hususunda olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Yukarıda belirtilen usuli eksiklik kamu düzenine ilişkin esaslı hata niteliğinde olup, HMK 'nun 355. Maddesi uyarınca, dairemizce resen nazara alınması zorunlu olduğundan; davacı tarafın istinaf sebepleri bu aşamada değerlendirilmeksizin, HMK'nun 355 ve 353/1- a-6 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, belirtilen eksikliklerin giderilerek usulüne uygun şekilde hüküm kurulması için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine oy birliği ile karar verilmiştir....
İİK'nun 62/1 maddesi gereğince, genel haciz yoluyla takiplerde, itiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. Somut olayda, şikayetçinin usulsüz tebligat şikayeti üzerine, mahkemece, ödeme emri tebliğ tarihinin 15/11/2019 olarak düzeltilmesine karar verildiği ve şikayetçinin 15/11/2019 tarihinden itibaren işlemeye başlayan yasal 7 günlük süre içinde icra dairesine itirazını bildirmediği anlaşılmıştır. Yukarıda belirtilen kanun hükmü gereğince, icra mahkemesine bildirilen itirazın geçersiz olduğu anlaşıldığından itirazın reddine karar verilmesi isabetli olmuştur....