"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu hakkında genel haciz yolu ile yapılan takipte, borçlu icra mahkemesine başvurusunda, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürerek usulsüz tebliğ şikayetinde bulunmuş, mahkemece, tebliğin usulüne uygun olduğu gerekçesi ile şikayet reddedilmiş, hükmü borçlu vekili temyiz etmiştir. Usulsüz tebliğ şikayeti İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca yasal yedi günlük süreye tâbi olup, bu sürenin başlangıcı usulsüz tebliğin öğrenildiği tarihtir....
Davalı vekilinin istinaf talebi yönünden yapılan incelemede; Mahkemece davacının usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile, takip dosyasında davacıya yapılan ödeme emri tebligatının takibin e-devlet üzerinden öğrenildiği tarih olarak bildirilen 14/02/2022 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmiş ise de, davacının dava dilekçesinde 103 davetiyesi tebliğinin usulsüz olduğuna ilişkin bir iddiada bulunmamasına rağmen, mahkemece 103 davetiyesinin de ödeme emri ile aynı adrese ve aynı tebliğ şerhi ile usulsüz tebliğ edildiği kabul edilerek ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Gerekçe ve Sonuç Ödeme emri tebligatında alanın ve dağıtıcının imzasının yer aldığı, tebliğ işleminin Tebligat Kanununun 16. maddesine göre usulüne uygun olduğu, borçlunun eşinin tebliği almaya yetkili olduğu gerekçesi ile ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi talebinin reddine, 01.08.2019 tarihli ödeme emri tebliğ işlemi usulüne uygun olduğundan 20.02.2020 tarihli borca, faize, tüm ferilerine ve zaman aşımına yönelik itirazın süre yönünden usulden reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu istinaf başvurusunda bulunmuştur. B.İstinaf Sebepleri Borçlu, şikayet ve itiraz dilekçesi içeriğini tekrarlamış, bundan başka eşinin okuma yazma bilmediğine ilişkin iddia hakkında hiç bir araştırma yapılmadığını, yakın komşularının tanık olarak dinlenmesinin zorunlu olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. C....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; ödeme emrine ilişkin usulsüz tebligat şikayeti ile beraber İİK'nın 58. maddesine dayalı şikayete ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İİK md. 16., 58., Tebligat Kanunu md. 21/1., 21/2., 3....
Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ........ tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi: 1) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurum’un aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2) İlamsız icra takiplerinde ödeme emrine itiraz süresi yedi gündür. Bu süre, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği tarihten itibaren başlar. Borçlu yedi gün içinde ödeme emrine itiraz etmez ise, ödeme emri ve icra takibi kesinleşir. Ödeme emri tebliği usulsüz ise, ödeme emrinin tebliğ edildiği tarih, borçlunun usulsüz tebliği öğrendiğini bildirdiği tarihtir ve yedi günlük normal itiraz süresi bu tarihten itibaren başlar. Somut olayda; ödeme emri 07.04.2006 tarihinde davalı......'...
Somut olayda; örnek 7 numaralı ödeme emri tebliğ işleminin Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre 26.03.2010 tarihinde yapıldığı ancak dosya içerisinde bulunan ... İl Emniyet Müdürlüğü'nün 23.07.2012 tarihli yazılarıyla borçlunun tebliğ tarihinde yurtdışında olduğu anlaşıldığından, tebliğ mazbatasında ki tebliğ memurluğunca tesbit edilen kayıt doğru değildir. Bu durumda takip borçlusuna usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş bir ödeme emri bulunmamaktadır. Uyuşmazlığın İİK.nun 65. maddesinde yer alan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, 7201 Sayılı Kanunun 32. maddesine göre çözümlenmesi gerekir....
Dairemizce istinaf edenin sıfatına ve istinaf nedenleri ile sınırlı olarak yapılan değerlendirmelere göre; borçlu T3’e yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu, borçlu T3’in itirazlarını yasal süresinde icra mahkemesinde ileri sürmediği, ödeme emri tebliğ tarihinde ergin olmayan diğer borçlular yönünden velilerine ödeme emri tebliğ edilmediğinden ödeme emri tebliği işleminin usulsüz olup şikayet ve itirazlarının süresinde mahkeme önüne getirildiği, her ne kadar takipte istenen işlemiş faiz miktarında fazlalık bulunsa da borçlular tarafından istinaf başvurusunda bulunulmadığı gözetilerek takip sonrası faize ilişkin bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle ödeme emrinin borçlular T1 ve T3 yönünden düzeltilmesi gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Davacı vekili ödeme emri tebligatının usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, müvekkilinin 103 davetiyesi tebliği ile 03.05.2019 tarihinde icra dosyasından haberdar olduğunu, aşkın haciz yapıldığını, takip dayanağı belgedeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin böyle bir borcu bulunmadığını belirterek itiraz ve şikayet etmiş, mahkemece sadece imza itirazı hakkında inceleme yapılarak imzaya itirazın reddine karar verilmiştir. Öncelikle usulsüz tebligat yapıldığı hakkındaki şikayet incelenerek davanın süresinde açılıp açılmadığının tespiti, buna göre de, itiraz ve şikayetlerin süre yönünden incelenmesi gerekir. Davacı tarafın davadaki usulsüz tebligat şikayeti, borca itirazları ve aşkın haciz iddiaları mahkemece değerlendirilmemiştir. Bu nedenlerle mahkeme kararının kaldırılarak davacının tüm talepleri hakkında karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Somut olayda ise borçluya usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emri bulunmadığından 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32.maddesinin uygulanma imkanı yoktur. Ayrıca Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre borçluya ödeme emri tebliğ edilmemiş olsa bile alacaklının takibi ve uyuşmazlığı sürdürme iradesinin bulunması halinde itiraz hakkının bulunduğu kabul edilmektedir. Şu hale göre borçluya tebliğ edilmiş bir ödeme emri bulunmadığından, zamanaşımı itirazı İİK.nun 168/5.maddesinde öngörülen yasal sürede olup, mahkemece, alacaklının takibi ve uyuşmazlığı sürdürme iradesinin bulunduğunun belirlenmesi halinde itirazın esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bu yöndeki istemin süre aşımı nedeniyle reddi doğru değildir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; usulsüz tebligat halinde muhatabın tebliğ tarihine ilişkin beyanının esas olduğunu, kendilerinin de beyan ettikleri tarihe göre süresinde dava açtıklarını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz ödeme emri tebliği şikayetine ilişkindir. Borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. Somut olayda, takip dosyasında ödeme emrinin davacıya 01/06/2015 tarihinde tebliğ edildiği, sonrasında davacı vekili tarafından 06/08/2018 tarihinde takip dosyasına vekaletname sunulduğu ve 09/10/2019 tarihli dilekçe ile de haciz kaldırma talebinde bulunulduğu görülmüştür. Bu durumda davacının usulsüz tebligata ilişkin başvuru süresi 06/08/2018 tarihinde başlamış durumdadır....