İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/523 ESAS, 2022/847 KARAR DAVA KONUSU : YETKİ İTİRAZI, İMZAYA İTİRAZ KARAR : İzmir 6. İcra Hukuk Mahkemesinin 2022/523 Esas, 2022/847 Karar sayılı dosyasında verilen yetki itirazının kabulü kararına karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla, Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili aleyhine İzmir 8. İcra Müdürlüğünün 2022/9018 Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibine geçildiğini, müvekkilinin ticaret sicilde kayıtlı adresinin Odabaşı Mah., ......
Bu süre öğrenme tarihinden başlar ve hak düşürücü niteliktedir. Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazın 12.04.2012 tarihinde haczedildiği, hacze ilişkin 103 davetiyesinin 26.08.2012 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 20.01.2014 tarihinde haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. Taşınmaz haczine ilişkin 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet de İİK'nun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbidir. Borçlu meskeniyet şikayetine ilişkin dilekçesinde açıkça 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiği yönünde bir iddiada bulunmamış, süresinden sonra 10.04.2014 havale tarihli cevaba cevap dilekçesi ile tebligatın usulsüzlüğünü ileri sürmüştür. O halde mahkemece meskeniyet şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Somut olayda ise borçluya usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emri bulunmadığından 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32.maddesinin uygulanma imkanı yoktur. Ayrıca Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre borçluya ödeme emri tebliğ edilmemiş olsa bile alacaklının takibi ve uyuşmazlığı sürdürme iradesinin bulunması halinde itiraz hakkının bulunduğu kabul edilmektedir. Şu hale göre borçluya tebliğ edilmiş bir ödeme emri bulunmadığından, şikayeti İİK.nun 168/3.maddesinde öngörülen yasal sürede olup, şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken istemin süre aşımı nedeniyle reddi doğru değildir....
YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, icra takibinde alacaklının ikametgahı icra dairesinin yetkili olduğunu belirterek, yetki itirazının reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : Dosya üzerinde yapılan inceleme ile yetki itirazının kabulü ile davacı yönünden Köyceğiz İcra Müdürlüğünün yetkisizliğine ve Köyceğiz İcra Müdürlüğünün 2019/213 Esas sayılı dosyasının istek halinde İstanbul İcra Müdürlüğüne gönderilmesine, diğer itirazların incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, takibe konu çekin Zıraat Bankası Köyceğiz Şubesine takasa verilmesi ve karşılıksız olduğunun anlaşılması nedeniyle çekin ödeme yerinin Köyceğiz olduğunu, borcun götürülecek borç haline geldiğini ve uyuşmazlıkta Köyceğiz mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ; Mahkemece, ödeme emrinin tebliğ işleminin usulsüz olduğu iddiasının “şikayet” niteliğinde olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılmasının zorunlu olduğu, (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12- 258 E., 1991/344 K.) borçluya İİK. 54 maddesi uyarınca muhtıra ve ödeme emrinin 12/05/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 14/07/2019 tarihinde açıldığından usulsüz tebliğ şikayetinin süresinde olmadığı, imzaya ve borca itirazın davacı vekili tarafından 14/07/2019 tarihinde gerçekleştirildiği ve davacı tarafından ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayeti yerinde görülmediğinden, ödeme emri tebliğinden itibaren 5 günlük yasal süre içerisinde itiraz edilmediğinden borca ve imzaya itirazların süre aşımı nedeniyle reddine karar vermiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/2954 KARAR NO : 2022/1977 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/09/2021 NUMARASI : 2021/588 ESAS, 2021/511 KARAR DAVA KONUSU : YETKİ İTİRAZI KARAR : İzmir 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/588 Esas, 2021/511 Karar sayılı dosyasında verilen yetki itirazının kabulü kararına karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından davacı hakkında İzmir 6....
den taşınmaz alımı nedeniyle düzenlendiğini, bir kısım senet bedellerinin ödendiğini, takibe konu senetlerin ise bedelsiz kaldığından borcunun bulunmadığını, nama yazılı senede dayanılarak takip yapılamayacağını, faiz talebinin yasal dayanağının bulunmadığını, kendilerinde takip harç ve giderleri ile avukatlık ücretinin talep edilemeyeceğini ileri sürerek usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin 21/06/2019 olarak düzeltilmesine, ödeme emrinin iptaline, yetki itirazının kabulüne, faiz, harç ve giderlerine yönelik itirazların kabulüne ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Dava dilekçesi ile davacıların takipten, tebliğden haberdar oldukları tarihin 09/07/2019 tarihi olduğunu bildirdikleri anlaşılmıştır. Borçluların kendilerine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi ve davacıların usulsüz tebliğe ilişkin yaptığı şikayetin de 5 günlük süreden sonra başvurduğu anlaşılmıştır. Yine Buna göre; borçluların imzaya ve borca itirazının da, İİK'nun 168. maddesi gereğince yasal 5 günlük sürede yapılmadığı da görülmektedir. Yukarıda belirtilen gerekçelerle davacı/borçluların usulsüz tebliğ şikayeti ile imzaya ve borca itirazlarının süre aşımı nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Şikayetin ve davacıların itirazlarının süre yönünden reddine" karar verildiği görülmüştür....
ve menfi tespit konulu davada İstanbul 11....
Davacı/borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ödeme emrinin usulsüzlüğü şikayeti ile birlikte imzaya ve borca itiraz ettiklerini, borca ve imzaya itirazları da olduğu halde dosya üzerinden karar verildiğini, dosyanın duruşmalı olarak incelenmesi gerektiğini, kararın bu yönüyle hukuka aykırı olduğunu, sadece icra ceza dosyasından yapılan tebligatın yeterli görülüp icra dosyasından ödeme emrinin usulüne göre tebliğ edilmemesinin düşünülemeyeceğini, ödeme emrinin tebliğ edilmesi halinde borçlunun cebri icra yoluna kim tarafından, ne suretle ve miktarda maruz kaldığını bilebileceğini, ceza dosyasının da takibe ilişkin olmayıp çeke ilişkin olduğunu, icra dosyası ile bağı ve bağlantısı bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davacının başvurusu, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, ödeme emri tebliğinin usulüzlüğü şikayeti ile birlikte imzaya ve borca itiraz davasıdır. İlk derece mahkemesince; davacı/borçlunun İstanbul Anadolu 14....