Anılan husus, kesin yetki kuralı olup, mahkemece re'sen uygulanmalıdır. Ancak, talimat yazısı, borçluya ait menkul ve gayrimenkul mallar ile 3. kişilerdeki hak ve alacakların haczi yönünde ve genel nitelikli olmayıp da, belli bir malın haczini isteyen "nokta haczi" biçiminde yazılmış ise, bu halde anılan hacizle ilgili şikayet, talimatı yazan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesince incelenir. Bir başka deyişle böyle hallerde İİK'nun 79. maddesi hükmü uygulanamaz. Somut olayda, Antalya 10....
Somut olayda mahkemece, boçlunun takipten, öğrendiğini beyan ettiği tarihten daha önceki bir tarihte haberdar olduğu tespit edilmiş olup, usulsüz tebliğ şikayeti ve bunun sonucu olarak da borca itirazın süresinde olmadığı görülmektedir. O halde mahkemece, usulsüz tebligat şikayeti ve borca itirazları süre yönünden reddedilen borçlunun yukarıda açıklanan yasal düzenlemeye aykırı şekilde tazminatla sorumlu tutulması isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekirken doğrudan onandığı anlaşılmakla karar düzeltme isteminin kısmen kabulü gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 04/05/2016 tarih ve 2016/7181 E. - 13092 K. sayılı onama ilamının kaldırılmasına, ... 7....
İcra Hukuk Mahkemesince ise, İİK'nın 128/a maddesi uyarınca kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililerin raporun tebliğinden itibaren 7 gün içinde raporu düzenleten icra müdürlüğünün bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabilecekleri, bu durumda kıymet takdirine ilişkin şikayetin Malatya İcra Müdürlüğünün bağlı bulunduğu Malatya İcra Hukuk Mahkemelerine yapılması gerektiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İcra İflas Kanunu’nun 128/a. maddesi gereğince kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren yedi gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabilirler. Somut olayda; kıymet takdirinin, Malatya İcra Müdürlüğünce yapıldığı anlaşılmakla şikayeti inceleme yetkisi Malatya 2. İcra Hukuk Mahkemesi’ne aittir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanunu’nun 36/3. maddesi gereğince; Malatya 2....
Burada Yönetmeliğin 30. maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını “tahkik etme” görevini yüklemiştir. Buna göre tebliğ memuru tahkik etmekle kalmayıp, tevsike yönelik olarak yaptığı tahkikatın sonucunu Tebligat Kanunu'nun 23/7. ve Tebligat Yönetmeliğinin 35/f bendi gereğince tebliğ mazbatasına yazacak ve maddede açıkça belirtildiği üzere ilgilisine imzalatacaktır. Ancak bu şekilde, yapılan işlemin, usulüne uygun olup olmadığı, hakim tarafından denetlenebilir. Muhatabın, tebliğ adresinde ikamet etmekle birlikte, kısa ya da uzun süreli ve geçici olarak adreste bulunmadığının, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin beyan ve bunun tevsik edilmesi halinde ancak, maddede sayılanlardan, örneğin muhtara imza karşılığı tebliğ edilip, 2 numaralı fişin kapıya yapıştırılması ve komşunun durumdan haberdar edilmesi işlemlerine geçilebilecektir....
DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ ŞİKAYETİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle: İstanbul 14.İcra Müdürlüğünün 2019/17012 Esas sayılı dosyasıyla müvekkili aleyhine başlatılan takipten müvekkillerinin 30/05/2019 tarihi itibari ile haberdar olduğunu, tebligatın daimi çalışanı Rukiye İlbas imzasına tebliğ edildiğini ve tebligatın usulsüz olduğunu tebliğ edilen şahsın müvekkilli ile herhangi bir bağlantısının bulunmadığından bahisle müvekkilinin icra dosyasını öğrenme tarihi olan 30/05/2019 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece 20/02/2020 gün, 2019/790 E 2020/325 K sayılı kararla "Şikayetin KABULÜ ile İstanbul 14. İcra Müdürlüğü'nün 2019/17012 Esas sayılı icra takibinde davacı/borçlunun ödeme emri tebliğ tarihinin muhatabın öğrenme tarihi olan 30/05/2019 tarihi olarak DÜZELTİLMESİNE, " karar verilmiştir....
Yukarıda açıklanan emsal içtihatlar kapsamında somut olay incelendiğinde ; borçlunun hesap kat ihtarının takip tarihinden önce kendisine yöntemince tebliğ edilmediği, dosyaya sunulması gereken ipotek belgesi , ipotek akit tablosu ile takibe ilişkin kredi genel sözleşmesi ve eki niteliğindeki belgeler ve ilgili tapu sicil müdürlüğü tarafından tasdikli evrak suretleri, hesap kat ihtarının usulüne uygun tebliğine ilişkin noter tebliğ mazbatası aslının sunulmadığı , takip dayanağı belgelerin icra emrinde belirtilmediği iddialarının İİK.nun 16/1. Maddesine göre , 7 günlük şikayet süresi içerisinde ileri sürülmesi gerekir. Yine yetki itirazının da 7 gün içerisinde ileri sürülmesi gerekir. Somut olayda; icra emri şikayetçiye 20/01/2018 tarihinde tebliğ edilmiş olup 15.01.2021 tarihinde icra mahkemesine yapılan şikayet ve yetki itirazı süresinde değildir....
Davacının yeni mevsim döneminde ise davet edildiği ve davet yazısının işçinin imzasına tebliğ edildiği dosya içerisindeki tebligat evrakı ile sabit olmuştur. Davacının çağrıya rağmen işe başlamadığı ve kıdem ihbar tazminat talepli eldeki davayı açtığı anlaşılmakla, iş ilişkisinin işe başlamamak suretiyle davacı tarafından sona erdirildiği kabul edilerek kıdem tazminatı ile ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken mahkemece iş sözleşmesinin askıya alındığına dair evrakın davacı işçiye tebliğ edilmediği şeklindeki yerinde olmayan gerekçe ile taleplerin kabulüne karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
T4 aynı zamanda müvekkilinin de avukatı olduğunu, 29/11/2013 tarihli sözleşmede isminin geçtiğini, Avukatlık Kanunu gereğince vekilin icra dosyası ve huzurdaki davada usul ve yasaya aykırı eylemde bulunduğunu belirterek istinaf talebinin kabulüne, mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İcra dosyasının incelenmesinde; alacaklı tarafından borçlu aleyhine 15/12/2015 tarihinde bonoya istinaden kambiyo senedine dayalı icra takibi başlatılmıştır. Davanın konusu, usulsüz tebliğ şikayeti ve takip konusu bononun kambiyo senedi vasfını taşımadığına yöneliktir. Ödeme emri davacı borçlu adına 23/12/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Usulsüz tebliğ şikayeti İİK 16. maddeye göre, ıttıla tarihinden itibaren 7 gün içinde yapılması gerekir....
Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe; Davacı hakkında davalı alacaklı tarafça başlatılan ilamsız icra takibinde davacı tarafça yetki itirazı ile birlikte dayanak belgelerin tebliğ edilmemiş olması sebebi ile ödeme emri ve takibin iptalinin talep edildiği, Mahkemece 2019/1229 Esas 2020/18 Karar sayılı ilamı ile ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verildiği, davacı tarafın istinaf başvurusu üzerine Dairemiz 2020/907 Esas 2021/181 Karar sayılı ilamı ile yetki itirazı hakkında karar verilmemiş olması sebebi ile İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verildiği, Mahkemece 2021/79 Esas 2021/153 Karar sayılı ilamı ile yetki itirazının reddine, şikayetin kabulü ile ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verildiği, davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takipte; borçlunun, senedin boş olarak lehtara verildiğini, sonradan doldurularak takibe geçildiğini, kambiyo vasfını taşımadığını ileri sürerek, borca itiraz ettiği, mahkemece; borçlunun itiraz ve şikayeti, ilamsız icra takibinde usulsüz tebligat şikayeti olarak değerlendirilerek, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 16/09/2013 tarihi olarak kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. 6100 Sayılı HMK'nun 297/2. maddesi uyarınca; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin...