Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA KONUSU : YETKİ İTİRAZI KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil aleyhine bonoya istinaden kambiyo senedine dayalı icra takibi başlatıldığını, takibe konu senette vade tarih ve düzenleme yeri bulunmadığını, keşidecinin adının yanında her hangi bir yer ismi bulunmadığından alacaklı tarafından kambiyo senedine dayalı icra takibi başlatılamayacağını, bononun ödeme yerinin müvekkilin ikamet adresi olan Kızıltepe ilçesi olduğunu, Kızıltepe İcra Müdürlüğünün yetkili olduğunu, borca itiraz ettiklerini belirterek davanın kabulüne, karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

İİK'nun 168/5. maddesine göre borçlu, borçlu olmadığı veya borcun itfa edildiği veya mehil verildiği veya alacağın zamanaşımına uğradığı veya yetki itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde icra mahkemesine bildirmek zorundadır. Bu süre geçirildikten sonra yapılan itiraz geçersizdir. Borçlu, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu da iddia ettiğine göre, mahkemece, öncelikle borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayeti konusunda inceleme yapılıp, anılan şikayetin yerinde görülmesi halinde, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilerek borçlunun diğer itirazlarının incelenmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek, ödeme emri teblgatının usulsüz olup olmadığı ve buna ilişkin şikayetin süresi içinde yapılıp yapılmadığı saptanmadan yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

    İcra Hukuk Mahkemesi'nin 26/02/2021gün, 2020/341 Esas- 2021/136 Karar ilamı ile "1- Davacının Yetki İtirazının KABULÜ ile İstanbul 1.İcra Müdürlüğünün YETKİSİZLİĞİNE, SAİR İTİRAZ VE ŞİKAYETLER HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, Takibin davacı bakımından DURDURULMASINA, 2- Talep halinde 2 haftalık süresi içinde dosyanın yetkili ve görevli SAMSUN/TEKKEKÖY İcra müdürlüğüne GÖNDERİLMESİNE, " karar verilmiştir....

    Davalı vekili tarafından, icra emrinin davacılara usulüne uygun tebliğ edildiği, usulsüz tebliğ şikayetinin de reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte, takip borçluları tarafından açılan icra emri tebligatının usulsüzlüğü şikayeti, yetki itirazı, meskeniyet ve maişet şikayetine ilişkindir....

    Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde yazılı iddia ve beyanlarını tekrar etmekle birlikte dava dilekçesinde tebliğin usulsüz olduğu iddiasına yer verdiklerini, takipten 30.10.2019 tarihinde haberdar olduklarını beyan ettiklerini, kaldı ki aynı Mahkeme'nin 2019/1062 Esas sayılı dosyasıyla usulsüz tebliğ şikayetinde bulunduklarını ve tebliğ tarihinin düzeltilmesini talep ettiklerini, yasal süresi içerisinde yaptıkları usulsüz tebliğ şikayeti dikkate alınmaksızın davanın süre yönünden reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. UYAP üzerinden yetki alınmak suretiyle İstanbul 24....

      Somut olayda davacı/borçlu tarafından usulsüz tebliğ şikayetinin yanında sair itirazlarda bulunulduğu, mahkemece ileri sürülen iddialardan sadece yetki itirazına ilişkin değerlendirme yapıldığı, sair hususlar konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmadığı gibi hükümde kurulmadığı anlaşılmıştır. İİK 'nun 62/1. maddesinde; “İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur” hükmü yer almaktadır. Somut olayda; davacı/borçlunun usulsüz tebliğ şikayeti dışındaki yetki itirazını ve sair itirazlarını icra müdürlüğüne yapmasının gerektiği, mahkemece öncelikle davacının usulsüz tebliğ şikayetinin incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....

      Mahkemece;" Şikayetin ve yetki itirazının ayrı ayrı reddine,..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....

      Temyiz Sebepleri Müvekkiline gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, yetkisizlik kararının hatalı olduğunu zira müvekkili Ankara da ikamet ettiği için verilen kararın hatalı olduğunu beyan ederek kararın bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, ödeme emri tebliğ evrakının usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ve kıymet takdirinin iptali talebinden dolayı yürütülen yargılama da yetkili yerin tespitine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İİK'nın 4. maddesi 3. Değerlendirme 1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....

        Farklı bölge adliye mahkemelerinin yargı çevresinde kalan İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarının giderilmesi isteminin hukuki dayanağı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 21 ve 22 nci maddeleri ile 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un (5235 sayılı Kanun) 36 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan düzenlemelerdir. 2. 2004 sayılı Kanun’un “Kıymet takdirine ilişkin şikayet” başlıklı 128/a maddesinin birinci fıkrası şöyledir: “Kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren yedi gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikâyette bulunabilirler.” C. Değerlendirme Dosya kapsamından, kıymet takdirinin, İstanbul 10. İcra Müdürlüğünce yapıldığı anlaşılmakla şikayeti inceleme yetkisi İstanbul 6. İcra Hukuk Mahkemesine aittir. III....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İcra dosyasının incelenmesinde; davalı-alacaklının davacı-borçlu hakkında 01/07/2016 tanzim, 01/08/2016 vade tarihli senetten kaynaklanan 560.000,00 TL asıl alacak ve fer'iler de dahil olmak üzere toplam 609.962,74 TL alacağa ilişkin olarak kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yaptığı, çıkarılan örnek 10 no'lu ödeme emrinin davacı borçluya 02/10/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davanın da 04/10/2021 tarihinde yasal süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır. Davacı taraf, yetki imza ve takibe itiraz etmiş olup, mahkemece yetki itirazının kabulüne karar verilerek diğer itirazlar konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, davacı tarafça istinaf dilekçesinde yetki itirazları kabul edilmesine rağmen imza ve diğer itirazlarının incelenmediğinden bahisle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir....

          UYAP Entegrasyonu