Davacı vekili; yerel mahkeme tarafından davalı tarafa gemi ile taşıma hizmeti verildiğinden bahisle, görevsizlik kararı verilmiş ise de, yurt dışı taşımanın kara veya hava yolu ile ifa edildiğini, dava dilekçesi ekindeki 18/10/2018 tarihli 22 adet üst giyimin hava yolu ile, 1 gün içinde Türkiye'den İspanya'ya taşıma hizmeti verildiğini, oysa Deniz İhtisas Mahkemesinde davanın görülebilmesi için taşımanın deniz yolu ile yapılmasının zonurlu olduğunu ve bu nedenle kararın kaldırılması gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürülmüştür. Dava, uluslar arası taşımacılık hizmetinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı, davalıya ait iş yerinde uluslar arası tır şoförü olarak çalışırken işverence ücretlerde azaltma yapıldığından iş sözleşmesini haklı olarak fesh ettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile yıllık ücretli izin ve sefer ücreti alacağı istemiştir....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Karşı davacı işlemiş olduğu çocuk kaçırma suçuna kılıf aradığını, çocuğun tedavisine ilişkin Almanya'da yapılanlara dair, Tavas Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava dosyasına bir çok evrak sunduğunu, bu nedenle çocuğun tedavisi bahanesinin doğru olmadığının apaçık ortada olduğunu, her iki çocuğuyla birlikte müvekkilden habersiz evi terk edip Türkiye'ye gelen ve müvekkil ile ortak çocuklarını da habersiz bir şekilde kaçıran karşı davacı olduğunu, müvekkilin maaşının yukarıda da belirtildiği gibi sabit olmadığını, saat başı maaş aldığı için, o ay kaç saat çalışabildiyse o kadar kazanç sahibi olduğunu, çocuğun iadesi davası bitmeden velayete ilişkin karar verilemeyeceği, şahsi ilişki davasında ise 5717 sayılı yasanın 11.maddesine göre, çocuğun iadesi davası bitinceye kadar, mahkemece başvuruda bulunan ile çocuk arasında geçici olarak şahsi ilişki kurulması kararı verilebileceği belirtilerek karşı davanın tüm talepler yönünden reddine, 5717...
SONUÇ:Yukarıda açıklanan eksikliklerin tamamlandıktan sonra iadesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 27.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
tarafından düzenlenmemiş olsa da Denizcilik mevzuatı ile ilgili olarak yapılan toplantılar nedeniyle bazı üst düzey kamu görevlilerinin de katıldığı toplantı faturaları dışındaki konaklama,yemek,yol giderlerinin görev nedeniyle yapıldığına ilişkin olduğu anlaşılamamaktadır.Buna göre öncelikle taraflardan bu faturalara ilişkin davacı kurum ya da bağlı olunan ilgili bakanlıkça Denizcilik Mevzuatı ile yada ilgili uluslar arası sözleşmeler vs. nedeniyle toplantı düzenlenip düzenlenmediği,harcamaların görev nedeniyle yapılıp yapılmadığına ilişkin delilleri sorulup toplanarak,bizzat davalıya ait harcama bedellerine ait faturaların ayrıştırılarak,gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yapılarak kurum mevzuatı,tasarruf genelgeleri,harcırah kanunu,taşıt kanunundaki düzenlemelerde gözetilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....
Evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine Dair Lahey Sözleşmesi hükümlerine göre, çocuğun mutad meskeninin bulunduğu ülkeye iadesi isteğine ilişkin olup, sözleşmeye göre belirlenen "merkezi makam" adına mahalli Cumhuriyet Savcısı tarafından davaname ile açılmıştır. Sözleşme ile merkezi makamlara yüklenen yükümlülükler (Sözleşme md.7) ve Sözleşmenin uygulanmasını sağlamaya yönelik usul ve esasları düzenleyen 04.01.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5717 sayılı Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Yön ve Kapsamına Dair Kanun hükümleri gözetildiğinde (md.7/2, 9/1,17/2), davanamenin taraflara tebliği ve davanın merkezi makam adına mahalli Cumhuriyet Savcısının katılımı ve huzuru ile görülmesi zorunludur. Olayımızda Cumhuriyet Savcısının katılımı olmadan dava görülmüştür. Mahalli Cumhuriyet Savcısının katılımı olmadan davaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05.11.2014 gün ve 2013/142-2014/284 sayılı kararı bozan Daire’nin 09.03.2016 gün ve 2015/15083-2016/2614 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili; müvekkili şirketin sigortalısına ait bakır tel cinsi emtianın davalılar tarafından uluslar arası karayolu ile nakliyesi sırasında hasar gördüğünü, müvekkili tarafından sigortalının zararının karşılandığını, bunun üzerine müvekkili tarafından sigortalısına ödenen 29.914,87 TL'nin tahsili için davalılar aleyhine icra takibi başlatıldığını, ancak davalıların icra takibine haksız olarak itiraz ettiklerini ileri sürerek davalıların icra dosyasına vaki itirazlarının iptali ile icra inkar tazminatının...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocuğun Mutat Meskene İadesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından, duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de, uluslararası çocuk kaçırma iade kararına ilişkin verilen kararların Yargıtay'da duruşmalı olarak inceleneceğine ilişkin hüküm bulunmadığı, 5717 sayılı Kanun'un uygulanmasından doğan davaların "öncelikle ve acele görülmesi" gerekmesine ve kanunda ivedi olduğu bildirilen dava ve işlere ait Yargıtay incelemesinin öncelikle yapılması zorunlu olduğundan duruşma isteğinin reddine, evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verildi....
İnşaat Turizm ve Seyahat Acenteliği Uluslar Arası Şehirler Arası Yolcu Taşımacılığı Ticaret Limited Şirketi" 'nin 28.08.2018 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında hazır bulunanlar listesi” başlıklı belge üzerindeki davacılar adına atfen atılı bulunan imzaların, davacılar "...”, "...”, “... Serkan Okçu " ve “M.Selim ..." nın eli ürünü olmadığı, sahte imzalarla gerçekleştirilen genel kurul kararında alınan kararların yoklukla malul olduğu sonucuna varılmıştır. İptaline karar verilen genel kurul toplantısında alınan kararlara dayanılarak yapılan tasarrufların iptali, bu kararlara dayanarak hak elde eden ve davada taraf gösterilmeyen üçüncü kişilerin haklarını ihlal edebileceğinden bu talebin reddine karar verilmiştir....
Giyim San. ve Uluslar arası Paz. Dış. Tic. Ltd. Şti'ne sattığını, yapılan satış işlemlerinin alacaklılardan mal kaçırma amacı ile yapıldığını öne sürerek, yapılan tasarrufların iptalini talep etmiştir. Davalılardan ..., satışta muvazaa bulunmadığını, kardeşi olan davalı ...’in bir kısım borçlarını ödediğini, karşılığında bu taşınmazı aldığını ve daha sonra ekonomik sıkıntı içine girince uzun yıllardır tanıdığı davalı ...’e sattığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalılardan ..., aynı taşınmazla ilgili olarak açılan bir başka davada kendisi hakkındaki davanın reddedildiğini, taşınmazı ... ...’dan satın aldığını, borçlu ile bir ilgisinin bulunmadığını, yatırım amacı ile iyi niyetle satın aldığını savunarak, davanın reddini istemiştir....