Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili istemin reddini savunmuştur. 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama usullerine dair Kanunun 4.maddesinde 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMK.118-395 md.) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağı ve geçici 1. maddesi ile de daha önce açılan davalarında Aile Mahkemelerine devri gerektiği hükme bağlanmıştır. Olayımıza gelince; ziynet ve ev eşyalarının iadesine ilişkin davaların Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girmesinden önce veya sonra açılmasına bakılmaksızın Aile Mahkemesinde görülmesi zorunludur. Bu nedenle bağımsız Aile Mahkemesi bulunan yerlerde bağımsız Aile Mahkemesinde, bağımsız Aile Mahkemesi bulunmayan yerlerde ise Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemelerinde davanın Aile Mahkemesi sıfatıyla görülüp karara bağlanması gerekmektedir....

    KARŞI OY YAZISI Malik olmayan eş, açık rızası olmadan yapılan işleme icazet vermeyerek dava açmış bulunduğuna göre askıda hükümsüzlük “kesin hükümsüzlüğe” dönüşmüştür. Askıda kalan bir şey yoktur. Farklı düşünüyorum. KARŞI OY YAZISI Aile konutu üzerinde tasarruf işleminde bulunan eş,diğer eşin açık rızasını almak zorundadır (TMK md.194/1). Açık rıza yazılı veya sözlü olarak verilebilir. Örtülü rıza yeterli kabul edilemez. Açık rızanın varlığını ispat yükü; tasarruf işleminini yapanların üzerindedir. Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesindeki kısıtlama; evlilik birliği ve çocukların korunmasını amaçlayan, bir kamusal menfaatin gereği olarak; “kanundan doğan bir kısıtlama”dır. Taşınmazın işlem tarihinde aile konutu olması koşuluyla, aile konutu olma durumu tapu kaydına şerh konulmuş veya konulmamış olsun; kanundan doğan bu kısıtlama mevcut sayılır....

      KARŞI OY YAZISI Malik olmayan eş, açık rızası olmadan yapılan işleme icazet vermeyerek dava açmış bulunduğuna göre askıda hükümsüzlük “kesin hükümsüzlüğe” dönüşmüştür. Askıda kalan bir şey yoktur. Farklı düşünüyorum. Üye ... KARŞI OY YAZISI Aile konutu üzerinde tasarruf işleminde bulunan eş,diğer eşin açık rızasını almak zorundadır (TMK md.194/1). Açık rıza yazılı veya sözlü olarak verilebilir. Örtülü yeterli kabul edilemez. Açık varlığını ispat yükü; tasarruf işleminini yapanların üzerindedir. Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesindeki kısıtlama; evlilik birliği ve çocukların runmasını amaçlayan, bir kamusal menfaatin gereği olarak; “kanundan doğan bir kısıtlama”dır. Taşınmazın işlem tarihinde aile konutu olması koşuluyla, aile konutu olma durumu tapu kaydına şerh konulmuş veya konulmamış olsun; kanundan doğan bu kısıtlama mevcut sayılır....

        Mevkii, 322 ada 13 parsel numaralı taşınmaz üzerindeki binanın ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/07/2014 tarih ve 2014/123-268 E-K. sayılı kararında aile konutu olarak tespit edilen kısmında davacı eş ...’a TMK. 823 ve devamı maddeleri hükümlerine tabi oturma hakkı tanınmasına karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 652. maddesine dayanan “aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesine” ilişkindir. Dava konusu taşınmazın davacı ile murisin öldüğü tarihe kadar aile konutu olduğunun tespitine ilişkin ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/07/2014 tarih ve 2014/123-268 E-K. sayılı kararı mevcuttur. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 652 maddesi; “Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir....

          Eşler kanunun yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak bir yıl içinde başka bir mal rejimi seçmedikleri taktirde bu tarihten geçerli olmak üzere yasal mal rejimini seçmiş sayılırlar." hükümleri yer almaktadır. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Yasaya 5133 sayılı Yasa ile ekleme yapılan 4/2. maddesinde "22.11.2001 tarihli 4721 sayılı Türk Medeni Yasasının 3. kısmı hariç olmak üzere 2. kitabı, 3.12.2001 tarihli ve 4722 sayılı Türk Medeni Yasasının Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Yasaya göre aile hukukundan doğan dava ve işlerin" aile mahkemesi görevinde olduğu açıklanmıştır....

            Buna göre, eşlerden biri diğer eşin “Açık rızası bulunmadıkça" aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun ipotek edilmesi gibi “Tek başına" bir ayni hakla sınırlandıramaz. Bu sınırlandırma “Ancak diğer eşin açık rızası alınarak" yapılabilir. Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bu nedenle söz konusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak dahi verilebilir. Ancak maddenin ifadesinden de anlaşılacağı üzere, iznin “Açık” olması gerekir....

            a devre gerçekleştirilen aile konutunun tapu devri işleminin geçersiz olduğunu ileri sürerek, aile konutunun tapu devrinin iptali ile davalı ... adına tapuya tesciline, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi gereğince aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP 1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davalı ...'nin işlerinin kötü gitmesi nedeniyle bu evleri davalı ...'a sattığını, evlerin üzerinde kullanılan ticari kredilere ilişkin ipotek bulunduğunu, ipoteğe ilişkin aylık ödemeleri ...'ın yaptığını, ödediği paraların geri verilmesi durumda evleri geri verebileceğini, evin alınma aşamasında davalı ... ile ailesi evleri görmek isterken davacının kendilerine eşlik ederek evi gezdirdiğini, evin satılacağından haberi olduğunu, davacı ile davalı ...'nin fikir birliği yaparak kötü niyetli şekilde davayı açtıklarını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 2.Diğer davalı ......

              Davalı vekili istemin reddini savunmuştur. 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama usullerine dair Kanunun 4.maddesinde 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMK.118-395 md.) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağı ve geçici 1. maddesi ile de daha önce açılan davalarında Aile Mahkemelerine devri gerektiği hükme bağlanmıştır. Olayımıza gelince; menkul ve ziynet eşyalarının iadesine veya bedelinin tahsiline ilişkin davaların Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girmesinden önce veya sonra açılmasına bakılmaksızın Aile Mahkemesinde görülmesi zorunludur. Bu nedenle bağımsız Aile Mahkemesi bulunan yerlerde bağımsız Aile Mahkemesinde, bağımsız Aile Mahkemesi bulunmayan yerlerde ise Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemelerinde davanın Aile Mahkemesi sıfatıyla görülüp karara bağlanması gerekmektedir....

                HMK'nın 355. maddesine göre; re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. 4721 sayılı TMK’nın “Eşlerin hukuki işlemleri” başlıklı 193. maddesi "Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, eşlerden her biri diğeri ve üçüncü kişilerle her türlü hukukî işlemi yapabilir.” şeklindedir. Aynı Kanun'un 194. maddesinin 1. fıkrasında ise “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz” hükmü düzenleme altına alınmıştır. Anılan maddenin gerekçesine göre aile konutu; eşlerin bütün yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdiği, yaşantısına buna göre yön verdiği, acı ve tatlı günleri içinde yaşadığı anılarla dolu bir alan olarak tanımlanmıştır....

                e devrettiğini, aile konutunun kooperatif üyelik hakkının rızası bilgisi dışında devredilmesi sebebiyle Türk Medeni Kanununun 194. maddesi gereğince yeniden eşi adına devrini talep etmiştir. Dosya kapsamından davalı K.. P..'ın taşınmazın kooperatif üyelik hakkını 03.07.2013 tarihinde A. N. B.'a noter senedi ile devrettiği, ancak 11.07.2013 tarihinde ise kooperatif yönetim kurulu başkanlığına verdiği dilekçe ile üyelik hakkının M. Ö.'e devrini talep ettiği, kooperatif yönetimince üyelik hakkının Mahmut'a devrinin onaylandığı, A. N. B.'un ise üyelik hakkının kendisine devredilmesi gerektiğinden bahisle İstanbul Anadolu 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/394 esas sayılı dosyası ile dava açtığı ve yargılamamın devam ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda A. N. B.'un açtığı dava bu davanın sonucunu etkileyebileceğinden, 2013/394 esas sayılı davanın işbu davada bekletici mesele yapılması gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu