"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK m. 194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizliği, rızası gereken eş konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla evlilik birliği süresince ileri sürebilir. Evlilik, boşanma yahut da iptal kararıyla sona ermiş ise, Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesinin "aile konutuna" sağladığı korunma da sona erer diğer eşin rızası alınmadan yapılan tasarruf işlemi yapıldığı andan itibaren geçerlilik kazanır. Toplanan delillerden, tarafların 14.06.2018 tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları anlaşılmaktadır....
KARŞI OY YAZISI Aile konutu üzerinde tasarruf işleminde bulunan eş,diğer eşin açık rızasını almak zorundadır (TMK md.194/1). Açık rıza yazılı veya sözlü olarak verilebilir. Örtülü yeterli kabul edilemez. Açık rızanın varlığını ispat yükü; tasarruf işleminini yapanların üzerindedir. Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesindeki kısıtlama; evlilik biriliği ve çocukların korunmasını amaçlayan, bir kamusal menfaatin gereği olarak; “kanundan doğan bir kısıtlama”dır. Taşınmazın işlem tarihinde aile konutu olması koşuluyla, aile konutu olma durumu tapu kaydına şerh konulmuş veya konulmamış olsun; kanundan doğan bu kısıtlama mevcut sayılır. Kanımca; Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesindeki düzenleme, emredici nitelikte olmakla birlikte; mutlak emredici nitelikte olmayıp, nispi emredici niteliktedir. Bu nedenle, kanunun bu maddesine aykırı olarak yapılan bir tasarruf işleminin yaptırımı “kesin hükümsüzlük” olmayıp; “askıda hükümsüzlük” yaptırımıdır....
Buna göre, eşlerden biri diğer eşin "açık rızası bulunmadıkça” aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun ipotek edilmesi gibi “tek başına” bir ayni hakla sınırlandıramaz. Bu sınırlandırma “ancak diğer eşin açık rızası alınarak” yapılabilir. TMK m. 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bu nedenle söz konusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak dahi verilebilir. Ancak maddenin ifadesinden de anlaşılacağı üzere, iznin “açık” olması gerekir (Mustafa Alper GÜMÜŞ, Türk Medeni Kanununun Getirdiği Yeni Şerhler; Vedat Kitapçılık, İstanbul 2007, Birinci Basıdan İkinci Tıpkı Bası, s. 41-42)....
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, Türk Medeni Kanunu'nun madde 193. hükmü ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte, Türk Medeni Kanunu'nun 194. madde hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü, “aile birliğinin korunması” amacıyla sınırlandırıldığı, buna göre eşlerden biri diğer eşin "açık rızası bulunmadıkça” aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamayacağı, dolayısıyla aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun ipotek edilmesi gibi “tek başına” bir ayni hakla sınırlandıramayacağı, somut olayda borçlu olunmadığının tespiti istemine konu ipoteğin aile konutu üzerinde kurulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, ilk derece mahkemesinin...
Türk Medeni Kanununun 194. maddesi hükmüne göre, eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutu üzerinde hakkını sınırlayamaz ise de; bu kurala aykırı davranış durumunda malik olmayan eş aile konutu üzerindeki haklarını sınırlandırılmasına sebep olan işlemin iptali için dava açabilir. Kanunun malik olmayan eşe tanıdığı bu hak, ayni bir hak olmayıp, şahsi bir haktır. Dava, malik olmayan eş tarafından açılmış Türk Medeni Kanununun 194. maddesine dayalı ipoteğin kaldırılması davası olup, bu davalarda yetkili mahkeme davalının ikametgahı mahkemesi olup, mahkemece yetki hususu ancak ilk itiraz olarak ileri sürülmesi halinde dikkate alınır....
Yapılan soruşturmaya, toplanan delillere, kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere, özellikle ihtarın, Türk Medeni Kanununun 164. maddesi ile 27.3.1957 gün ve 10/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına uygun bulunmasına; davanın süresinde açılmış olmasına; davalının kanunen korunmaya değer bir sebep olmadığı halde ortak konutta aile birliğine dönmediğinin anlaşılmış bulunmasına göre temyiz itirazları yerinde olmadığı gibi, diğer yönlere ilişkin temyiz istemleri de varit değildir.Bu itibarla bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,aşağıda yazılı temyiz ilam harcının temyiz edene yüklenmesine, peşin harcın mahsubuna ve 60.00 TL. temyiz başvurma harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 20.04.2009 -KARŞI OY YAZISI- Terk sebebine dayalı boşanma davasının kabul edilebilmesi için öncelikli şart davalı eşin...
Türk Medeni Kanunu madde 193. hükmü ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte Türk Medeni Kanunu 194. madde hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü, “Aile birliğinin korunması” amacıyla sınırlandırılmıştır. Buna göre, eşlerden biri diğer eşin "Açık rızası bulunmadıkça" aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun ipotek edilmesi gibi "Tek başına" bir ayni hakla sınırlandıramaz. Bu sınırlandırma "Ancak diğer eşin açık rızası alınarak" yapılabilir. Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bu nedenle söz konusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak dahi verilebilir....
Şöyle ki: Türk Medeni Kanunu'nun “Eşlerin hukuki işlemleri” başlıklı 193. maddesi: “ Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, eşlerden her biri diğeri ve üçüncü kişilerle her türlü hukukî işlemi yapabilir.” şeklindedir. TMK'nın 193. maddesi dikkate alındığında kural olarak eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle her türlü hukuki işlem yapma serbestisi Türk Medeni Kanunu felsefesi içinde kabul edilmişken, aynı Kanunun 194. maddesi ile bu kurala istisna getirilmiş, aile konutu üzerindeki hakların sınırlandırılması esası kabul edilmiştir. TMK'nın 194. maddesinin birinci fıkrası; “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz." hükmünü içermektedir. Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi konulmuş olmasa da eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davada ... 5. Sulh Hukuk ve ... 12. Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 652. maddesi uyarınca aile konutu üzerinde sağ kalan eşe miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınması ve evin sağ kalan eşe özgülenmesi istemine ilişkindir. ... 5. Sulh Hukuk Mahkemesince, talebin aile konutunun özgülenmesine ilişkin olup aile mahkemelerinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 12. Aile Mahkemesi ise, dava konusu uyuşmazlığın aile mahkemelerinin görev alanında bulunmayıp görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı vermiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bucak Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 20/05/2015 NUMARASI : 2014/53-2015/295 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm Türk Medeni Kanununun 652. maddesine dayalı aile konutunun miras hakkına mahsuben sağ kalan eşe özgülenmesi istemine ilişkin olup, inceleme görevinin Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren 19.01.2015 tarihli 2015/8 sayılı işbölümü kararı gereğince Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait olduğu düşünülmektedir. Ne var ki, Yargıtay Kanunu'nda 6644 sayılı kanunla yapılan ve 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik gereğince dosyanın bu Daireye değil, işbölümü uyuşmazlıklarını çözmekle görevli Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmiştir....