HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1052 KARAR NO : 2021/1214 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : MAHKEMESİ TARİHİ : 25/03/2021 NUMARASI : 2021/49 Esas - 2021/175 Karar DAVA KONUSU : Sözleşmenin feshi ve taşınmaza el atmanın önlenmesi KARAR : Kayseri 2....
Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Arsa sahipleri tarafından açılan dava, sözleşmenin feshi, menfi zararın tazmini, müdahalenin önlenmesi ve şantiye binasının kâl'i; yüklenici şirket tarafından açılan birleşen dava ise sözleşmenin feshi, kâr mahrumiyeti ve menfi zararın tazmini istemlerine ilişkindir. Mahkemece asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen karar davalı ve birleşen dosyada davacı şirket tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ve karşı davacı şirketin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Asıl davada davacılar vekili davalı şirketin sözleşme konusu taşınmazlara vâki müdahalesinin önlenmesini de istemiş, ancak bu istemini harçlandırmamıştır....
Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava sözleşmenin iptâli, elatmanın önlenmesi tapu iptâli ve tescil istemiyle açılmış, mahkemece davanın kabulü ile taraflar arasında düzenlenen inşaat sözleşmesinin iptâline, sözleşmeye konu olan 9 nolu parseldeki zemin kat artı çatı 1 ve 2 nolu olup davalı ... adına kayıtlı taşınmazların tapu kaydı üzerindeki ipotekler ve hacizler baki kalmak kaydıyla iptâli ile davacı ... ve ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Taraflar arasında sonradan düzenlenen 08.05.2008 tarihli anahtar teslimi götürü bedel inşaat sözleşmesi başlıklı sözleşmenin 2. maddesine göre ödeme konusunda yaşanan nakit sıkıntısı nedeniyle iş sahiplerinin yapılmakta olan 6 adet villadan 2 adedinin müteahhit şirketin ortaklarından ...'a devredeceklerdir....
Bu durumda davacının terditli olarak açtığı davada, 05.07.2018 tarihli dilekçe ile sözleşmenin feshi ve ödemiş olduğu bedelin iadesini talep ederek seçimlik hakkını sözleşmenin feshi doğrultusunda kullandığı anlaşılmaktadır. Taşınmaz mülkiyetinin devri sözleşmesi M.K.634.m.si ile 706.m.si,6098 s.TBK.nun 237.m.si (818 s.BK.nun 213.m.si),Tapu kanununun 26.m.si ile Noterlik kanununun 60.m.leri uyarınca resmi şekle tabi olduğu,dava konusu satış vaadi sözleşmesinin noterde yapılmış resmi nitelikli bir sözleşme olması nedeniyle geçerli bir sözleşme olduğu açıktır....
-KARAR- Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, tahliye, taşınmazın boş olarak teslimi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, dava konusu taşınmazın zilyetliğinin davalıya devredilmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki; elatma olgusu, bir haksız eylem olup, el atmanın önlenmesi davaları da, haksız eylemi gerçekleştiren kişi veya kişilere karşı açılır. Somut olaya gelince; mahallinde yapılan uygulama sırasında dinlenen mahalli bilirkişi anlatımlarına göre dava konusu taşınmazı davalının kullanmadığı ve onun tasarrufunda bulunmadığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki bunun aksi davacı tarafça ispat edilmiş de değildir.O halde, davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacının temyiz itirazları yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 3.40.-TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 20.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi Ve Ecrimisil Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın elatmanın önlenmesi yönünden reddine ve ecrimisil yönünden kabulüne karar verilmiş olup hükmün taraflarca ayrı ayrı temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacılar vekili; tarafların ortak muristen intikal eden dava konusu taşınmazlarda müşterek malik olup, tüm kullanımın davalılarda olduğundan bahisle elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili; kullanımın murisin sağlığında yapılan taksime göre olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece elatmanın önlenmesi isteminin reddine, ecrimisil isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş olup; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.....
İki taraflı akitlere ve iki taraflı akitlerin feshi yöntemine ilişkin bu genel açıklamalardan sonra, somut olaya gelince; Davalı arsa sahiplerinin, diğer davalı yüklenici şirkete keşide ettiği 31.01.2001 tarihli ihtarnamede yükleniciye yasanın aradığı anlamda uygun bir mehil verilmemiş, arsa sahipleri doğrudan “inşaat sözleşmesini geriye doğru sözleşmenin yapılış tarihinden geçerli olmak üzere feshettik” sözleriyle fesih iradesini bildirmiştir. Yüklenici ise, arsa sahiplerinin fesih iradelerine uygun bir beyanda bulunmamış, susmak suretiyle feshe karşı koymuştur. Yine, iki tarafa borç yükleyen akitlerde, tarafların sözlü iradeleri veya eylemli iradeleri fesihte birleşmemişse, feshin ancak mahkeme hükmüyle gerçekleştirilmesi olanaklıdır. Kısaca ifade etmek gerekirse, davalılar arasındaki 27.08.1992 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yöntemince feshedilmiş bir sözleşme değildir....
Karşı davada ise davalı-karşı davacı, 4405 sayılı parsele yapılan binanın yapı ruhsatına göre iki kat olduğu halde üç katlı olarak inşa edildiğini bunun da manzarasını kapattığını ve yeterli gün ışığı almasını engelllediğini belirterek elatmanın önlenmesi ve kal talep etmiştir. Mahkemece, asıl davanın ve karşı davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü davacı- karşı davalı vekili ve davalı-karşı davacı vekili temyiz etmiştir. TMK m. 683'deki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir....
Davacının Kadastro Mahkemesinde irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davalılar Hazine ve Köy Tüzel Kişiliğine karşı açtığı tesbite itiraz davasının yargılaması sonucunda, mahkemece davanın kabulüne ve çekişmeli parselin davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ile vekalet ücreti yönünden davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece zilyetlikle mülk edinme koşullarının davacı yararına gerçekleştiği kabul edilerek karar verilmiş ise de değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davacının tesbitten önce çekişmeli taşınmaza ilişkin Eğrikavak Köyü Tüzel Kişiliğine karşı açtığı elatmanın önlenmesi ve tazminat davasının Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/436 esas sayılı dosyasında halen derdest olduğu ve temyize konu Kadastro Mahkemesi dosyasının ilgili dosyada bekletici mesele yapılmasına karar verildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır....