Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 18/08/2021 NUMARASI : 2021/707 ESAS, 2021/1057 KARAR DAVA KONUSU : Tüketicinin Açtığı Menfi Tespit KARAR : Taraflar arasındaki menfi tespit davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi Bahar Küçükali tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda; GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Alacaklı görünen T3 ile site geçici yönetimi arasında yapılan sözleşme sonunda temizlik işleri Eyder Temizlik adı altında T3 tarafından çalıştırılan işçiler aracılığı ile yapıldığını, davalı tarafından yapılan...

TÜKETİCİ HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/144 ESAS (DERDEST) DAVA KONUSU : Tüketicinin Açtığı Menfi Tespit KARAR : Taraflar arasında derdest davada ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucu verilen ara kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine istinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ön incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu dosya okundu....

Hukuk Dairesi 2018/2076 esas, 2020/803 karar) Somut uyuşmazlıkta; davanın barınma sözleşmesine dayalı menfi tespit istemine ilişkin olduğu ve 6502 sayılı kanun kapsamında kaldığı anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine, tüketici mahkemesinin görevli olduğuna dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK'nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, 2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Tüketici Mahkemesi OLDUĞUNA, 3-HMK 20....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; dava tüketicinin açtığı menfi tespit davasıdır. Davacı kredi sözleşmesinin yapılandırılması için davalı bankaya başvurmuş olduğunu ancak lehine yapılandırma yapılması gerektiği halde aleyhine olacak şekilde kredi sözleşmesinin şartlarının ağırlaştırıldığını iddia etmiştir, davalı ise yapılandırma sözleşmesinin davacının talebi ve onayı doğrultusunda yapıldığını, davanın reddini talep etmiştir....

    “Davalı tarafından davacı aleyhine 10.12.2007 tarihinde başlatılan ilamsız takibin,davacının süresi içinde ödeme emrine itirazı üzerine 03.01.2008 tarihi itibariyle durduğu, davacının, henüz davalı alacaklı tarafından “itirazın iptali” davası açılmasını beklemeden menfi tespit istemiyle 24.03.2008 tarihi itibariyle eldeki bu davayı açtığı anlaşılmaktadır. Yapılan bir icra takibine itiraz üzerine, alacaklı tarafından “itirazın iptali” davası açılması durumunda, menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddialar,itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası açmakta hukuki yararı yoksa da, henüz alacaklı tarafından itirazın iptali Davasının açılmamış olduğu durumda ise böyle bir imkan söz konusu olmadığından, borçlunun, itirazın iptali davasının açılmasını beklemeden menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekir....

      Mahkemece, alacaklının borçlu aleyhine zamanaşımına uğramış bono ile ilamsız icra takibine başladığı, borçlunun ödeme ve zamanaşımı defi nedeniyle takibin durduğu, borçlunun mahkemeye ödeme ve zamanaşımı nedeniyle menfi tespit davası açtığı, alacaklının ise bu dosya ile birleşen davasında borçlunun itirazının iptali ve takibin devamı için talepte bulunduğu, bu suretle borçlunun ödeme savunmasını itirazın iptali davasında yapma imkanına sahip olduğu, bedelin ödenmesi isteminden kaçınma hakkı da bulunduğu, mükerrer takip yapılmadığı, hukuki yararın dava şartı olup, mahkemece re’sen değerlendirilebileceği, bu suretle senedin ödeme nedeniyle bedelsiz kaldığı ve zamanaşımına uğradığı iddiasıyla davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararı olmadığından davanın reddine, birleştirilen davanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydına karar verilmiş, hüküm davacı (borçlu) vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        olarak belirtilmiştir Yukarıda kısaca içeriği özetlenen yasal düzenleme nedeni ile davalı 28 Kasım 2013 tarih ve 28835 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanıp 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 3/1-k maddesine göre ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek kişi olarak tüketici konumundadır. Aynı Yasa'nın 3/1-l maddesine göre uyuşmazlık sigorta işleminden kaynaklanan tüketici işlemidir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 83/2 maddesinde" Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez."hükmü yer almaktadır. Somut olayda, davacı ..., davalı ise gerçek kişi olup, uyuşmazlık itirazın iptali istemine ilişkindir....

          Mahkemece, davalının davacı aleyhinde tasarrufun iptali davası açtığı, bu nedenle menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava İİK'nın 72. maddesine dayalı olarak açılmış bulunan takip konusu bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir. Davalı tarafından açılan tasarrufun iptali davası ise davacı borçlu tarafından 3. kişiye satışı yapılan taşınmazın satış işleminin muvazaalı olması nedeniyle İİK'nın 277. maddesi gereği iptali istemine ilişkindir. Bu durumda İİK'nın 72. maddesine dayalı olarak açılan ve görülmekte olan dava ile tasarrufun iptali davasının herhangi bir bağlantısı bulunmadığından işin esasının incelenerek bir karar verilmesi gerekirken hukuki nitelendirmede hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

            Zaman aşımı itirazı alacak ya da itirazın iptali davalarında defi olarak ileri sürülebilir bir itiraz olup, münhasıran menfi tespit davasına dayanak yapılamaz. Diğer yandan davacı ayrıca faiz oranına itiraz ederken TBK 88. ve 120. maddelerinin uygulanmasını talep etmiş ise de bahsi geçen maddeler 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, daha önceki tarihte doğan hukuki ilişkiler yönünden uygulanamayacağı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 20/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              DAVA KONUSU : Tüketicinin Açtığı İtirazın İptali KARAR : İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, davalı-borçlunun yüklenici olarak inşa ettiği bir binadan daire almak için onunla anlaştığını, sonrasında davalının üstlendiği edimi yerine getirmediğini, tarafların davacının bu nedenle uğradığı zarar konusunda anlaşarak bir bedel belirlediklerini ve davalının davacıya senet tanzim ederek verdiğini, ancak davalının senet bedelini ödemekten kaçındığını, davacıyı bedelsiz senedi kullanma suçundan şikayet ettiğini, davacı aleyhine İzmir 14....

              UYAP Entegrasyonu