Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 07/01/2020 NUMARASI : 2019/56 ESAS - 2020/4 KARAR DAVA KONUSU : Tüketicinin Açtığı Menfi Tespit KARAR : Adana 1. Tüketici Mahkemesinin 07/01/2020 tarih ve 2019/56 Esas, 2020/4 Karar sayılı hükmüne karşı davalı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan esas incelemesinde; DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Davacının dava dışı Gökçe Kılıç ile davalı banka arasında imzalanan krediye kefil olduğunu, kredi taksitlerinin vadesinde ödenmemesi üzerine davalı banka tarafından dava dışı Gökçe Kılıç ve kefil sıfatı ile davacı hakkında Adana 2. İcra Müdürlüğünün 2012/7757 sayılı dosyası ile takip başlattığını, asıl borçlu hakkında sonuçsuz kalan bir takip bulunmaması nedeniyle kefiller hakkında icra takibi yapmanın yürürlükte bulunan 4822 sayılı kanun ile değişik 4077 sayılı yasanın 10/3 maddeleri uyarınca mümkün olmadığını bildirerek Adana 2....

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 05/03/2019 NUMARASI : 2017/302 ESAS, 2019/73 KARAR DAVA KONUSU : Tüketicinin Açtığı Menfi Tespit KARAR : Kütahya 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 05/03/2019 tarih 2017/302 Esas 2019/73 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde; TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin abisi dava dışı borçlu İsmail Kahraman ile davalı banka arasında düzenlenen 17/09/2009 tarihli 15.000,00 TL bedelli kredi sözleşmesine müvekkilin kefil olduğunu ve müvekkile ait taşınmazlar üzerine 95.000,00 TL'lik teminat ipoteği tesis edildiğini, müvekkilin kefil olduğu 15.000,00 TL'lik borcun ödeme ile sona erdiğini, ancak davalının kredi sözleşmesinde boş bırakılan limit kısmını sonradan 100.000,00 TL olarak doldurarak müvekkilin kefaletini devam ettirerek diğer alacaklarını garanti altına almaya çalıştığını, müvekkilin 15.000,00 TL'lik kredi dışındaki kredilerle ilgili kefaletinin bulunmadığını belirterek kefillik ilişkisinin...

a karşı açtığı, 30/04/2011 tarihli sözleşmenin feshi ve menfi tespit davasının aktif husumet dava şartı yokluğu nedeniyle usülden reddine, b) Asıl davanın davacılarından ... Şti.'nin davalı ...'a karşı açtığı, 30/04/2011 tarihli sözleşmenin feshi davasının pasif husumet dava şartı yokluğu nedeniyle usülden reddine, c) Asıl davanın davacılarından ... Şti.'nin davalı ...'a karşı açtığı, 202.500 TL.'lik menfi tespit ve istirdat davasının; aa) 168.000 TL.'lik kısmının pasif husumet dava şartı yokluğu nedeniyle usülden reddine, bb) Kalan 34.500 TL.'lik kısmının ise ispat edilememesi nedeniyle reddine..." karar verilmiştir....

    Dosya kapsamından, taraflar arasında adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda davanın, taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin davacı tarafın cayması nedeniyle feshi ve davacının verdiği senetlerin iade edilmesi istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Devre mülk hakkı kat mülkiyeti kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Sözleşmenin feshi - Menfi tespit Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı sözleşmenin feshi ve menfi tespit davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosya kapsamına, toplanan delillere, bozma gereklerine uygun şekilde karar verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde de bir isabetsizlik bulunmamasına ve sözleşmenin 17/09/2009 tarihi itibariyle feshedildiğinin anlaşılmasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma gereklerine uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıdan alınmasına, 17.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/570 KARAR NO : 2020/1674 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : SAPANCA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/11/2019 NUMARASI : 2019/259 ESAS - 2019/499 KARAR DAVA KONUSU : Tüketicinin Açtığı Menfi Tespit-İstirdat-Sözleşmenin Feshi KARAR : İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK'nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacılar ile davalı arasında 241.154,00 TL satış bedelli Innovia Arifiye adlı projede yer alan B Blok bahçe katı B4 nolu bağımsız bölümün satışı hususunda 07/09/2016 tarihinde usulüne uygun Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi imzaladıklarını; sözleşmenin 3. maddesinin 1....

        Akdin feshi halinde alacaklı aksi kararlaştırılmamışsa BK 108/II. maddesi gereğince sadece menfi zararının tazminini isteyebilir. Menfi zarar, hüküm ifade ettiğine veya in'ikad edeceğine itimat edilen bir akdin hüküm ifade etmemesi veya in'ikad etmemesi yüzünden bu itimadın boşa çıkması nedeniyle uğranılan zarardır. Akdin kurulması masrafları, damga pulu parası, noter harçları ve posta masrafları menfi zarar kapsamında olduğundan davacı idarenin buna yönelik taleplerinin kabulü gerekirken davanın tümden reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte yazılı nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, (2.) bent uyarınca hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 29.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          in eksik işlerin tahsili amacıyla açtığı alacak davasının bu davayı etkiler bir yönü bulunmadığından ilgili dava dosyasının beklenmesine gerek görülmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder....

            DELİLLER VE GEREKÇE : Dava, İİK 72 maddesi gereğince icra takibinden sonra açılmış menfi tespit davasına ilişkindir. 28.11.2013 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun, yasanın 87. maddesi gereğince yayım tarihinden itibaren altı ay sonra 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir.Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3. maddesine göre, tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi , tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileride dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına veya hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kiralananın tahliyesi Uyuşmazlık, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 6/B ve 23. maddesine göre devremülk sözleşmesinden kaynaklanan aktin feshi ve sözleşmenin tapudan terkini istemine ilişkindir. Mahkemenin nitelemesi de bu yöndedir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 30.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu