Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 15/04/2019 NUMARASI : 2019/40 ESAS - 2019/140 KARAR DAVA KONUSU : Tüketicinin Açtığı Menfi Tespit KARAR : Mersin 1. Tüketici Mahkemesi'nin 15/02/2019 tarih ve 2019/40 Esas, 2019/140 Karar sayılı hükmüne karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun yapılan esas incelemesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Davacının 03/02/2012 tarihinde davalı bankanın Mersin şubesinden konut kredisi kullandığını, davalı tarafca iş bu kredinin teminatı teşkil etmek üzere müvekkili adına kayıtlı, Mersin İli, Akdeniz ilçesi, 277 Ada, 7 Parsel, 3. Kat, 5 Nolu bağımsız bölüm üzerine 03/02/2012 tarih ve 1952 yevmiye numarası ile 134.033,40....

"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Dava konusu uyuşmazlık, un değirmeni olarak işletilen ticarethaneye ilişkin elektrik borcundan dolayı açılan menfi tespit davasıdır.Bu kapsamda tacir olan davacının 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 4822 sayılı Kanunla değişik 3-e maddesi hükmüne göre tüketici sayılmasına imkan bulunmamaktadır.Bu itibarla Mahkemece davaya bakmakla görevli Mahkemenin genel mahkemeler olduğu gözetilmeden tüketici mahkemesi sıfatıyla bakıp karar vermesi doğru görülmemiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tesbit istemine ilişkin davada ... Tüketici ile 1. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kaçak elektrik kullanımından kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, taraflar arasında elektrik aboneliği sözleşmesi bulunmasına rağmen, elektriğin kaçak kullanıldığı, aboneliğin işyeri için ticari amaçlı alındığı, kaçak kullanımın haksız fiil oluşturduğu ve 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Yasası kapsamında değerlendirilemeyeceği anlaşılmakla, görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 1. Asliye (Ticaret) Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 16.02.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      menfi tespit davası uygulamada bedelsizliğe dayalı menfi tespit davası olarak adlandırıldığını, eğer kambiyo senedinin düzenlenmesine sebep olan alacak geçersizse o kambiyo senedinin bedelsiz olduğu kabul edildiğini, bu durumda dikkat edilen temel borç ilişkisinin kendisi olmadığını, temel borç ilişkisinden doğan asıl alacak olduğunu, bu nedenle bedelsizliğe dayanan menfi tespit davası açılarak borçlu borç ilişkisinin maddi anlamda borçlusu olmadığını tespit ettirmeye çalıştığını, menfi tespit davalarının niteliği itibariyle teknik anlamda bir alacak veya tazminat davası olmadığı, karşı tarafın parasal bir edime mahkum edilmesi(eda niteliği) şeklinde bir hüküm içermediğinden arabuluculuk dava şartına tabi olması düşünülemeyeceğini, Menfi tespit davası arabuluculuğa tabi olmadığı için de tarafımızca arabulucuya başvurulmadığını belirterek, istinaf Başvurumuzun kabulüne, İlk derece mahkemesi tarafından verilen usul ve yasaya aykırı kararın kaldırılmasına, Davalı aleyhine açtığımız Menfi...

      Menfi tespit davaları ile davacı, borçlu olmadığının tespitini talep etmektedir. Menfi tespit davalarında borçlu olunmadığının tespiti istendiğine ve alacak ya da tazminat ödenmesi istenemeyeceğine göre, bu tür davalardan önce arabulucuya başvurma şartı aranması, kanunun açık ifadesine aykırı olacaktır. Diğer taraftan alacaklının arabulucuğa başvurma zorunluluğu olmadan takip başlatması mümkün iken, borçlunun açtığı menfi tespit davasında arabulucuğa başvurulmasının dava şartı sayılması amaca uygun düşmeyeceği gibi, borçlunun menfi tespit davasından önce arabulucuya başvurma zorunluluğunun kabulü halinde, borçlunun İİK'nun 72. maddesinde menfi tespit davasında öngörülen tedbirden yararlanması imkanı ile ilgili gecikme ve sakıncalar da sözkonusu olabilecektir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Uyuşmazlık 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında menfi tespit talebine ilişkin olup ve Tüketici Mahkemesince verilen hüküm ve kararlardan olduğu için dosyanın temyizen incelenmesi Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin görev alanı içerisine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle dosyanın Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE 27.03.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'dan kaynaklanan devremülk sözleşmesinin feshi, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 07/03/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Banka sadece poliçe limitinin yeterli olmadığı bakiye alacak için tüketicinin mirasçılarından talepte bulunabilir. Kredi kullanan tüketici adına yapılan hayat sigortası poliçesi mevcutken, bankanın tüketicinin ölümü nedeniyle, tüketicinin mirasçılarından ödenmeyen bakiye kredi alacağının tahsili için dava açması veya icra takibi başlatması, sigorta hukukunun temel ilkelerine ve sigorta yapılmasının amacına aykırılık oluşturacağı gibi sigorta yapılmasına duyulan güven ve itimadı da zedeler. Bu nedenle banka alacağını öncelikle sigorta poliçesinden tahsil etmelidir. Medeni Kanun'un 2. maddesinde, "Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” hükmü düzenlenmiştir. Buna göre, tüm hukuki yollar davacı banka tarafından tüketilmeden mirasçıya karşı takip başlatılmış olması, dürüstlük kuralına uygun düşmemektedir. (Yargıtay 13....

          Mahkemece, davacının daha önce borca itiraz ederek İcra Mahkemesinde takibin iptalini daha sonra menfi tespit davası açtığı, menfi tespit davasında ileri sürülen iddiaların borca itiraz ve takibin iptali davasında da ileri sürülebileceğinden davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borca itiraz takibi durdurmadığından icra mahkemesinde borca itiraz eden fakat elinde İİK.nun 169/2.maddesinde yazılı resmi belge bulunmayan borçlunun borca itiraz etmiş olmasına rağmen genel mahkemede menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğu gözden kaçırılarak yazılı gerekçe ile hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, 18.3.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 26/09/2019 NUMARASI : 2019/331 ESAS 2019/684 KARAR DAVA KONUSU : Tüketicinin Açtığı Menfi Tespit KARAR : Davacı tarafından davalı aleyhine Konya 1. Tüketici Mahkemesi'nin 2019/331 Esas sayılı dosyası ile açılan tüketicinin açtığı menfi tespit davasında 26/09/2019 tarihinde tesis edilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalı T3 istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde; DAVA: Davacı ilk derece mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin T5 ile daire satış sözleşmesi yaptığını ve tüketici olarak bir adet daire satın aldığını, bu daireye karşılık nakit ödeme haricinde müvekkilinden emre muharrer senet alındığını ve bu senetleri diğer davalıya ciro ettiğini, müvekkilinden alınan senetlerin her biri 4.000,00 TL olan 3 adet emre muharrer bono senedin geçersiz olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            UYAP Entegrasyonu