Mahkemece, davacının tahliye tarihini belgelendirmek suretiyle tahliyeden sonraki kesinleşen alacak için ilgili mahkemede menfi tespit davası açması gerektiği, ödeme yapıp sonradan istirdat ve manevi tazminat davası açmasının yerinde olmadığı, manevi tazminat şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Taraflar arasında 8.8.1998 başlangıç tarihli kira sözleşmesi imzalandığı, davalının ödenmeyen Ağustos 2007 kira bedelinin bakiyesi ile diğer 11 ayın kira bedeli karşılığı olarak toplam 9.095,16 YTL alacağın tahsili için davacı ve kefil Müşerref Göçmen aleyhine icra takibi başlattığı dosya kapsamından anlaşılmakta olup bu hususlar çekişmesizdir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki tüketicinin açtığı menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, kızının üniversiteye hazırlanması için davalı dershaneyle anlaşarak İş Bankasına ait toplam 6.500,00 TL bedelli iki adet çek verdiğini, dershanede belirtilen şartlarda eğitim verilmediği gibi, özellikle bu dersanenin kurucusu ve müdürü olan ...'ın, kızını ve diğer öğrencileri ahlak dışı davranışlar ve sözlerle taciz ettiğini, davalının, sözleşmenin icrasını imkansız hale getirdiğini ve belirtilen şartlarda eğitim vermediğini ileri sürerek, davaya konu çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitine, çek bedellerinin ödenmesi halinde ödenen paranın istirdadına karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tüketicinin Açtığı Menfi Tespit...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tüketicinin açtığı menfi tespit Uyuşmazlık, tacirler arası telefon abonelik sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin olup, hüküm Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin bozma ilamına göre kurulmuştur. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 7. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 24/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
KARAR Davacı, 3. kişinin davalı bankadan kullandığı konut kredisine kefil olduğunu, usulsüz şekilde asıl borçlu ile birlikte hakkında icra takibi başlatılması üzerine, asıl borçlu yönünden takip semeresiz kalmadıkça kefile başvurulamayacağı itirazı ile açtığı menfi tespit davasının lehine sonuçlanarak kesinleştiğini, ancak bu süreçte söz konusu takipte maaşından 27.201,50 TL nin haksız şekilde kesilmeye devam edildiğini ileri sürerek bu meblağın ödeme tarihlerinden itibaren faizi ile istirdadını istemiştir. Davalı, menfi tespit davası kesinleştikten sonra asıl borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlattıklarını, taşınmazın satışının gerçekleşmesine rağmen bakiye alacaklarının kalması üzerine kefil hakkında yeniden takibe giriştiklerini, ilk takipte kesilen paranın usulüne uygun başlatılan ikinci takip yönünden takas ve mahsubunu sağladıklarını, istirdat talebinin bu nedenle yersiz olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir....
Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz. Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir. Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazımgelmediğini ispata mecburdur."...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/504 Esas KARAR NO : 2022/824 DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 24/09/2020 KARAR TARİHİ : 04/10/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 04/11/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, kambiyo senedine dayalı menfi tespit ve istirdat talebi ile sözleşmeye aykırı ifa sebebiyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini taleplerine ilişkindir. Davacı, dava dilekçesi ile özetle; davalılardan ...’in bal satımına ilişkin televizyon programlarından tanıdığını, bu kişinin aynı zamanda İstanbul Silivri ilçesinde bulunan arsaların reklamını yaptığını, ...’in ..........
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen menfi tespit, istirdat- manevi tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 0.90 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 23.06.2014 günü oybirliğiyle karar verildi....
Davacı taraf dava dilekçesi ile menfi tespit ve icra takibinin durdurulması talepli dava açtıktan sonra 13/03/2018 tarihli celsede geçen süre zarfında 8.553,00 TL'lik ödeme yaptığını, kefil olduğu 2.000,00 TL'ye bir itirazının olmadığını ancak 6.000,00 TL'nin iadesini talep etmiştir. Davacının bu talebi ile birlikte açılan dava menfi tespit ve istirdat davasına dönüşmüştür. İlk derece mahkemesi yapılan yargılama sonucunda, 6502 Sayılı Yasanan 4/6. Maddesi gereğince tüketici işlemlerinde tüketicinin edimlerine karşı alınan teminatların adi kefalet niteliğinde olduğunu, adi kefalette asıl borçluya başvurulmadıkça kefile başvurulamayacağını, 09/09/2016 tarihli delil dilekçesi ekinde bulunan ibranameye göre icra takibinden dolayı herhangi bir borcun kalmadığının görüldüğü bu nedenle açılan davanın kabulü ile davacının İstanbul 33....
Davacı, ödeme emirlerinin iptali isteminde bulunarak açtığı davada; yargılama sürecinde itirazi kayıtla Kuruma ödediğini iddia ederek davasını tamamen ıslah edip talep sonucunu değiştirerek istirdat davasına dönüştürmüştür.Bu yönde; her ne kadar 2004 sayılı Kanunun 72. maddesindeki "Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir." hükmüne paralel bir hüküm 6183 sayılı Kanunda yok ise de; Anayasanın 141. maddesindeki, "davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir." hükmü gözetildiğinde, menfi tespit ve ödeme emri iptali kararı sonucunun, istirdat isteminide kapsadığının belirgin olması karşısında, eldeki davaya istirdat davası olarak devam edilerek, bu yönde yapılacak araştırma ve inceleme sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....