"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, davalıya borcu olmamasına rağmen paydaşı olduğu 2346 ada 17 parseldeki davacının 1/4 payı üzerine haciz konulmasının ardından taşınmazın Bakırköy 11. İcra Müdürlüğü'nün 2008/6202 sayılı dosyası üzerinden yapılan takip sonucu alacağına karşılık davalıya ihale edildiğini, borçlu olmadığına ilişkin açtığı menfi tespit davasının reddine karar verildiğini, ancak kararın temyiz edildiğini, bahse konu menfi tespit davasının kabulü halinde davalı adına oluşan kaydın yolsuz hale geleceğini ileri sürerek tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemiş, aşamada taşınmazın satışı üzerine HMK'nın 125. maddesi uyarınca taşınmazı satın alan şirket ve davacının ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmiştir....
Müdürlüğü'nün 2017/18097 Esas sayılı dosyasındaki takip nedeniyle açtıkları menfi tespit davalarının reddine, a-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan ( kabul ve red oranına göre) istirdat ve menfi tespit davası yönünden AAÜT uyarınca belirlenen 17.644,45 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı tarafa verilmesine, 3-Davacı şirketin Ankara ......
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Dava dilekçesinde borcun miktarı konusunda kooperatif ile aralarında ihtilaf bulunduğundan davalı kooperatife karşı menfi tespit davası açıldığı, menfi tespit davasının ihraç kararından önce açılmış olması halinde ihraç kararının geçersiz olacağı, ihraç kararının dava açıldıktan sonra alınması halinde ise menfi tespit davasının sonucunun beklenmesinin gerekeceği, bu nedenle menfi tespit davasının açıldığı tarihin araştırılması gerektiği, ayrıca kabul şekline göre de borç miktarının belirlenmesi için genel kurul tutanaklarının getirtilmesi, anılan tutanaklar, kooperatife ait defter kayıtları ve belgeler ile tarafların dayandıkları diğer delillerin toplanması ve tüm deliller toplandıktan sonra bilirkişi incelemesi yaptırılarak davacının ihtarname tarihi itibari ile borç miktarının genel kurullarda alınan kararlara, kayıt ve belgelere dayalı olarak belirlenmesi sonucu ihraç kararının iptali istemi hakkında bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir....
kat arttığını, davalıya başvurularak iki ayrı tarihte vade farkı uygulanarak ödemenin ertelenmesine karar verildiğini, davalının krizi kabul ettiğini, uzlaşma görüşmeleri başlamışken, yeniden değerlendirme yapılırken davalının teminat senetlerini tahsile koyduğunu, menfi tespit davası açıldığını, akdin feshedildiğini, açılan menfi tespit, tazminat davalarının akdin feshi ekseninde cereyan ettiğini, değişen şartlar ile denkleştirici adalet prensibi gereği sözleşmenin uyarlanması koşullarının doğduğunu ileri sürerek, anılan sözleşmenin günün hal ve koşullarına uyarlanmasına, borcun sözleşmenin yapıldığı tarihteki DM'nin değeri hesap edilerek ödenmesine karar verilmesine, dava sonuna kadar ilk sözleşme tarihindeki borç üzerinden borcun ödenme için ihtiyati tedbir kararı verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Dava, taraflar arasında imzalanan emlak komisyon sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup, Hakimler ve Savcılar Kurulunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri İş Bölümü ile ilgili 01.09.2020 tarihinden itibaren geçerli İş Bölümü Kararı uyarınca, 18.Hukuk Dairesinin görevine giren dava ve uyuşmazlıkların 6502 s. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun ile 6098 s.TBK'nın 2.Kısmında düzenlenen ve diğer dairelerin görev alanında kalmayan dava ve işlere bakmakla görevli olması nedeniyle, dava konusu uyuşmazlıkta HSK'nın İş Bölümü Kararı hükümleri uyarınca, istinaf inceleme görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12, 13, 14 ve 43. Hukuk Dairesine aittir. Bu itibarla, HMK m. 352 uyarınca Dairemizin görevsizliğine ve dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12, 13, 14 ve 43. Hukuk Dairelerinden birine gönderilmesine karar vermek gerektiği kanaatine oybirliğiyle varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ve menfi tespit istemine ilişkin davada ... Tüketici ile 7. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 27.07.2004 günlü dilekçesinde yüklenici ... tarafından davalı ...'e satılan konutun noter satış vaadi sözleşmesi ile satın alındığını belirtip, sözleşmenin gereğinin yerine getirilmediğinden sözleşmenin feshini, borcu olmadığının tespitini talep etmiştir. Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak yüklenici tarafından yapılıp önce davalı ...'...
açık olduğunu, huzurdaki dosyada ihtiyati tedbire ilişkin gerekli tüm şartların sağlandığı yerel mahkemece de kabul görmüş olmasına ve ihtiyati tedbir kararının mahiyeti gereği ivedi işlerden sayılmasına rağmen tüketici tarafından açılan ihtiyati tedbir talepli menfi tespit davasında arabuluculuk dava şartı aranması ve bu sebeple davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
KARAR TARİHİ : 23.12.2021 Taraflar arasındaki davada Ankara 11.Tüketici ve Ankara 6.Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya incelendi: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, devremülk satış sözleşmesinin ve sözleşmeye istinaden düzelenen bonoların iptali, alacak ve menfi tespit istemine ilişkindir. Ankara 11.Tüketici Mahkemesince; davalılardan ... ......'...
Tur Ltd Şti'nin tespit açtığı menfi tespit kısmen kabul kısmen reddi ile davalı-karşı davacının açtığı itirazın iptali davasının kısmen kabul kısmen reddi ile kaçak elektrik tutarının 9.289,48 TL olarak belirlenmesine, davacı karşı davalının menfi tespit isteminin ve davalı-karşı davacının itirazın iptali isteminin bu miktar üzerinden kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillernce temyiz edilmiştir. ../... S:2 Esas Karar 2010/1397 2010/10156 1-Birleştirilen davalar bağımsızlıklarını koruduklarından mahkemece asıl dava ve birleştirilen dava yönünden ayrı hüküm kurulması gerekirken bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 2-HUMK.nun 388/son ve 389.maddeleri uyarınca hükümde taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Asıl dava menfi tespit davası olup 14.219,88 YTL üzerinden açılmıştır....
Bu açıklamalar ışığında somut olayda; davacı tarafça davalı Ebubekir Çınar ile davacı arasında 6502 sayılı Yasa kapsamında tüketici ilişkisi bulunduğu ve menfi tespit istemine konu senedin bu tüketici ilişkisi nedeniyle davalı Ebubekir Çınar'a verildiği (senedin lehdarının Ebubekir Çınar olduğu) ve Ebubekir Çınar tarafından da diğer davalı şirkete ciro edilerek tahsile koyulduğu iddiası ile menfi tespit ve istirdat istenmiş ve her ne kadar davacı tarafça bu tüketici ilişkisinin mantolama ve izolasyon yapımına ilişkin eser sözleşmesinden kaynaklandığı iddia edilmiş ise de, dosyada mevcut Sahil Yapı Dış Cephe Mantolama ve İzalasyon Sözleşmesinin, davalı Ebubekir Çınar ile davacının oğlu (tanık) Erkan Bozkurt arasında yapılmakla birlikte, içeriğinde hangi taşınmaza ilişkin bulunduğunun ve ödemelerin hangi vade tarihli senetlerle yapılacağı konusunda hiçbir açıklık bulunmadığı ve dava konusu takibe konu edilen senedin keşidecisi olan davacının sözleşmenin tarafı da olmayıp, bu şekilde tüketici...