Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Elektrik abonelik sözleşmesini imzalayan ve aboneliği devam eden abone, tesisatta kullanılan elektrik bakımından elektrik dağıtım şirketine karşı sözleşme gereği sorumlu olduğu gibi, elektrik sayacının muhafazası konusunda da sorumluluğu devam eder. Buna göre, fiili kullanıcıya karşı rücu hakkı mevcut olan abonenin, sözleşmesi iptal edilmediği sürece, kullanım bedelinden dolayı fiili kullanıcı ile beraber müteselsil sorumluluğunun devam edeceği kuşkusuzdur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin istikrar kazanmış uygulamasına göre, abonelik iptal ettirilmedikçe, o abonelik üzerinden tüketilen su, elektrik ve doğalgaz gibi abonelik bedellerinden fiili kullanıcı ile birlikte abone de müteselsilen sorumludur....

. - K A R A R - Davacı vekili, yanlar arasında akdedilen abonelik sözleşmesi kapsamında davalı yanın konuşma ücretlerine dair fatura borçlarını ödemediğini belirterek, 1.793.613.759.-TL.nin dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya tebligat yapılmış ise de davaya yanıt vermemiştir. Mahkemece; uyuşmazlığın çözüm yerinin Tüketici Mahkemesi olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Abonelik sözleşmesi ticari işletme ile ilgili olduğundan, davalının 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/e maddesinde tanımlanan tüketici kapsamına girmeyeceği düşünülmeden, uyuşmazlığın Tüketici Yasasından kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir....

    Her ne kadar abonelik sözleşmesi kapsamında kalan işlemler 4077 sayılı Kanun kapsamında tüketici işlemi sayılsada dava dilekçesindeki iddianın mahiyetine göre taraflar arasında tesis edilmiş bir tüketici işlemi bulunmamaktadır. Bu durumda kredi kartının usulsüz olarak çıkartılıp haksız şekilde kullanılmasından dolayı açılacak davalarda tüketici mahkemeleri görevli olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Davanın açıldığı 24.09.2013 tarihinde yürürlükte olan 4822 sayılı Kanunla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde "Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar" hükmüne yer verilmiştir....

      Dosya kapsamından, taraflar arasında abone sözleşmesi düzenlendiği, ancak işyeri olan yerin ticari amaçla kullanılan bir yer olduğu anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Yasada değişiklik yapan 4822 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasanın; 2. maddesi “Bu Yasa 1. maddede belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar”. 3/e maddesi de tüketiciyi “Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi” olarak tanımlamış, 11/A maddesi “ABONELİK SÖZLEŞMELERİNİ” düzenlemiş, 23. maddesinde ise, bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü ihtilafların tüketici mahkemelerinde bakılacağı hükmü bulunmaktadır. Somut olayda; uyuşmazlığın ticari amaçla kullanılan işyerindeki su tüketim bedelinden kaynaklandığının anlaşılmasına göre, davanın genel mahkeme olan Büyükçekmece Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir....

        Dosya kapsamından, taraflar arasında abone sözleşmesi düzenlendiği, aynı numara ile bağlı olarak ADSL kullanıcısı olduğu, abonelik sözleşmesinin ev için yapıldığı, başka bir operatör tarafından kullanım sonucu yüksek miktarda faturaya dayalı borç çıkarıldığı, kullanımda bir kusurunun bulunmadığı belirtilerek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesinin istendiği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Yasada değişiklik yapan 4822 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasanın; 2. maddesi “Bu Yasa 1. maddede belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar”. 3/e maddesi de tüketiciyi “Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi” olarak tanımlamış, 11/A maddesi “ABONELİK SÖZLEŞMELERİNİ” düzenlemiş, 23. maddesinde ise, bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü ihtilafların tüketici mahkemelerinde bakılacağı hükmü bulunmaktadır....

          Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlıktaki icra takibinin dayanağını mesken abonelik sözleşmesi oluşturduğundan görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ......

            Bu itibarla; 1-Tüketici hakem heyeti kararına ait dosyanın ilgili hakem heyeti başkanlığından, 2-Tüketicinin hakem heyeti kararına konu abonelik sözleşmesi ile abonelik/aboneliklerin türünü gösterir (sözleşme, fatura vs.) belgenin davacı taraftan, Celbedillmesi ve ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için, dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 23.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              K A R A R Davacı, Davalılardan ... ile abonelik sözleşmesi yapıldığını, diğer davalıların da fiili kullanıcı olduklarını, davalıların ... sayaçtan ortak olarak kullandıkları su bedelini ödemediklerini ileri sürerek, 856.100.000 TL alacağın davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davada Tüketici Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle dava dilekçesinin görev yönünden reddine, karar kesinleştiğinde dosyanın görevli ... Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir....

                Somut olayda; davacı, çiftçi olduğunu ve tarımsal sulamada kullandığı elektrik nedeniyle abonelik sözleşmesi gereğince kendisinden elektrik ücreti ile birlikte tahsil edilen kayıp-kaçak enerji bedeli, dağıtım bedeli v.s. adı altında kendisinden tahsil edilen 12.169,00.-TL ücretin iadesine karar verilmesini talep ettiği gibi taraflar arasında tarımsal sulama abonelik sözleşmesi düzenlendiği, davacının çiftçi olup tarımsal faaliyette bulunduğu, abonelik sözleşmesinin, mesleki faaliyet için yapıldığı ve davacının 4077 sayılı Kanunun aradığı anlamda tüketici tanımına girmediği anlaşılmış olmakla, uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp, çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 20/09/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                  Aynı Yönetmelik'in ‘Perakende Satış Sözleşmesi’ başlıklı dördüncü bölümünün 21 nci ve devamı maddelerinde ise; perakende satış sözleşmesi başvurusu, kapsamı, sözleşmenin imzalanması, sözleşmenin taraflarının hak ve yükümlülükleri ile sözleşmenin süresi, sona ermesi düzenlenmiştir. 3. Anılan Yönetmelik'in ‘Sözleşmenin süresi ve sona erme’ başlıklı 24 üncü maddesinin 5 inci fıkrasına göre; “Bir önceki tüketicinin perakende satış sözleşmesini sonlandırmadan veya sonlandırarak ayrılması ve farklı bir gerçek veya tüzel kişinin, aynı kullanım yeri için yeni bir perakende satış sözleşmesi ya da ikili anlaşma başvurusunda bulunması halinde görevli tedarik şirketi tarafından; a) Önceki tüketicinin ödenmemiş borçlarının bulunması halinde, söz konusu borçlar, ilgili tüketicinin güvence bedelinden düşülmek suretiyle karşılanır ve ilgili sözleşme sona erdirilir....

                    UYAP Entegrasyonu