Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/205 Esas sayılı dosyasında Konkordato Kesin Mühlet kararı verilmiş olup, konkordato süreci başarılı bir şekilde yürütüldüğünü, firmanın devremülk projesiyle ilgili gecikmelerindeki temel sebebi de sözleşmede yer aldığı üzere mücbir ve haklı sebeplerin varlığından ötürü olduğunu, tesisin 2020 yılında hizmete girmiş olup üyelere kısmi tatil imkanı sağlanmış ve 2021 yılından itibaren bütün üyeler teslimat yapılmak üzere duyurular yapıldığını ve teslimatlar yapılarak kullanıma hazır hale geldiğini, davacı tarafın hakkaniyet ve denkleştirici adalet ilkeleri gereğince güncel değerlerinin hesaplanarak iadesini talep ettiğini, davacı tarafın sözleşmenin iptali talebi haklı kabul edilse dahi bu durumda taraflar yalnızca aldıklarını iade ile yükümlü olup davacının müvekkile ödediğini ispat ettiği bedel haricinde başka bir talepte bulunmasının mümkün olmadığını, iş bu nedenledir ki, davacının talebinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, yetkili mahkemelerin Bolu Mahkemeleri...

Mahkemece, davanın reddine ilişkin verilen kararın temyizi üzerine “miktar itibarı ile hükmün kesin olduğundan bahisle” mahkemece temyiz talebinin reddine karar verilmiş; davacının bu kararı temyizi üzerine ise, Dairemizce 2009/9354 esas, 2009/15390 karar sayılı ilamla, “Dava, davalının başvurusu üzerine Tüketici Sorunları Hakem Heyetince sabit ücretin iadesi ile abonelik sözleşmesi 20 ve 21.maddelerinin iptaline karar verilmesi üzerine bu kararın iptali talebi ile açılmış olup davalının yaptığı başvuru ile yarattığı çekişmenin giderilmesine yöneliktir. Her ne kadar davacının aldığı sabit ücretler miktar itibariyle 4077 sayılı kanunun 22.maddesinde ve HUMK'nun 427.maddesinde belirtilen kesinlik sınırı altında kalmakta ise de, yaratılan çekişme ve verilen hüküm bir yıla mahsus olmadığından ve ileriki yıllara da sari olduğu anlaşıldığından kararın kesinlik sınırlarının dışında kaldığı da açık ve belirgindir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 02.09.2015 gününde verilen dilekçe ile bedel iadesi olmadığı takdirde tapu iptali tescil talebi üzerine Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan muhakeme sonunda; bedel iadesi talebinin reddine, tapu iptali tescil talebinin kabulüne dair verilen 24.05.2018 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 09.04.2019 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden taraflardan gelen olmadı....

      tüketicinin davalı inşaat şirketine karşı sözleşmeden dönme hakkı ve bedel iadesi talebinde de bulunduğu hususunun nazara alınmadığını, halbuki davacı ile davalı Emay arasında edimler sona ermemiş olup, tapunun üzerindeki haciz ve ipoteklerin kaldırılamaması halinde sözleşmeden dönerek bedel iadesi talebi de bulunduğundan ticaret mahkemelerinin görevli olmadığını, nitekim dava bakımından davanın temelinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanmadığını, aksine dava konusunun 6502 sayılı kanun kapsamında ayıplı mal olduğunu bir kez daha belirtmekte fayda gördüğünü, satıcı ya da sağlayıcının tüketici sözleşmesinde ki borcunu gereği gibi ifa etmemesi halinde, örneğin satılanın ayıplı olmasından doğan uyuşmazlıklar tüketici mahkemelerinde görüleceğini, açıklanan nedenlerle İstanbul Anadolu 6....

      TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 10/04/2018 NUMARASI : 2017/364 ESAS 2018/286 KARAR DAVA KONUSU : Tüketici Tarafından Açılan Devre Tatil Sözleşmesinden Kaynaklanan KARAR : İstanbul Anadolu 7. Tüketici Mahkemesinin 10/04/2018 tarihli ve 2017/364 E. 2018/286 K. sayılı dosyasında verilen karar; davalı tarafça vaki istinaf talebi üzerine istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketle imzalanan 03/10/2015 tarihli 'Hisseli Gayrimenkul Satış Sözleşmesi'nin 6502 sayılı yasının 50.maddesi şartlarına aykırı düzenlendiğinden ayıplı sözleşmenin feshi 14.000,00 TL sözleşme 2016 yılı 495,00 Tl aidat bedeli ki toplam 14.495,00 TL nin yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir....

      TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 12/04/2022 NUMARASI : 2021/81 ESAS - 2022/269 KARAR DAVA KONUSU : Tüketici Tarafından Açılan Kampanyalı Satış KARAR : İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....

      Davacı-karşı davalılar T7 ve Orhan Köse vekili tarafından davalı-karşı davacı T5 aleyhine Kartal 1.Asliye Hukuk Mah. 2009/442 esas sayılı dosyası ile kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi, tapu iptali ve tescil, tazminat istemli dava açılmış, mahkemece 2011/228 karar sayılı 17/05/2011 tarihli karar ile davacı ve karşı davalılar Orhan Köse ve T7 tarafından açılan tapu iptali ve tescil ve tazminat davasının koşulları oluşmadığından reddine, davalı ve karşı davacı tarafın açmış olduğu davanın kabulü ile taraflar arasında düzenlenmiş 03/12/2006 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olacak şekilde feshi ile dava konusu olan taşınmaz üzerinde kaçak olarak inşa edilen binanın giderinin davacı ve karşı davalılardan alınarak kal'ine karar verildiği kararın davacı-karşı davalı T7 vekili tarafından temyiz edildiği, Yargıtay 15.HD.'...

      Dava,4077 sayılı yasanın 4.maddesi uyarınca açılmış ayıplı mal iddiası ile sözleşmenin feshi ve bedelin iadesi istemiyle ilgilidir. Taraflar arasında yapılan 15.9.2012 tarihli devre tatil sözleşmesi, 4077 sayılı yasanın 8. ve 9.maddelerinde belirlenen kapıdan satış niteliğindedir. Bu tür satışlarda tüketicinin 10 günlük tecrübe ve muayene süresi sonuna kadar malı kabul veya hiçbir gerekçe göstermeden reddetmekte serbesttir. Sözleşmenin taraflarca imzalanması ile cayılıp cayılmayacağının bildirilmesi arasında sürecinde sözleşme henüz hüküm doğurmaz. Sözleşmenin hükümleri bu aşamada askıda olup,tüketici bu süre içinde caymazsa sözleşme başladığından itibaren hüküm doğurur, cayması halinde ise başlangıcından itibaren hüküm doğurmaz....

      GEREKÇE : Dava, devre mülk satış sözleşmesinden kaynaklı sözleşmenin iptali ve ödenen tutarın iadesi talebine ilişkindir. Taraflar arasında devre mülk sözleşmesi yapıldığına, bedele ve ödeme miktarına dair uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasında mevcut devre mülk satış sözleşmesinin, tapulu taşınmazın haricen satışına ilişkindir ve MK'nın 706, TBK'nun 237, Tapu Kanunu'nun 26. ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğunda kuşku yok ise de 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 57 vd. maddelerinde düzenlenen ve taşınmazın müşterek payına bağlı bir hak olan devre mülk hakkına ilişkin dava konusu sözleşme, sözleşmeye konu devre mülkün tapusu resmi senet ile davacı adına devredilmiş olmakla geçerli hale gelmiştir. Ayrıca, devre mülk sözleşmesi, tecrübe ve muayene koşuluna bağlı bir sözleşmedir. Fiili teslim ve kullanıma kadar sözleşme askıda olup, cayma hakkı da teslimden itibaren başlar....

      yanı sıra yerel mahkemece yasal süresinde cayma hakkının davacı tarafından kullanılmadığı açıkça tespit edildikten sonra bedel iadesine karar verilmesinin çelişkili olduğunu, hal böyle iken bir de tapu kaydının iptali ile müvekkiline iadesine hükmedilmemesinin de hukuk ve yasalara aykırı bir sonuca neden olduğunu, davanın reddi gerektiğini bildirerek istinaf itirazında bulunmuştur....

      UYAP Entegrasyonu