Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; "...Dava; Ayıplı Maldan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Açılan dava ile davacının üretimden kaynaklı ayıplı mal iddiasına dayandığı, üretim hatasından kaynaklı ayıpların üreticiye halefiyet ilişkisinin kendisine tanıdığı haklar ile sınırlı yöneltebileceği, çeşitli Yargıtay ve BAM içtihatlarında da görüleceği üzere 6089 Sayılı TBK göre halefiyetten kaynaklı olarak üretici şirket T8 Tic. Ltd. şirketine Türkiye distrbitörü T4 Ltd. Şirketinin yöneltebileceği haklarla sınırlı olarak ileri sürebileceği, halefiyet ilişkisinin kül halinde sirayet ettiği ve T4 Ltd. Şti'nin tüketici sıfatının bulunmasının mümkün olmadığı, üretimden kaynaklı olarak mülga 4077 Sayılı Tüketiciyi Koruma Kanunu 4. maddesinde açıkca ''İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı... ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. ......

İstanbul Anadolu 5.Tüketici Mahkemesi 01.09.2021 tarih 2022/49 E., 2022/27 K.sayılı ilamı ile; "taraflar arasında vekalet sözleşmesi akdedildiği, sözleşme uyarınca davalı avukatın İstanbul 12.Aile Mahkemesinin 2012/354 Esas sayılı dosyası ile dava açmış olduğu, davacının ikametgah adresinin Kastamonu ili, Çatalzeytin ilçesi, davalının ikametgah adresinin İstanbul ili, Kadıköy ilçesi olduğu, davanın taraflar arasında akdedilen sözleşmeden kaynaklandığı, sözleşmenin İstanbul 12. Aile Mahkemesi 2012/354 Esas sayılı dosya ile dava açılmak suretiyle ifa edildiği, davacının seçimlik hakkını 6100 sayılı HMK'nın 10.maddesi uyarınca sözleşmenin ifa edildiği yer mahkemesi olan İstanbul Tüketici Mahkemelerinden yana kullanmış olduğu, bu halde seçme hakkının davalı tarafa geçmeyeceği anlaşılmakla davanın Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle usulden reddine, yetkili mahkemenin İSTANBUL 1. TÜKETİCİ MAHKEMESİ olduğunun tespitine" dair karar verilmiştir....

Eksik iş ve ayıplı iş ayrımının sınırları yasalarımızda açıkça belirlenmediğinden bu boşluk Yargıtay içtihatları ile doldurulmaktadır. Bu ayrımın hukuki sonuçları önemli olup birbirinden farklıdır. Çünkü özel hüküm yerine genel hükme başvurmak muayene ve ihbar süresi geçirilmişse önem arzedecektir. Nitekim ayıplı iş için mutlaka ihbar gerekirken eksik ifa da ihbara gerek kalmadan dava açılabilir. Bazı durumlarda eksik ifa ile ayıplı ifanın ayrımında güçlük yaşanmaktadır. İşte burada bitmemiş yani tamamlanmamış ifa ile ayıplı ifa ayırımını iyi yapmak gerekir. Bu husus doktrinde de tartışmalıdır; ifa etmeme çok kapsamlı bir kavram olup teknik ve gerçek anlamda “gereği gibi ifa etmemeyi” karşılamamaktadır. Borçlanılan edimin niteliklerine uymaması halinde gereği gibi ifa etmeme, kötü ifa veya ayıplı ifa demek mümkündür....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı,davalı şirket ile, 4.8.2008 tarihli tur sözleşmesi imzaladığını, sözleşmeye göre, 9.08.2008- 16.08.2008 tarihleri arasında, gemi ile, 7 gece 8 gün, Dalmaçya ve sahillerinin gezileceğinin taahhüt edildiğini, ancak sözleşmenin ayıplı ifa edildiğini, gezi başlangıcında ......

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; ayıplı ifa nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 20.01.2017 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 27.01.2017 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2017 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 13. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 13.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE,10.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Tüm dosya kapsamı ve istinaf kararı birlikte değerlendirildiğinde; dava ayıplı hizmetten kaynaklı maddi ve manevi tazminat talebi olup davacı ile davalı arasında ticari veya mesleki nedenlerle yapılan bir taşıma sözleşmesinin bulunmadığı, davacının davalı kargo şirketince nihai tüketici sıfatıyla resmi iş başvurusu evrakları olduğunu beyan ve iddia ettiği belgelerin tesliminin ayıplı ifa edildiğini bildirerek işbu davayı açtığı, T.K.H.K'nun 3. maddesi k bendi kapsamında davacı tüketici sıfatına haiz olup dava konusu uyuşmazlığın da tüketici işleminden kaynaklanması nedeniyle işbu davaya bakmak görevinin T.K.H.K.'nun 73. maddesi kapsamında Tüketici Mahkemelerine ait olduğu, mahkemenin görevinin de HMK 114/1-c ve 115. maddeleri gereğince kamu düzenine ilişkin dava şartlarından olması nedeniyle yargılamanın her aşamasında talep üzerine veya mahkemece resen gözetilmesi gerektiği anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir....

          Davacı; aracın gizli ayıplı olarak davalı satıcı tarafından kendisine satıldığını, diğer davalının da ekspertiz hizmetini ayıplı olarak ifa ettiğini,bu sebeple aracı ayıplı haliyle satın almasından kaynaklı değer kaybına ilişkin zararından her iki davalının da sorumlu olduğunu iddia ederek eldeki davayı açmıştır....

          -İzmir zorunlu uçuşları ile ülkeye gönderildiklerini, 4077 sayılı yasanın 6/C maddesi gereğince ayıplı ifa nedeniyle ... olduğu 5.185 Euro’nun iade edilmediğini, keşide ettiği 08.09.2008 tarihli ihtardan da sonuç alamadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 20.000,00 TL manevi tazminat ile, davalıya ödediği 5.185 Euro’nun, 23.07.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödetilmesine karar verilmesini istemiştir....

            Somut olayda da böyle bir kesin yetki kuralı bulunmadığına göre, sözleşmenin ifa edileceği yerin ve tüketici olduğu belirtilen davacıların yerleşim yerinin ..... ilçesi olduğu anlaşılarak ve dolayısıyla davacının birden çok mahkemenin yetkili olduğu ve kesin yetki kuralının bulunmadığı bu davada, davayı ayıplı inşaat iddiasına konu mülkün bulunduğu sözleşmenin ifa edileceği ve kendi yerleşim yerleri olan ..... ilçesinde açarak yetkili mahkemeyi seçmiş olduğu görülmekle, davanın ..... Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilmiştir. Somut olayda, davacıların davalı ile yaptıkları emlak alım satım sözleşmesi kapsamında, sözleşmeye göre .....184 ada 240 parseldeki kaba inşaatı tamamlanmış ancak işçilik işlerinin sürdüğü ifade edilen 4 ve 5 nolu dairelerin eksik malzeme ve işçilik iddiası ile ayıplı olarak teslim edilmesi, teslimin de gecikmesi iddialarından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir....

              Maddeleri arasında düzenlendiği, eser sözleşmesinde yüklenici sözleşmeye konu yükümlülüklerine aykırı davranarak müvekkilinin ayıplı mal ile ilgili olarak davalı kuruma başvuru yapmışsa da söz konusu kurum ısrarla taahhüdünü yerine getirmediği gibi ayıbını örtmek maksadıyla taşınmazın damına izolasyon yaptırdığı, söz konusu ayıplı ifa sonucu işsahibinin ve dolayısıyla müvekkilinin TBK'ya göre seçimlik hakları doğduğu, seçimlik hakları bakımından Türk Borçlar Kanunu 475. Maddesi şeklinde düzenmiş olduğu, istinafa konu davada müvekkil tazminat isteme hakkı ile davalı kurum eser sözleşmesindeki yükümlülüklerine aykırı davranması bakımından ağır kusurlu bulunabileceğini, söz konusu ayıplı ifa sonucu işsahibinin ve dolayısıyla müvekkilin TBK'ya göre seçimlik hakları doğduğunu, eser sözleşmesinde ayıplı ifa durumunda iş sahibinin açacağı davalarda zamanaşımı özel olarak TBK. 478....

              UYAP Entegrasyonu