Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava; araç satışı ve ekspertiz hizmetinden kaynaklı ayıplı mal ve hizmet sebebiyle uğranılan maddi manevi zararın tahsili talebine ilişkindir. Davacı 6502 sayılı yasının 3/k maddesi uyarınca tüketici, davalılardan oto ekspertiz hizmeti sunan şirket ise aynı yasanın 3/ı maddesi uyarınca ticari ve mesleki faaliyeti kapsamında hizmet sunandır. 6502 sayılı yasanın 73.maddesi uyarınca bu yasadan kaynaklı uyuşmazlıklar tüketici mahkemesi nezdinde görülerek karara bağlanır. Öte yandan her ne kadar davacı ile davalı gerçek kişi arasında tüketici ilişkisi bulunmasa da diğer taraflar arasında tüketici ilişkisi bulunduğundan uyuşmazlığın bölünemeyeceği de gözetilerek tüm taraflar yönünden özel yetkili tüketici mahkemeleri nezdinde görülüp karara bağlanması gereklidir . Bu itibarla davacı vekilinin istinaf talebinin HMK 353- 1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

(IV)Ayıp nedeniyle satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, doktrinde, "mutlak metod", "nisbi metod" ve "tazminat metodu" adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da, Yargıtay tarafından uygulanan "nispi metod" olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. Bu metoda göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir. Başka bir ifade ile satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile, ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanmaktadır (Yargıtay HGK 2017/3(13)-660 E, 2021/187 K ; Yargıtay 13.HD 2018/2513 E, 2020/3180 K)....

Davacı geç teslim nedeniyle kira kaybından kaynaklı tazminat talebinde bulunmuş olup, davalı geç teslimin mücbir sebepten kaynaklandığını iddia etmiş ise de,davalının ileri sürdüğü hususlar geç teslim nedeni olmadığından, bunun dışında taraflar arasında sözleşmeden kaynaklı uzatılmış bir geç teslim anlaşması bulunmadığından,geç teslime yolaçacak deprem vb. Mücbir sebep sözkonusu olmadığından,dava konusu taşınmazın iskan ruhsatının alınmadığına ilişkin taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaması nedeniyle taşınmazın değerini azaltan esasa çok etkili bu hukuki ayıp ile birlikte mahkemece alınan denetime açık,hüküm kurmaya elverişli.dosya kapsamına uygun uzman bilirkişi raporu esas alınarak ilk derece mahkemesince geç teslimden kaynaklı tazminata ve mahrum kalınan kira tazminatına hükmedilmesinde herhangi bir hukuka aykırılık görülmediği için davalı istinaf talebinde haklı değildir....

Mahkemece, dosyaya sunulan satış sözleşmesi ile yapılan keşif sonucu, sözleşmedeki deponun bulunmaması ve davalı tarafından mutfak dolaplarının yaptırılmadığı bu nedenle ayıplı ifa değil eksik bir ifa söz konusu olduğu ve davacının ihbar yükümlülüğünün bulunmadığı, 10 yıllık zamanaşımı içinde zararının tazminini talep edebileceği gerekçesi ile, eksik ifa nedeni ile depo yönündan değer kaybına, mutfak dolapları yönünden yaptırılması gereken dolap bedeline hükmedilmiştir....

    Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2021/30 Değişik İş No'lu sayılı dosyası ile delil tespiti talebinde bulunulduğunu, bu dosyada bilirkişi raporunun tanzim edilmesi beklenmekte iken 9- 10 Ekim 2021 tarihinde meydana gelen yağışlar nedeniyle müvekkilinin taşınmazındaki mutfak üstündeki doğrama ve camlar ile kapılar ve doğramaların ayıplı ifa edilmesi ve montajının da gereği gibi yapılmaması nedeniyle mutfak dolapları, duvarlar ve zeminde zararlar meydana geldiğini, yeniden Beykoz 2....

    Her ne kadar davacı tarafından maddi ve manevi tazminat talep edilmiş ise de davacının dava konusu olayda mobilya bedeli kadar maddi zararının oluştuğu, manevi tazminat yönünden ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 58. Maddesi hükmü uyarınca, manevi tazminata hükmedilebilmesi için şahsiyet hakkının hukuka aykırı bir şekilde zarara uğraması gerekir. Kişilik haklarının zarar görmediği hallerde, eylem hukuka aykırı olsa dahi manevi tazminata hükmedilebilmesi olanaklı değildir. Somut olayda geç teslimat ve ayıplı mal nedeniyle, davacının kişilik haklarının zarar gördüğü kabul edilemeyeceği, dolayısıyla dava konusu olayda tazminat koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir....

    Ayıplı ifa ile eksik ifa birbirinden farklı kavramlar ise de her iki kavram da temelinde tarafların hukuki ilişki ile yükümlendikleri edimlerini gerek kanun gerekse sözleşme ile öngörülen şartlara uygun, başka bir anlatımla gereği gibi ifa etmemeleri ile ilgilidir. Başka bir deyişle, sözleşmeye aykırı mal teslimi her zaman ayıplı bir malın verilmesi anlamına gelmez. Eksik ifa da bu anlamda sözleşmeye aykırı mal teslimi anlamını taşır. Ancak eksik ifa sözleşmede kararlaştırılmış olan ya da dürüstlük kuralı gereğince yapılması gereken işlerin bir kısmının hiç yapılmamış olması hâlinde söz konusu olur. Ayıplı ifadan söz edilebilmesi için ise sözleşme ile kararlaştırılan malın o malda bulunduğu belirtilen niteliklerin veya çeşidi yahut vasfı gereği malın taşıması gereken özelliklerinin mevcut olmaması gerekir....

    TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 24/09/2020 NUMARASI : 2018/792 ESAS 2020/377 KARAR DAVA KONUSU : Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan) KARAR : BAKIRKÖY 5. TÜKETİCİ MAHKEMESİnin 24/09/2020 tarihli ve 2018/792 Esas 2020/377 Karar sayılı dosyasında verilen karar; davalı tarafça vaki istinaf talebi üzerine istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi....

    TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 25/10/2019 NUMARASI : 2018/586 ESAS - 2019/526 KARAR DAVA KONUSU : ALACAK VE MANEVİ TAZMİNAT (Ayıplı Mal Satışından Kaynaklanan) KARAR : Antalya 3....

    Yukarıda da ayrıntısı ile açıklandığı üzere; malın ayıplı olması halinde taraflara ait hak ve yükümlülüklerin nelerden ibaret olduğu, 4822 sayılı Kanun’la değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4.maddesinde düzenlenmiş; ayıbın gizli ya da açık olması halleri için ayrı ihbar süreleri getirilmiş; hatta ayıbın ağır kusur veya hile ile gizlenmesi halinde zamanaşımı süresinden yararlanılamayacağı, açıkça ifade edilmiştir. Maddeye göre, tüketici kendisine sağlanan mal ve hizmetle ilgili ayıplı olup olmama konusunda gerekli muayeneyi (denetimi) yapacak ve bu muayene sonucu, mal yada hizmetle ilgili saptadığı ayıpları, mal veya hizmetin sağlanmasından itibaren ihbar süreleri içinde, kendisine mal yada hizmet sağlayan sözleşmenin tarafına bildirecektir; bu bildirim (ayıp ihbarı) ödevi ihmal edildiğinde, tüketici, ayıba dayalı yasal haklarını kaybedecektir....

      UYAP Entegrasyonu