Yine, davanın ilk açıldığı Tüketici Mahkemesinde alınan raporda da söz konusu araçta kalorifer arızası nedeniyle kalorifer sistemi değişmiş olsa bile bu değişimin tramer kayıtlarına girmeyeceği, tramer sorgusunda gözükmeyeceği ve karöseri parçası olarak değerlendirilmemesinden dolayı araç üzerinde değer kaybı oluşmayacağı yönünde kanaat bildirmiştir. Bu durumda davacının klima sistemindeki arıza nedeniyle aracın ayıbından dolayı değer kaybı oluştuğu ve aracın piyasa rayicinden daha düşük bedelle 3. kişiye satıldığı iddialarına yönelik yapılan değerlendirmede araçtaki bu arızanın garanti kapsamında çözülecek sorunlardan olduğu, bu arızanın tramer kaydına işlemediği ve araçta değer kaybı oluşturmayacağı kanaati hasıl olmuştur....
Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, gerçek durumu yansıtmayan nüfus kaydı baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmiş olmaktadır. Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davalarının konusunu oluşturur (Özsunay, E.: Gerçek Kişilerin Hukuki Durumu, İstanbul 1982, s. 243). “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi” dir (Nüfus Yönetmeliği m.143). 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 35. maddesine göre; kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak, olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddi hatalar, nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir....
Kurulunun 30.01.2008 tarih 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle mevcut kaydın düzeltilmesi olup böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmeyeceğinden davacının birinci talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğindedir ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır....
Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarih 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle davacıların birinci talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Davacının gerçek anne ve baba hanesine kayıt istemi de anne yönünden yine nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olması, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur....
ın gerçek annesinin ... olup, ... olmadığı ile gerçek babasının da ... olmadığına ilişkin talep bir bütün olarak gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olduğundan, sözkonusu talepler bakımından dava 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmaması, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına Nüfus Müdürlüğü temsilcisinin katılımıyla asliye hukuk mahkemesinde bakılır. Yukarıda gösterilen açıklamalar dikkate alındığında; Mahkemece, ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 14.08.2006 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.12.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu kaydında yanlış yazan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. Nüfus Müdürlüğünün 10.12.2007 tarihli yazısında tapuda isim düzeltilmesi istenen “... ...” ın nüfus kaydının bulunmadığı belirtilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davada Adana 5. Aile ve Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. 4.Asliye Hukuk Mahkemesi, uyuşmazlığın soybağı kurulmasına ilişkin olduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 5. Aile Mahkemesince, anne adının düzeltilmesi ile çocuğun gerçek hanesine gittiğinde soybağının reddi veya babalık davasının sözkonusu olacağı, talebin anne adının düzeltilmesi olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. Somut olayda, küçük ...'in gerçek annesinin davalılardan ... olmasına rağmen,nüfus kaydında kendi çocukları olarak diğer davalılar ...,...'in çocukları olarak kayıt edildiği belirtilip, ...'...
kaydının 7.000,00 TL olduğu beyan edilmiş ise de aracın üzerine kayıtlı 14.534,00 TL tramer kaydı olduğunu öğrendiklerini beyan ederek tramer kaydı farkı 7.454,00 TL, söz verilip de ödenmeyen 1.420,00 TL, değişen parça nedeniyle araçta oluşacak değer kaybı nedeniyle 7.000,00 TL, şanzuman arızası nedeniyle yapılan masraf olan 5.500,00 TL maddi zarar ile 4.000,00 TL manevi zararın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir....
Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Somut olayda dava, davacı Tuna Erdinç'in, Mehmet Erdinç-Nimet Erdinç'in çocuğu olarak gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek annesinin Fatma Bulut, gerçek babasının da İbrahim Akbulut olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Yukarıda gösterilen açıklamalar dikkate alındığında; davacıların istemi bir bütün olarak gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olarak oluşturulan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır....
Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, küçüğün nüfus kaydındaki anne adının düzeltilmesi istemine ilişkindir. ... 26. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından nüfus kaydındaki anne adının düzeltilmesi istenen küçüğün doğum tarihinde biyolojik anne olduğu iddia olunan kişinin dava dışı ... ile evli olduğu ve kaydın düzeltilmesi halinde küçüğün bu evlilik içinde doğmuş görüneceği, bu haliyle davanın soybağı ile ilgili olup uyuşmazlığın aile mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesi ile görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... 10. Aile Mahkemesi tarafından ise uyuşmazlığın soybağına ilişkin olmadığı, nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....