Dava; davacı dede ile torunları arasında kişisel ilişkinin düzenlenmesi istemine ilişkindir. TMK.md.325. maddesi gereğince; olağanüstü hallerin varlığı halinde, üçüncü kişi sıfatıyla çocuğun anneannesi ve dedesinin de çocukla kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı mevcuttur. Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını Türk Medeni Kanununun 324. maddesinin (1.) fıkrasında gösterilen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki hakkı kendilerinden alınabilir (TMK m. 324/2). Somut olayda; çocukların babasının eşini kasten öldürmeye teşebbüs, eşinin annesini kasten öldürme suçlarından Trabzon 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/566 Esas sayılı dava dosyasında yargılandığı ve mahkumiyetine karar verildiği, cezasının henüz kesinleşmediği, tutuklu (hüküm özlü) olduğu anlaşılmıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; davacının çocukla kişisel ilişki kurulmasına yönelik davasının kısmen kabulü ile, velayeti annesinde bulunan müşterek çocuk ile baba arasında şahsi ilişki tesisine, davacının nafakanın arttırılması talebinin kabulü ile;müşterek çocuk için hükmedilen 300 TL iştirak nafakasının 300 TL arttırılarak 600 TL'ye çıkarılmasına, bu nafakanın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine ve bu miktar nafakanın her yıl TÜİK tarafından belirlenen TÜFE oranında arttırılmasına, aynı kararın hüküm kısmının 5 numaralı bendinin dava tarihinden itibaren infazda tereddüt yaratması nedeniyle kaldırılmasına karar verilmiştir....
ilişki kurulmasının çocuğun üstün yararına olacağına kanaati ile davanın kabulü ile yatılı kişisel görüşün kaldırılmasına ve çocukla baba arasında yatılı olmayacak şekilde sınırlı şekilde şahsi ilişki düzenlenmesine karar verilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi yönünde karra verilmesi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
nın 01.07.2019 tarihinde vefat ettiği, babaanne ile torunu arasında kişisel ilişki tesisinin uygun olup olmayacağı yönünde üç kişilik bilirkişi heyetinden sosyal inceleme raporu alındığı, ilgili raporda nihai değerlendirmenin uzman doktorlar tarafından yapılmasının uygun olacağının değerlendirildiği, ......
Taraflar arasındaki torunla kişisel ilişki davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulü ile davacı ile torunu arasında kişisel ilişki kurulmasına, yatılı kişisel ilişki kurulması talebinin reddine karar verilmiştir. Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 5 inci maddesi. 3. Değerlendirme Davacılar ile 03.05.2011 doğumlu ... ... arasında Bölge Adliye Mahkemesi'nce "her ayın ilk hafta sonu Pazar günü saat 10.00'dan saat 17.00' a kadar, dini bayramların 3. günü saat 10.00'dan saat 17.00'a" kişisel ilişki kurulmuş ise de Mahkemece aldırılan 19.04.2021 havale tarihli sosyal inceleme raporunda, ... ...'nin anne ile çok mutlu olduğu, babasının kaybından sonra annesini de kaybetme ile ilgili ve kendisinin annesinden uzaklaştırılmasıyla ilgili ciddi korkularının olduğu, davacı taraflar ile yatılı olarak kişisel ilişki kurmasının uygun olmayacağı ve günü birlik kurulacak kişisel ilişki için de yapılacak olan ilk duruşmada küçük ... ...'...
ve kişisel ilişki hususunda davacı herhangi bir problem yaşamadığını, bu nedenle davacının kişisel ilişki kurulmasına yönelik talebinin de reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmiş olması hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte kişisel ilişkinin yatılı olmamasını talep ettiklerini belirterek, kararın sadece kabul edilen kişisel ilişki kurulmasının kabulü yönünden kaldırılarak, davanın tümden reddine karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise küçüğün menfaatine olacak şekilde davacı ile yatılı olarak kişisel ilişki kurulmamasına karar verilmesi istemiyle istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur....
GEREKÇE : Davanın konusu, çocukla kişisel ilişki kurulması davası olduğu anlaşılmıştır. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
Temyiz Sebepleri 1.Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarla torunlarıyla yatılı ve daha uzun süreli kişisel ilişki tesis edilmek üzere kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. 2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını aynen tekrarla davanın kabulü ve vekâlet ücreti yönünden kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacılar tarafından torunları ile kişisel ilişki kurulması talepli açılan davada davacılar ile küçük çocuklar arasında kişisel ilişki tesis edilmesinin çocukların menfaatine olup olmadığı, kurulan kişisel ilişki süresinin yeterli olup olmadığı, davanın kabul edilmiş olmasına karşın davalı lehine vekâlet ücreti verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. 2....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı anneanne ile torunu küçük arasındaki aile bağlarını güçlendirmek ve geliştirmek, torun sevgisinin tatminine elverişli olacak yeterlilikte kişisel ilişki kurulması gerektiği, dosya kapsamındaki belgelerle tanzim ettirilen sosyal inceleme raporlarında davacı ile küçük arasında uzun süreli kişisel ilişki kurulmasının çocuğun psikolojik, fiziksel ve bilişsel gelişiminin olumsuz etkilemeyeceğinin ve davacı anaannenin ikamet ettiği evin uzun süreli kişisel ilişki tesisine elverişli olduğu, önceki mahkeme kararı üzerinden 2 seneden fazla süre geçtiği de gözetildiğinde söz konusu kişisel ilişki kararının genişletilmesi gerektiği, ancak ortak çocuğun eğitim hayatı ve davacı anaanne ile küçüğün ayrı illerde ikamet ettikleri de gözetildiğinde, hafta sonu günlerinde kişisel ilişkinin yatılı olarak düzenlenmesinin küçüğün yüksek yararına olmayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü...