Toplu iş sözleşmesinin 35. maddesinde sendika üyesi olan işçilerin üyeliğin sendikaya bildirilmesinden itibaren daimi işçiler gibi toplu iş sözleşmesinden yararlanacakları yönünde kurala yer verilmiş ise de sözü edilen hükmün, ücret artışı ile diğer sosyal hakları ilgilendirdiği kabul edilmelidir. Zira toplu iş sözleşmesinin 25. maddesinde daimi işçi ile mevsimlik işçi tanımları yapılmış ve 33. maddede kıdem terfi sadece daimi işçiler için öngörülmüştür. Mevsimlik işçinin üyeliğin bildirildiği andan itibaren toplu iş sözleşmesinin tüm hükümlerinden yararlanabileceği kabul edildiğinde, toplu iş sözleşmesinde öngörülen daimi işçi ile mevsimlik işçi arasındaki ayrımın nedeni ortadan kalkar. Zira 2822 sayılı Kanun gereği üyeliğin işverene bildirildiği tarihten itibaren toplu iş sözleşmesinden yararlanılacağından, daimi işçilerle mevsimlik işçilerin toplu iş sözleşmesinin tüm hükümlerinden yararlanması söze konu olur....
Mevsimlik işçinin üyeliğin bildirildiği andan itibaren Toplu İş Sözleşmesinin tüm hükümlerinden yararlanabileceği kabul edildiğinde, toplu iş sözleşmesinde öngörülen daimi işçi ile mevsimlik işçi arasındaki ayrımın nedeni ortadan kalkar. Zira 2822 sayılı Yasa gereği üyeliğin işverene bildirildiği tarihten itibaren toplu iş sözleşmesinden yararlanılacağından, daimi işçilerle mevsimlik işçilerin Toplu İş Sözleşmesinin tüm hükümlerinden yararlanması söze konu olur. Toplu İş Sözleşmesinde açıkça daimi işçilerle mevsimlik işçilere ait tanıma yer verilmesi ve 33. maddede açıkça daimi işçilere kıdem terfii öngörülmesi sebebiyle düzenlemenin amaçsal yorumu yapıldığında mevsimlik işçilerin kıdem terfi haklarının olmadığı kabul edilmelidir....
Gerekçe ve Sonuç : Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Yüksek Hakem Kurulu kararında yer alan toplu iş sözleşmesinin “ikramiye” başlıklı 36. maddesinin yorum davasına konu olabilecek nitelikte olup olmadığı ile yorum davasına konu olabilecek nitelikte ise hükmün ne şekilde anlaşılması gerektiği noktalarında toplanmaktadır. Uyuşmazlık hakkında değerlendirmede bulunmadan önce konuyla ilgili kanuni altyapının ortaya konulmasında yarar vardır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu’nun 60. maddesinde, “Uygulanmakta olan bir toplu iş sözleşmesinin yorumundan doğan uyuşmazlıkta sözleşmenin taraflarından her biri 15 inci maddeye göre yetkili iş mahkemesinde yoruma ilişkin bir tespit davası açabilir. Mahkeme en geç iki ay içinde kararını verir. Kararın temyiz edilmesi halinde Yargıtay’ın ilgili dairesi, bozma söz konusu olan hallerde işin esasına ilişkin kesin kararını iki ay içinde verir....
Gerekçe ve Sonuç : Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Yüksek Hakem Kurulu kararında yer alan toplu iş sözleşmesinin “ikramiye” başlıklı 36. maddesinin yorum davasına konu olabilecek nitelikte olup olmadığı ile yorum davasına konu olabilecek nitelikte ise hükmün ne şekilde anlaşılması gerektiği noktalarında toplanmaktadır. Uyuşmazlık hakkında değerlendirmede bulunmadan önce konuyla ilgili kanuni altyapının ortaya konulmasında yarar vardır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu’nun 60. maddesinde, “Uygulanmakta olan bir toplu iş sözleşmesinin yorumundan doğan uyuşmazlıkta sözleşmenin taraflarından her biri 15 inci maddeye göre yetkili iş mahkemesinde yoruma ilişkin bir tespit davası açabilir. Mahkeme en geç iki ay içinde kararını verir. Kararın temyiz edilmesi halinde Yargıtay’ın ilgili dairesi, bozma söz konusu olan hallerde işin esasına ilişkin kesin kararını iki ay içinde verir....
GEREKÇE : Dava konusu Grup Toplu İş Sözleşmesi Türk Metal Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası arasında 01.09.2019- 31.08.2021 tarihleri arasında uygulanmak üzere bağıtlanmış Grup Toplu İş Sözleşmesidir. Davacı işveren grup toplu iş sözleşmesinin tarafı MESS'in üyelerinden biridir. Davacı işveren her iki sendika arasında bağıtlanmış grup toplu iş sözleşmesinin 40. Maddesindeki ikramiye, 42. Madesindeki yakacak yardımına ilişkin maddelerde geçen "çalıştıkları süre ile orantılı, 50. Maddesindeki yemek yardımı, 51....
Somut olayda, davacı tarafından sona eren toplu iş sözleşmesinin ücretsiz izne ayrılan işçilere uygulanmaması gerektiğinin tespitine karar verilmesi istenmiş ve dava da toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasına karşı açılmıştır. Görüldüğü üzere kanunla belirtilen istisnalar dışında tespit davası açılabilmesi hukuken korunmaya değer güncel bir yararın mevcudiyetine bağlıdır. Oysa görülen davada toplu iş sözleşmesinin yorumu davasının koşullarını bulunmadığı gibi davacı ileride işçiler tarafından kendisine karşı açılması muhtemel davaların önüne geçebilmek amacıyla tespit hükmü talep ettiğinden davacının bu davayı açmakta ve sonuçlandırmakta kanunun ifade ettiği şekliyle korunmaya değer güncel bir hukuki yararı bulunmamaktadır. Ayrıca belirtmek gerekir ki tespit talebi uygulanmakta olan bir toplu iş sözleşmesine ilişkin olmadığından davanın karşı tarafının işçi sendikası olması da mümkün değildir....
Kanunun 33'üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkralarındaki hükümlerde ise 2'inci maddedeki tanıma uygun hükümlere yer verilmiş ve toplu iş sözleşmesinin, iş sözleşmesinin yapılması, içeriği ve sona ermesine ilişkin hükümleri içereceği ayrıca tarafların karşılıklı hak ve borçları ile sözleşmenin uygulanması ve denetimini ve uyuşmazlıkların çözümü için başvurulacak yolları düzenleyen hükümlere de yer verilebileceği belirtilmiştir. Bu durumda toplu iş sözleşmeleri tarafların hakları ve borçları yanında asıl ve ağırlıklı olarak iş sözleşmelerine uygulanacak (normatif) hükümleri içermektedir. Normatif hükümler emredici kanun hükmü gibi kapsamına aldığı iş sözleşmelerine uygulanırlar. Buradan çıkan sonuç ise, iş sözleşmelerinin toplu iş sözleşmesine aykırı olamayacağıdır. İş sözleşmesindeki toplu iş sözleşmesine aykırı hükümlerin yerini toplu iş sözleşmesi hükümleri alacaktır....
Kanunun 33'üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkralarındaki hükümlerde ise 2'inci maddedeki tanıma uygun hükümlere yer verilmiş ve toplu iş sözleşmesinin, iş sözleşmesinin yapılması, içeriği ve sona ermesine ilişkin hükümleri içereceği ayrıca tarafların karşılıklı hak ve borçları ile sözleşmenin uygulanması ve denetimini ve uyuşmazlıkların çözümü için başvurulacak yolları düzenleyen hükümlere de yer verilebileceği belirtilmiştir. Bu durumda toplu iş sözleşmeleri tarafların hakları ve borçları yanında asıl ve ağırlıklı olarak iş sözleşmelerine uygulanacak (normatif) hükümleri içermektedir. Normatif hükümler emredici kanun hükmü gibi kapsamına aldığı iş sözleşmelerine uygulanırlar. Buradan çıkan sonuç ise, iş sözleşmelerinin toplu iş sözleşmesine aykırı olamayacağıdır. İş sözleşmesindeki toplu iş sözleşmesine aykırı hükümlerin yerini toplu iş sözleşmesi hükümleri alacaktır....
Kanunun 33'üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkralarındaki hükümlerde ise 2'inci maddedeki tanıma uygun hükümlere yer verilmiş ve toplu iş sözleşmesinin, iş sözleşmesinin yapılması, içeriği ve sona ermesine ilişkin hükümleri içereceği ayrıca tarafların karşılıklı hak ve borçları ile sözleşmenin uygulanması ve denetimini ve uyuşmazlıkların çözümü için başvurulacak yolları düzenleyen hükümlere de yer verilebileceği belirtilmiştir. Bu durumda toplu iş sözleşmeleri tarafların hakları ve borçları yanında asıl ve ağırlıklı olarak iş sözleşmelerine uygulanacak (normatif) hükümleri içermektedir. Normatif hükümler emredici kanun hükmü gibi kapsamına aldığı iş sözleşmelerine uygulanırlar. Buradan çıkan sonuç ise, iş sözleşmelerinin toplu iş sözleşmesine aykırı olamayacağıdır. İş sözleşmesindeki toplu iş sözleşmesine aykırı hükümlerin yerini toplu iş sözleşmesi hükümleri alacaktır....
Kanunun 33'üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkralarındaki hükümlerde ise 2'inci maddedeki tanıma uygun hükümlere yer verilmiş ve toplu iş sözleşmesinin, iş sözleşmesinin yapılması, içeriği ve sona ermesine ilişkin hükümleri içereceği ayrıca tarafların karşılıklı hak ve borçları ile sözleşmenin uygulanması ve denetimini ve uyuşmazlıkların çözümü için başvurulacak yolları düzenleyen hükümlere de yer verilebileceği belirtilmiştir. Bu durumda toplu iş sözleşmeleri tarafların hakları ve borçları yanında asıl ve ağırlıklı olarak iş sözleşmelerine uygulanacak (normatif) hükümleri içermektedir. Normatif hükümler emredici kanun hükmü gibi kapsamına aldığı iş sözleşmelerine uygulanırlar. Buradan çıkan sonuç ise, iş sözleşmelerinin toplu iş sözleşmesine aykırı olamayacağıdır. İş sözleşmesindeki toplu iş sözleşmesine aykırı hükümlerin yerini toplu iş sözleşmesi hükümleri alacaktır....