Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu         2013/431 E.  ,  2013/669 K."İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Özel Daireler arasında meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, tescil harici taşınmazdaki muhtesatların yıkımı nedeniyle oluşan muarazanın zilyetliğe dayalı olarak elatmanın önlenmesi suretiyle giderilmesi ve tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: 8. Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 14.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Hukuk Dairesi         2013/191 E.  ,  2013/669 K."İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, zilyetliğe dayalı ... iptali ve tescil istemine ilişkin olup, mahkemece de bu yönde hüküm kurulmuştur. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 09.02.2012 tarihli ve 2012/1 sayılı Kararı uyarınca, davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 18.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Hukuk Dairesi         2013/669 E.  ,  2013/2514 K."İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacakla ilgili itirazın iptali istemine ilişkindir. Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek Yargıtay 19. Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 28.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Hukuk Dairesi         2010/669 E.  ,  2010/725 K."İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, nakliyat emtia sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek 11.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 3.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Hukuk Dairesi         2014/669 E.  ,  2014/1054 K."İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dosya içeriğine göre dava, davalıların görevleri esnasında uyguladıkları hatalı tedavi nedeniyle uğranılan zararın temini istemine ilişkindir. Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek Yargıtay 4.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 04.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Denkleştirme tazminatı (portföy tazminatı) 6102 sayılı TTK 122 maddesinde acentelik sözleşmelerinden kaynaklan portföy oluşturma karşılığı olarak düzenlenmiş, yasanın 5. fıkrasında "(5) Bu hüküm, hakkaniyete aykırı düşmedikçe, tek satıcılık ile benzeri diğer tekel hakkı veren sürekli sözleşme ilişkilerinin sona ermesi hâlinde de uygulanır." düzenlemesini içermektedir. Az yukarıda açıklandığı gibi taraflar arasındaki sözleşme yasanın aradığı, acentelik sözleşmesi, tek satıcılık sözleşmesi yada benzeri tekel hakkı veren sürekli sözleşmelerden olmadığı anlaşılmakla TTK 122 maddesine dayalı denkleştirme isteminin yerine olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. (emsal Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/57 E. 2015/16049 K.,Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/2991 E. 2021/4968 K. Sayılı ilamları). Açıklanan nedenlerle HMK 'nın 355....

              TTK 122.maddesi ile acentelik sözleşmesinin feshi halinde denkleştirme tazminatı talep edilebilmesinin koşulları tek tek sayılmış olup, iş bu yasa maddesi kapsamında davacının davalıdan denkleştirme tazminatı talep edebilmesinin en önemli koşullarından biri de taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra davalı sigorta şirketinin davacı acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyor olmasıdır....

                Bu bağlamda asıl davada dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden davacının talebinin mirasta iade (denkleştirme) olduğu, uyuşmazlığın mirasta denkleştirme hükümlerine göre çözülmesi gerektiği sonucuna varılmıştır." şeklindeki hukuki nitelendirmede hataya düştüğünü, basit bir anlatımla veraset ilamının alınmasının akabinde miras taksim sözleşmesi veyahut vasiyetnamenin bulunmaması halinde terekedeki her malda mirasçıların el birliği ile mülkiyeti olacağını, işbu davada ise vekalet ilişkisi kötüye kullanılarak aynı zamanda mirasçısı olan davalı vekil T13 tarafından murisin malları üzerinde vekalet ilişkisi dışında tasaruflarda buluduğunu ve kendi lehine kazandırmalar yapıldığını, Türk Medeni Kanunu'nun 669....

                Davacıya ait 6007 sayılı parselle davalılara ait 667, 668 ve 669 sayılı parsellerin kısmen çakıştığı, birdiğer ifade ile kadastrosu yapılarak kesinleşen davacı taşınmazının mahkemece tesbit edilen bölümlerinde yeniden kadastro yapılarak hukuksal durumunda değişiklik yapıldığı mahallinde yapılan keşif, uygulama, ve teknik bilirkişiler tarafından düzenlenen kroki ve raporla saptanmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/1.maddesinde yer alan "Evvelce tesbit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastrosu veya tapulaması yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosu yapılamaz. Bu gibi yerler ikinci bir defa kadastroya tabi tutulmuşsa, ikinci kadastro bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılır ve Türk Medeni Kanunu'nun 934.maddesine göre işlem yapılır. Süresinde dava açılmadığı takdirde ikinci defa yapılan Kadastro, Tapu Sicil Müdürlüğünce re'sen iptal edilir."...

                  Böylesi bir olayda davalı mirasçı olmadığına göre TMK'nun 669 ila 675 maddeleri arasında düzenlenen (mirasta iade) mirasta denkleştirme hükümlerinin de uygulanamayacağı açıktır. Bu türlü bir kazandırmanın elden bağış (gizli bağış) niteliğinde bulunduğu ve koşullarının varlığı halinde TMK'nun 560 ila 571 maddeleri arasında öngörülen tenkis davasına konu edilebileceği tartışmasızdır. Oysa davada tenkis isteği de yoktur. Bu izahlar neticesinde davalı Neyir'in taşınmazı kullanmasında fuzuli şagil olarak nitelendirilemeyeceğine göre, taşınmazı haksız olarak elinde tutan kişinin taşınmaz malikine ödemekle yükümlü olduğu haksız işgal tazminatı niteliğindeki ecrimisilden de sorumlu olamayacağı açıktır. Hal böyle olunca davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir. Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'...

                    UYAP Entegrasyonu