Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TMK’nın 612. maddesi uyarınca mirasın gerçek reddini tespit ve tescil edip başka mirasçı bulunmadığını gören mahkemenin terekeyi resen iflas hükümlerine göre tasfiye etmesi gerekir (YİBK., 20.09.1959 t. 4/10 sayılı kararı). Miras bırakan ... vefat etmiş, en yakın yasal mirasçıları mirası yukarıda bilgileri verilen Sulh Hukuk Mahkemesi kararı ile kayıtsız şartsız reddetmişlerdir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 612.maddesi uyarınca mirasın gerçek reddini tespit ve tescil edip başka mirasçı bulunmadığını gören Sulh Hukuk Mahkemesinin terekeyi resen iflas hükümlerine göre tasfiye etmesi gerekir. Eskişehir 2.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 30.07.2019 tarih, ... Karar sayılı ilamına göre en yakın mirasçılarının mirası reddettiği anlaşıldığından 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 612. maddesi uyarınca reddin tespitini yapan mahkemece terekenin iflas hükümlerine göre res’en tasfiye edilmesi gerekir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Terekenin tespiti ve tasfiyesi ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki terekenin tespiti ve tasfiyesi davasının görevsizliğine dair ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 30.04.2013 gün ve 221/177 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı ... ve müşterekleri vekili ile davacı vekili taraflarından davacı ve davalılar tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve ilâmda belirlenip dayanılan gerektirici sebeplere göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....

      Davacılar vekili tarafından 25.09.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasın gerçek reddi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 22.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Dairemizin 02.03.2016 günlü mahalline iade kararı sonrası dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine uygun olduğu gibi özellikle miras en yakın yasal mirasçılar tarafından reddedildiğinden TMK'nın 612. maddesi uyarınca terekenin iflas hükümlerine göre resmen tasfiye edileceğinin anlaşılmasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 20.02.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        Mahkemece, tüm kayıtlar ve tanık beyanları doğrultusunda murisin araç kaydında hacizler bulunması, başka bir malvarlığının bulunmayışı ve tanık beyanları ile terekenin borca batık olduğu anlaşıldığından, davalıların savunmasına itibar edilerek mirasın reddedilmiş sayılacağı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; kasko poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Türk Medenî Kanununun 605/1. maddesinde "gerçek ret", 605/2.maddesinde ise "hükmen ret" düzenlenmiştir. TMK'nın 605/1.maddesi uyarınca miras ancak üç ay içinde reddolunabilir. (TMK m. 606) “Ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.”...

          Sulh Hukuk Mahkemesince, TMK 612. maddesi uyarınca yakın mirasçıların tümü tarafından reddolunan mirasın iflas hükümlerine göre tasfiyesi kararlaştırılmış olduğundan talebin murisin ölmeden önceki son yerleşim yeri ve mirasın reddine karar verilmiş bulunan yetkili Ankara Batı Sulh Hukuk Mahkemesince değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ... Sulh Hukuk Mahkemesi ise; mirasçılık belgesi istemli davada yetki kuralının kesin yetki olmadığı, re'sen dikkate alınamayacağı ve yetki itirazı olmadan yetkisizlik kararı verilemeyeceği belirtilerek yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 612. maddesinde “En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflâs hükümlerine göre tasfiye edilir. Tasfiye sonunda arta kalan değerler, mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilir.” şeklinde düzenleme mevcuttur. Dosya kapsamından, müteveffa ...'...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.12.2011 gününde verilen dilekçe ile terekenin tasfiyesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; tereke tasfiye işleminin kapatılmasına dair verilen 26.06.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, terekenin tasfiyesi istemine ilişkindir. Mahkemece, tereke tasfiye işleminin kapatılmasına karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından tereke temsilcisinin işlemlerine yönelik olarak temyiz edilmiştir. Miras ortaklığı temsilcisi (TMK m. 640) özel kayyım niteliğindedir. TMK'nin 431. maddesi uyarınca vasi tayinindeki usul kayyım (Mümessil) için de uygulanır....

              Türk Medenî Kanununun 612. maddesi uyarınca "En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir." Dosya kapsamından, borçlu müteveffa mirasçıları tarafında .... Sulh Mahkemesine başvurarak mirasın reddi talebi sonucunda mahkemece 11.04.2014 tarih ve Özel kütük no 2014/22 sayısı ile murisin tüm mirasçıları olan .. ..., .... ve ...'in mirası redlerine ilişkin talep özel kütüğe kaydına karar verildiği anlaşılmıştır. En yakın yasal mirasçılar tarafından miras reddedildiği takdirde, red kararı veren sulh mahkemesinin re'sen tasfiye işlemlerini de değerlendirmesi gerektiğinden uyuşmazlığın ... Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 16/01/2017 gününde oy birliğiyle karar verildi....

                DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava terekenin tespiti ve tasfiyesine ilişkindir. Mahkemece; dairemizin 2020/1491- 1934 sayılı kaldırma kararı sonrasında terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesine, ihtiyati tedbir talebinin reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiş, hükmü davacı vekili istinaf etmiştir. Dosyanın incelenmesinde muris T3 mirasının Rize Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/1469- 1515 Esas Karar sayılı ilamı ile en yakın mirasçılarının tamamı tarafından (mirasçıları Muazzez ve Yılmaz Keskin) reddedildiği anlaşılmıştır. 4721 Sayılı TMK 'nın 612. Maddesi hükmüne göre en yakın yasal mirasçıları tamamı tarafından ret olunan miras Sulh Mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir.Tasfiye sonunda arta kalan değerler mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilir. En yakın yasal mirasçılardan maksat murisin ölümünde doğrudan doğruya mirasçılık sıfatını kazanan mirasçılardır....

                Maddesi uyarınca ise mirasın 3 ay içinde reddolunabileceği, bu sürenin yasal mirasçılara ilişkin, mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe miras bırakanın ölümünü öğrendikleri tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, davacı mirasçı tarafından mahkemenin 2017/25 esasına kayıtlı 30/03/2017 tarihli dava dilekçesi ile terekenin tespitine ilişkin talepte bulunduğu ve mahkemenin 2017/25 Esas, 2018/19 Karar sayılı kararı ile terekenin tespitine karar verildiği, davacı mirasçı tarafından en son söz konusu dava tarihi itibari ile miras bırakanın ölümünü öğrendiğinin kabulü ile iş bu davanın TMK'nın 632/1 maddesi gereğince yasal süresinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf talebinde; işbu dosyada üç aylık hak düşürücü sürenin uygulanamayacağını bunun Yargıtay içtihatlarına da aykırılık teşkil ettiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

                Ancak, TMK.nun 654. maddesi, katılma alacağı bakımından somut olayda uygulama olanağı bulunmamaktadır. Yalnızca miras paylaşımı sırasında miras bırakanın bir mirasçıdaki alacağı için uygulanabilmektedir. Halbuki katılma alacağı murisin borcu olup, ödünç verilmiş bir alacağının olduğundan söz edilemez. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/1. maddesi uyarınca, diğer eş ... 06.07.2005 tarihinde ölümü ile sona ermiştir. TMK.nun 202 ve devamı maddeleri gereğince katılma alacağı terekenin öncelikli borçlarından olup, terekenin paylaşımından önce ödenmesi gereken bir alacak hakkıdır. Bu durum karşısında davacı, aynı zamanda terekenin borçlarından da sorumludur. Bu konuda da azınlık ve çoğunluk arasında bir görüş ayrılığı bulunmamaktadır. Ne var ki katılma alacağı ile terekenin paylaşımına ilişkin hükümler birbirlerinden farklı olup, tasfiyeleri de birbirlerinden farklı hükümlere ve kurallara göre yapılmaktadır....

                  UYAP Entegrasyonu