Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle en yakın mirasçılarının tümü tarafından mirası reddedilen ...a ait terekenin iflas hükümlerine göre tasfiye edileceğinin (TMK.md.612) davacı ve çocuklarına mirasın ve intikalinin mümkün bulunmadığının ve sonucu itibariyle ret hükmünün doğru olduğunun anlaşılmış bulunmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, oybirliğiyle karar verildi.04.10.2010 (pzt.)...

    Mahkemece; “... dava konusu taşınmazın dosyadaki belgelere göre davalılar tarafından zilyet olunduğunu, tapulu taşınmazın 743 sayılı TMK'nun 634, 642, BK'nun 213 ve TK'nun 26. maddesi gereğince resmi şekilde yapılmayan satışların geçersiz bulunduğunu, ayrıca 3402 sayılı KK'nun 12/3. fıkrasında yer alan 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini gerekçe göstermek suretiyle davanın reddine..” karar verilmesi üzerine davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TMKnun 713/2 fıkrasında öngörülen “..maliki yirmi yıl önce ölmüş..” ve tapu kütüğünün hukuki değerinin bu nedenle yitirmiş hukuiki sebebine dayalı olarak TMKnun 713/1 ve 2. fıkraları gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. Mahkemece, tapulu taşınmazların satışlarının resmi şekilde yapılmadığı, davalıları zilyet olduğu ve olayda on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

      SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMKnun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMKnun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMKnun 440/111-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, 31.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Türk Medeni Kanun'un 612. maddesinin 1. fıkrası "En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir." şeklindedir. İlk derece mahkemesi tarafından 06.11.2018 tarihli celsede davacı vekiline terekeye temsilci tayin edilmesi için kesin süre ve yetki verildiği, kesin sürenin gereğinin yerine getirilmemesi sebebiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Anılan madde metni açık olup sulh mahkemesi tarafından terekenin tasfiyesi re'sen yapılmalıdır. Re'sen yapılacak bir hususta tarafa kesin süre verilmesi hatalıdır. Mahkemece re'sen yapılması gereken Sulh Hukuk Mahkemesine bildirimde bulunularak terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi sürecini başlatmak, tasfiye memuru atanmasını sağlamak, tasfiye memuru atandığında tasfiye sonucunu beklemeden tasfiye memurunun katılımını sağlayarak davada taraf teşkilinin tamamlayıp esastan karar vermekten ibarettir. Yargıtay 20....

        Öncelikle davacının babasına ait mirasçılarını gösterir veraset belgesinin dosyaya sunulması için davacı tarafa süre ve imkan verilmesi, yapılacak araştırma ve inceleme sonucu dava konusu taşınmazın satış, bağış veya terekenin paylaşımı sonucu davacıya geçmiş ise davanın bulunduğu bu haliyle yürütülmesi ve aşağıda belirtilecek eksikliklerin yerine getirilmesi zorunludur. Şayet, dava konusu yer satış, bağış veya terekenin paylaşımı yoluyla davacıya geçmemiş ve tereke hala TMKnun 701 ve 702. maddeleri gereğince elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olup henüz paylaşım yapılmamış ise bir veya birkaç mirasçının tek başına üçüncü kişilere karşı tek başına dava açma sıfat ve hukuki ehliyeti bulunmadığından ve TMKnun 702. maddesi gereğince böyle bir durumda tasarrufi işlemlerde oybirliği arandığından davanın reddine karar verilmesi düşünülmelidir....

          SONUÇ: Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMKnun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMKnun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMKnun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 19.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Davalı borçlu ...’in 22/08/2006 tarihinde öldüğü ve kararın tebliğ edilememesi üzerine ölü kişiye Tebligat Kanunu 35. maddesi kapsamında işlem yapıldığı anlaşılmaktadır. Yargılama sırasında öldüğü anlaşılan davalı ...’ın mirasçılarına karar tebliğinin yapılarak şayet mirasçılar mirası reddetmiş iseler M.K.nun 612 ve 613. maddelerine göre ölenin en yakın tüm mirasçıları tarafından reddedilen miras, sulh mahkemesince iflâs kurallarına göre tasfiye edileceğinden mirasın tasfiyesi için gerekli prosedür tamamlanarak kararın borçlu adına ilgilisine tebliğ edilerek temyiz süresinin beklenilmesi ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 14/04/2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              Tereke alacaklısı iflas hükümlerine göre tasfiye haline gelmiş bulunan terekenin tasfiyesi için ilgili Sulh Mahkemesini harekete geçirebileceği gibi koşulları varsa en yakın yasal mirasçının mirası reddinin iptalini de talep etme hakkına sahiptir (TMK.md. 610, 612, İİK. md.180). Yukarıda açıklanan nedenlerle müdahil vekilinin hükmü temyiz etmesinde hukuki yararı bulunmadığından TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince ... Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden müdahil Semih'e iadesine, 17.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                hükümlerine göre tasfiye edileceğini, tasfiye sonunda arta kalan değerler, mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilir.” hükmünü düzenlemiştir.Mirasın en yakın yasal mirasçılar tarafından reddedildiği dikkate alındığında 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 612. maddesi gereğince terekenin Sulh Mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilmesine dair hüküm kurulması gerektiği hususunun düşünülmemesi hatalı olduğunu, bu nedenle kararın kaldırılması için istinaf talebinde bulunmuştur....

                (TMK m. 612) En yakın yasal mirasçılardan maksat miras bırakanın ölümünde doğrudan doğruya mirasçılık sıfatını kazanan mirasçılardır. Mirası reddedenler aleyhine ortaklığın giderilmesi davası açılamaz. Ancak mahkemece terekenin re'sen tasfiyesi için görevlendirilen tereke tasfiye memuru, mirasbırakana ait malların paraya dönüştürülmesi amacıyla başkalarıyla ortak olduğu elbirliği halindeki malların ortaklığının giderilmesi davası açabilir. (Yargıtay 14....

                UYAP Entegrasyonu