Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Köyü, 14 Kasım 2000 tarih, 11 sıra numaralı tapu kaydının kadastro sırasında revizyon görmemesi nedeniyle müvekkillerinin uğradığı zarardan TMK’nın 1007. maddesi uyarınca Hazinenin sorumlu olduğunu iddia ederek şimdilik 500.000,00.-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi isteğiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; TMK’nın 1007/3. maddesine göre, davaya bakma yetkisinin tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesi olan ... Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir....

    Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi 3. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 146 ncı maddesi 4....

      Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK.nun 1007. maddesinden ve kamulaştırmasız el atma isteminden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir....

        nun sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesinde, "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder." hükmü yer almakta olup, tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan da TMK'nun 1007. maddesi anlamında Devlet sorumludur. Hal böyle olunca, devletin kusursuz sorumluluğundan kaynaklanan bir zararın oluştuğu ve kadastro işlemlerinden kaynaklanan bu sorumluluğun da TMK'nun 1007. maddesi anlamında tazmini gerektiği muhakkattır. (Hukuk Genel Kurulunun 16.06.2010 gün ve 2010/4-349/318 sayılı kararı) Bu durumda; mahkemece ......

          TMK.nun 1007. maddesinden kaynaklanan hazinenin kusursuz sorumluluğu kapsamında, davacı idarenin böylesi bir davayı açmasında da hukuki yararının bulunduğu kuşkusuzdur.Hâl böyle olunca, işin esasının incelenmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalılar ... ve ... tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davalılar ... ve ...'...

            TMK.nun 1007. maddesinden kaynaklanan hazinenin kusursuz sorumluluğu kapsamında, davacı idarenin böylesi bir davayı açmasında da hukuki yararının bulunduğu kuşkusuzdur. Hal böyle olunca; davacının dava açmakta hukuki yararı olduğu gözetilerek, davanın esasına girilmesi, toplanan ve toplanacak delillerin değerlendirilmesi neticesinde varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın usulden reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Davacının yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 03.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Dava, TMK’nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 22/12/2016 gününde oy birliği ile karar verildi....

                Yargıtay'ın bu konuya ilişkin artık istikrar kazanmış uygulamaları şu şekildedir: 4721 Sayılı TMK'nın 1007 inci (743 Sayılı Kanunun 917) maddesinden kaynaklanan ve tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlara ilişkin devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur. Kusursuz sorumluluk tapu siciline bağlı çıkarların ve ayni hakların yanlış tescili sonucu değişmesi ya da yitirilmesi ile bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü sicillerin doğru tutulmasını üstlenen devlet gerçeğe aykırı ve dayanaksız kayıtlardan doğan zararları da ödemekle yükümlüdür. Kadastro işlemleri de tapu sicilinin bir parçasıdır. Zarara sebebiyet veren işlem kadastro tespiti ile doğmuş ise bu halde de TMK'nın 1007 inci maddesindeki birinci dereceden kusursuz sorumluluk hali doğar. (Yargıtay HGK 18/11/2009 gün, 2009/4- 383 Esas, 2009/517 Karar, 20/04/2011 gün ve 2011/13- 37 Esas, 2011- 198 Karar) TMK'nın 1007 inci maddesinden kaynaklanan zarar gerçek zarardır....

                ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/05/2019 NUMARASI : 2019/24 ESAS VE 2019/213 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (TMK 1007'den kaynaklanan maddi tazminat) KARAR : Adana 10....

                DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ile kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı gözetilerek ve HMK'nın 353/(1), b, 2 maddesi gereğince yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmaması nedeniyle duruşmasız olarak yapılan inceleme sonunda; Dava, TMK.nun 1007. maddesi kapsamında açılmış tazminat davasıdır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf kanun yoluna taşınmıştır. TMK'nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat davalarında, mülkiyet kaybının kesinleştiği tarihten itibaren TBK'nın 125. md. (eski 146.md.) göre 10 yıllık genel zamanaşımı süresi içinde dava açılması gerekmektedir....

                UYAP Entegrasyonu