Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nun 1007. maddesinden kaynaklanan sorumluluğuna dayalı tazminat isteği bakımından yapılan değerlendirmenin isabetli olduğunu söyleyebilmek mümkün değildir. Bilindiği üzere, eski Türk Kanunu Medenisi'nin 917. ve bu kuralı aynen benimseyen yeni Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesinde, tapu sicillerinin tutulmasından doğan zararlardan Devletin birinci derecede ve objektif sorumluluğu bulunduğu esası kabul edilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, anılan maddeler ile öngörülen sorumluluk kusursuz sorumluluk olup, tapu sicilinin tutulması görevi ile yükümlü bulunan memurun yaptığı yanlış işlem ve kayıtta kusursuz olması bile, Devleti sorumluluktan kurtarmaz. Tapuda yapılan işlem sonucu bir zararın oluşması, bu işlem ile zarar arasında illiyet bağının bulunması Devletin sorumlu tutulması için yeterlidir....

    Davacıların istemi 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesinden kaynaklanan zarar olduğuna göre; mahkemece, davada adli yargı mahkemelerinin görevli olduğu hususu gözönünde bulundurularak işin esasına girilip herhangi bir zararın oluşup oluşmadığı ve zararın kapsamı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle yargı yolu nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi usûl ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 11/05/2016 günü oy birliği ile karar verildi....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/12/2021 NUMARASI : 2020/9 ESAS 2021/236 KARAR DAVA KONUSU : 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat KARAR : GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan zararların 4721 sayılı TMK'nın 1007 maddesi gereğince tazmini istemine ilişkindir....

      Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri 2. 4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası. 3....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; TMK'nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. 13/07/1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanun'un 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş ve bu ormanlar hiçbir işlem ve bildirime gerek olmaksızın devlete geçmiştir. Aynı Kanun'un 5 ve devamı maddeleri gereğince devletleştirilen ormanların sahiplerinin taşınmazın bedelini almak için 1 yıllık süre içerisinde başvuruda bulunmaları gerektiği ve başvuruda bulunmadıkları taktirde ormanın karşılığını alma hakkını kaybedecekleri öngörülmüş ve devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tabi tutulmuş ve iadenin koşulları aynı Kanunda gösterilmiştir. Devletleştirilen ve iadeye tabi olmayan ormanlara ait tapu kayıtları hukuki değerlerini yitirirler. Hukuki değerini yitiren bir tapuya dayanılarak TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat isteminde bulunulamaz....

        . maddesi uyarınca tapu kaydı iptal edilen taşınmaz bedeline hükmedilmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçelerle Hazine tarafından açılan tapu iptal ve tescil dosyasında davacılar aleyhine hükmedilen harcın Hazine'den tahsiline karar verilmesi, 3-Kabule göre de TMK'nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat davalarında değerlendirme tarihinin dava tarihi olduğu ve taşınmazın bedelinin bu tarih itibarıyla belirlendiği gözetilerek faizin dava tarihi itibarıyla işletilmesi gerekirken, yazılı şekilde tapu iptal kararının kesinleştiği tarihten itibaren faize hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki TMK'nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat davasının reddine dair verilen 10/01/2014 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 18/11/2014 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacı vekili ile aleyhine temyiz olunan davalı vekili geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili; 12/10/2011 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili ...'...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava, T.M.K'nun 1007. maddesi uyarınca tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkin olup, dosyanın Yargıtay'a geliş tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Yargıtay Daireleri iş bölümü kararı ve 4. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sırasında yürürlükte bulunan Yargıtay Hukuk ve Ceza Daireleri iş bölümü kararının Hukuk Dairelerine ilişkin ortak hükümler bölümü 6. maddesi uyarınca Hukuk Dairelerinin görevini belirlemede, mahkeme kararındaki nitelendirmenin esas alınması gerekir. Açıklanan nedenlerle; dosyanın Dairemize gönderildiği tarihte T.M.K'nun 1007. maddesi uyarınca tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan zararın tazminine ilişkin davaların Yargıtay'daki inceleme yeri 4. Hukuk Dairesidir....

              Ancak dava TMK 1007. Maddesinden kaynaklanan tazminat davası olduğu halde Mahkemece hukuki nitelemenin kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası olarak yapıldığı ve bu doğrultuda yargılama yapılarak hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır. Taşınmaz kıyı çizgisinde kaldığından ve taşınmazın tapu kaydına bu konuda şerh konulduğundan tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı bir zararın meydana geldiği ve TMK 1007. maddesi kapsamında Devletin sorumluluğunun bulunduğu açıktır. Tazminat hesap yöntemi itibariyle Kamulaştırma Kanununun 11 vd. maddelerine göre hesaplama yapıldığından Mahkemece hükmedilen tazminat tutarı ve terkin hükmü isabetli ise de hatalı gerekçe ile hüküm tesis edildiğinden gerekçe düzeltilmek suretiyle yeniden hüküm tesisi gerekmiştir.(Yargıtay 5....

              Dava, tapu sicilinin tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. 4721 sayılı TMK'nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesinde, "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder." hükmü yer almakta olup, Hukuk Genel Kurulunun 16.06.2010 gün ve 2010/4E. - 349/318 K. sayılı kararı uyarınca tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan da TMK'nın 1007. maddesi anlamında Devlet sorumludur. Hal böyle olunca, Devletin kusursuz sorumluluğundan kaynaklanan bir zararın oluştuğu ve kadastro işlemlerinden kaynaklanan bu sorumluluğun da TMK'nın 1007....

                UYAP Entegrasyonu