Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davadan dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 28/01/2016 gün ve 2015/2422 E. - 2016/1139 K. sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davalı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü: K A R A R Davacı gerçek kişiler vekili 03.06.2013 havale tarihli dilekçesiyle; müvekkilinin maliki olduğu 5359 ada 5 sayılı parselin orman olduğu gerekçesiyle tapu kaydının 2011 yılında kesinleşen mahkeme kararıyla kısmen iptal edilmesi nedeniyle müvekkilinin uğradığı zarardan TMK’nun 1007. maddesi uyarınca ...nin sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hak saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1000,00....

    Temyiz Sebepleri Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle; Kadastro Müdürlüğünce tesis edilen düzeltme işleminden dolayı davacının somut ve maddi bir zararı olmadığı gibi idarece yapılan işlemde Hazinenin herhangi bir kusuru bulunmadığından dolayı illiyet bağı şartı yerine gelmediğinden 4721 sayılı Kanun'un 1007 inci maddesi gereğince sorumluluğu bulunmadığı, davacı tarafın önceki maliklerden sebepsiz zenginleşme davası ile zararını tazmin etmesi gerektiği, 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, bilirkişi raporlarında belirlenen bedelin fahiş olduğunu, faizin başlangıç tarihinin hatalı olduğu, maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararı temyiz etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir. 2....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir....

        İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalar, hatalı tapu sicili oluşmasına sebebiyet verdiği için, kadastro tespitinde yapılan hatalar da TMK'nın 1007. maddesi anlamında tapu sicili kavramı içindedir. Hatalı yapılan kadastro tespiti ile oluşan tapu kaydının daha sonra mahkeme kararıyla iptal edilmesi halinde, tapu malikinin bu nedenle doğan zararından TMK'nın 1007. maddesi anlamında Devlet sorumludur. Ancak, kadastro tespiti kesinleşip tapu sicili oluşmadan önce, kadastro ekibi veya komisyonunca yapılan tespitin, kadastro komisyonu veya kadastro mahkemesi kararlarıyla iptal edilmesi durumunda, bu durum kadastro tespit malikine, kadastro tespit işlemine dayanarak TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat isteğinde bulunma hakkı vermez....

          Ancak, kadastro tespiti kesinleşip tapu sicili oluşmadan önce, kadastro ekibi veya komisyonunca yapılan tespitin, Kadastro Komisyonu veya Kadastro Mahkemesi kararlarıyla iptal edilmesi durumunda, bu durum kadastro tespit malikine, kadastro tespit işlemine dayanarak TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat isteğinde bulunma hakkı vermez. Zira, tespit maliki adına oluşmuş bir tapu kaydı veya tapu sicili bulunmamaktadır. Kadastro tespit maliki, lehine yapılan tespit kesinleştikten sonra taşınmazın tapu maliki olacaktır. Lehlerine yapılan kadastro tespiti iptal edilip tapuda malik sıfatı kazanamayanların, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında tapu sicilinden kaynaklı bir zararlarının olamayacağı tartışmasızdır....

            İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalar, hatalı tapu sicili oluşmasına sebebiyet verdiği için, kadastro tespitinde yapılan hatalar da, TMK'nın 1007. maddesi anlamında tapu sicili kavramı içindedir. Hatalı yapılan kadastro tespiti ile oluşan tapu kaydının daha sonra mahkeme kararıyla iptal edilmesi halinde, tapu malikinin bu nedenle doğan zararından TMK'nın 1007. maddesi anlamında Devlet sorumludur. Ancak, kadastro tespiti kesinleşip tapu sicili oluşmadan önce, kadastro ekibi veya komisyonunca yapılan tespitin, kadastro komisyonu veya kadastro mahkemesi kararlarıyla iptal edilmesi durumunda, bu durum kadastro tespit malikine, kadastro tespit işlemine dayanarak TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat isteğinde bulunma hakkı vermez....

              Ancak kadastro tespiti kesinleşip tapu sicili oluşmadan önce, kadastro ekibi veya komisyonunca yapılan tespitin, Kadastro Komisyonu veya Kadastro Mahkemesi kararlarıyla iptal edilmesi durumunda, bu durum kadastro tespit malikine, kadastro tespit işlemine dayanarak TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat isteğinde bulunma hakkı vermez. Zira, tespit maliki adına oluşmuş bir tapu kaydı veya tapu sicili bulunmamaktadır. Kadastro tespit maliki, lehine yapılan tespit kesinleştikten sonra taşınmazın tapu maliki olacaktır. Lehlerine yapılan kadastro tespiti iptal edilip tapuda malik sıfatı kazanamayanların, TMK.nun 1007. maddesi kapsamında tapu sicilinden kaynaklı bir zararlarının olamayacağı tartışmasızdır....

                Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 21/03/2022 gün ve 2019/158 E ve 2022/178 K sayılı kararına karşı taraflarca yapılan istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1- b(1) maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2- Yapılan istinaf harç ve yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına, 3- Dosyanın, gereğinin takdir ve ifası için ilk derece mahkemesine iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1- a maddesi uyarınca, miktarı itibarı ile KESİN olmak üzere ve oy birliği ile karar verildi....

                Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 07/01/2022 gün ve 2020/427 E ve 2022/4 K sayılı kararına karşı taraflarca yapılan istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1- b(1) maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2- Yapılan istinaf harç ve yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1- a maddesi uyarınca, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay (temyiz yasa yolu açık olmak üzere ve oy birliği ile karar verildi....

                Bunun üzerine de, davacı ... vekili tarafından TMK'nın 1007. maddesine dayalı olarak tazminat istemli eldeki iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere; sahte nüfus cüzdanı kullanılmak suretiyle elde edilen sahte vekâletnameye dayalı olarak tapuda yapılan satış işleminde, 3. el konumunda olan davacı ...’nun yapılan temlik işleminde iyiniyetli olmadığı ve bu nedenle 4721 sayılı TMK'nın 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı kesinleşmiş yargı kararıyla belirlenmiştir. Bu durumda, taşınmazı satın alırken durumu bilen ve bilmesi gereken konumunda olan davacının kendi bu kusurlu durumuna dayanarak TMK'nın 1007. maddesi uyarınca Devletin kusursuz sorumluluğuna dayalı olarak tazminat isteyemeyeceği şüphesizdir. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır....

                  UYAP Entegrasyonu