Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne kadastro bilirkişilerinin 07.12.2015 havale tarihli raporunda belirtilen ve krokisinde (A) harfi ile ve kırmızı boya ile gösterilen 30,89 metrekarelik yerin davacıya ait 125 ada 13 parsel sayılı taşınmaza eklenerek davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak açılan TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir. Kadastroca tescil harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında TMK'nın 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişi rapor ve krokisine göre gerekli yerel ve gazete ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanlarının yapıldığı gazete ilan tutanaklarının dosya arasına konulması, yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi gerekir....

    14. Hukuk Dairesi         2014/16607 E.  ,  2015/4611 K."İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 713 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddelerine dayalı olarak açılan; kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğe nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup; imar mevzuatından kaynaklanan bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. 2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6572 sayılı Kanunun 27. maddesiyle eklenen Geçici 14. madde gereğince Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 19.01.2015 tarihli ve 2015/8 sayılı Kararına göre ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 16. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Ancak, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60. maddesinde 6644 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik gereğince görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna sunulması gerekmiştir....

      Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde; 766 sayılı Kanuna göre yapılan 17.10.1972 tarihinde kesinleşen arazi kadastrosu, daha sonra 3402 sayılı Kanunun ek 5. maddesine göre yapılan ve 05.05.2015 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu ve 23.10.2015-24.11.2015 tarihinde ilan edilen 3402 sayılı Kanunun geçici 8. madde kadastro çalışması bulunmaktadır....

        Dava, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği sebebiyle tescili isteğine ilişkindir. Mahkemece, davacı yönünden zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Dava konusu taşınmazın öncesinin kuru dere olduğu ve üzerine toprak doldurularak ev yapılmak suretiyle tasarruf edildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17. maddesi gereğince imar ve ihyadan söz edilebilmesi için taşınmazın emek ve para sarfedilerek tarım arazisine dönüştürülmesi gerekmekte olup, taşınmaz üzerine sadece ev yapılarak ihyanın gerçekleştiğinden söz edilemez. Öte yandan 3402 sayılı Yasa'nın 17/2. maddesi uyarınca, imar planı kapsamındaki yerlerde imar-ihya ile taşınmaz iktisabı mümkün değildir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki davada Milas 3. Asliye Hukuk ve Milas Kadastro Mahkemelerince görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil istemine ilişkindir. Milas 3. Asliye Hukuk Mahkemesince, Milas Kadastro Mahkemesinin 17/12/2019 tarihli ve 2019/177 Esas sayılı yazısı ile dava konusu... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi 133 ada 26 parsel sayılı taşınmaz hakkında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 5 ve 27. maddeleri ile davalı Taşınmazların Tutanaklarının Kadastro Mahkemesi’ne Devri Hakkında Yönetmelik hükümleri gereği kadastro tutanağı tanzim edilip tutanak aslının Milas Kadastro Mahkemesine devredildiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir....

            Mahkemece, çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde davacı yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle davanın kabulüne dair yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Dava, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir. Dava konusu edilen taşınmaz bölümü, 2002 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında dere yatağı vasfında olması nedeniyle tespit harici bırakılan yerlerdendir. Davacı, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetlik hukuki nedenine dayanarak tescil isteğinde bulunmuştur....

              Öte yandan TMK’nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tescil davalarında, TMK'nın 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli yerel ve gazete ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması ve yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi gerektiği halde yasal ilanlar yapılmadan karar verilmesi de isabetsizdir. Hal böyle olunca; Mahkemece, yöntemine uygun şekilde yasal ilanlar yaptırıldıktan sonra tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanıp değerlendirilerek dava tarihi itibarı ile davacı taraf lehine 3402 sayılı Kanun'un 14 ve 17. maddeleri koşullarının gerçekleşmiş olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir....

                Bilindiği üzere ve kural olarak; bozma ilamına uyulmakla taraflar için lehte ve aleyhte usulü kazanılmış hak doğuracağı kuşkusuzdur. Ancak, TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tescil davaları kamusal yönü ağırlıklı olan davalar olduğundan her aşamada hakim tarafından resen araştırma ve inceleme yapma olanağı mevcuttur. Bu nedenle, dava konusu taşınmazın 5403 sayılı Yasanın 3. maddesi gereğince sulu ve kuru araştırmasının mutlak suretle yapılması gerekir. Bunun için, taşınmazın, 3083 sayılı Yasa gereğince Devlet tarafından sulama tesislerinin bulunması gerekli değildir. Kişinin kendi imkanlarıyla ve doğal su kaynaklarından da yararlanılarak taşınmazı sulaması hali de sulu arazi olarak kabul edilmektedir. Mahkemece, bu yönde araştırma yapılmaması doğru olmamıştır....

                  Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde; 766 sayılı Kanuna göre yapılan 17.10.1972 tarihinde kesinleşen arazi kadastrosu, daha sonra 3402 sayılı Kanunun ek 5. maddesine göre yapılan ve 05.05.2015 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu ve 23.10.2015-24.11.2015 tarihinde ilan edilen 3402 sayılı Kanunun geçici 8. madde kadastro çalışması bulunmaktadır....

                    Yargılama sonunda mahkemece; davalı lehine 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.vd maddelerinde şartlarının oluştuğu gerekçesi ile davanın reddine; dava konusu ......parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından esasa ilişkin olarak temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde; 766 sayılı Kanuna göre yapılan 17.10.1972 tarihinde kesinleşen arazi kadastrosu, daha sonra 3402 sayılı Kanunun Ek- 5.maddesine göre yapılan ve 05.05.2015 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu ve 23.10.2015-24.11.2015 tarihinde ilan edilen 3402 sayılı Kanunun geçici 8. madde kadastro çalışması bulunmaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu