İlk derece mahkemesince, davacının toplum içinde tanınıp bilindiği soyadını kayden de taşımak istemesinin haklı nedene dayandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükme karşı davalı Nüfus Müdürlüğü Temsilcisi tarafından yargılama aşamasında ileri sürülen ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. "Medeni Kanunun 27. Maddesine dayanılarak açılan haklı nedene dayalı soyadın değiştirilmesi davasıdır. 4721 Sayılı TMK 'nın 27. Maddesi hükmü gereğince adın (bu bağlamda soyadın) değiştirilmesi, ancak haklı nedenlere dayanılarak hakimden istenebilir. Böyle bir durumda 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 36.Maddesinin (a) bendinde ön görülen esaslar uyarınca yapılacak yargılama sonunda hakim, toplanan delillere göre oluşacak sonuç doğrultusunda kararını verecektir....
in nesebin reddine karar verilmesini istemiş; mahkemece, davanın TMKnın 297-300 maddelerinde düzenlenen tanımanın iptali davası olduğu, davacının tanıyanın genetik baba olmamasından dolayı dava açma hakkı bulunmadığı anlaşıldığından, dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Dosyadaki dava dilekçesine ekli 21.11.2013 tarihli ....Raporuna göre, ...'in ...'in biyolojik açıdan babası olma ihtimali bulunmadığının bildirildiği, 31.12.2013 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu anlaşılmaktadır. TMKnın 295. maddeside '' Tanıma, babanın, nüfus memuruna veya mahkemeye yazılı başvurusu ya da resmî senette veya vasiyetnamesinde yapacağı beyanla olur. Tanıma beyanında bulunan kimse küçük veya kısıtlı ise, veli veya vasisinin de rızası gereklidir.'' 297. maddesinde de ''Tanıyan, yanılma, aldatma veya korkutma sebebiyle tanımanın iptalini dava edebilir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ GEREKÇE : Dava dilekçesinde, davacının "Günden" olan soyadının "Yasak" olarak değiştirilmesi istenmiş, mahkemece dava dilekçesinde ileri sürülen sebeplerin soyadının değiştirilmesi için haklı sebep sayılamayacağı gerekçesi ile davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 27. maddesine göre, haklı sebebe dayalı adın ve soyadın değiştirilmesi istemine ilişkindir. 4721 sayılı TMKnın 27. maddesinde; adın değiştirilmesinin, ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebileceği, değişikliğin nüfus siciline kayıt ve ilan olunacağı, adın değişmekle kişisel durumda değişme olmayacağı, bu değişiklikten zarar görenlerin, bunu öğrendiği günden başlayarak bir yıl içinde değiştirme kararının kaldırılmasını dava edebileceği hükme bağlanmıştır. Hangi hallerin haklı sebep teşkil ettiği konusu her davadaki özel koşullara göre mahkemece belirlenecektir....
Ancak çocuk adına yasal temsilcisi tarafından açılan davalar ile ergin kişiler tarafından açılan haklı nedene dayalı adın değiştirilmeleri davalarında adı değiştirilecek olanın yaşı itibari ile iradesini belirtme durumunun söz konusu olmaması ve velayet hakkının değişmesi halinde bu defa çocuğun velayet hakkına sahip veli tarafından yeniden adın değiştirilmesinin istenebileceği, bu durumda çocuğun sosyal statüsü, zihinsel gelişiminin de olumsuz etkileneceği gibi kendine özgü durumlar sebebi ile haklı neden kavramı ergin kişilerin açtıkları adın değiştirilmesi davalarına göre daha dar yorumlanmalı ve çok istisnai durumlarda çocuğun adının değiştirilmesine karar verilmelidir. İdm tarafından yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmamaktadır....
Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 27. maddesine göre, haklı nedene dayalı adın ve soyadın değiştirilmesi istemine ilişkindir. 4721 sayılı TMKnın 27. maddesinde; adın değiştirilmesinin, ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebileceği, değişikliğin nüfus siciline kayıt ve ilan olunacağı, adın değişmekle kişisel durumda değişme olmayacağı, bu değişiklikten zarar görenlerin, bunu öğrendiği günden başlayarak bir yıl içinde değiştirme kararının kaldırılmasını dava edebileceği hükme bağlanmıştır. Hangi hallerin haklı sebep teşkil ettiği konusu her bir davadaki özel koşullara göre mahkemece belirlenecektir. Bu belirleme yapılırken objektif koşullardan çok değiştirme isteminde bulunanın mahkemeye sunacağı özel nedenlerin dikkate alınması gerekir. Bu özel ve kişiye özgü nedenler; istemde bulunanın kişiliği, sosyal statüsü, aile ilişkileri de gözönünde bulundurularak hakim tarafından değerlendirilmelidir. Ad ve soyadı kişiliğin ayrılmaz bir öğesidir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bilgi ve belgeler okunup gereği düşünüldü: Davacı, dava dilekçesinde ve duruşmadaki beyanında, ... ad ve soyadı ile tanındığını, yazdığı kitabının dahi bu isimle yayımlandığını bildirerek “...” olan ad ve soyadının "..." olarak düzeltilmesini istemiş; mahkemece, nüfus kayıtlarında bir hata bulunmadığı, davacının ad ve soyadının Türkçe anlamının olduğu, davalının soyadının ise yetersiz, elverişsiz, karışıklığa yol açacak, kötü, iğrenç, gülünç, incitici, küçük düşürücü, alay ve utanç konusu anlamlar taşımadığı, bu nedenlerle değiştirilmesinde hukuki bir yarar olmayıp bu talebin de haklı nedene dayanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 27. maddesine göre, adın ve soyadın düzeltilmesi haklı nedenlere dayanılarak hakimden istenebilir...
İlk derece mahkemesince; davacının soyadının değiştirilmesi hususunda haklı sebep gösteremediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükme karşı davacı vekili tarafından, yargılama aşamasında ileri sürülen ve istinaf dilekçesinde gösterilen nedenlerle kanun yoluna başvurulmuştur. Dava, TMK'nın 27. maddesine dayanılarak açılan haklı nedene dayalı, soyadın değiştirilmesi talebine ilişkindir. Genel olarak nüfus davalarında en önemli dava açma koşulu, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmasıdır. TMK. nun 27. maddesine göre, açılacak davalarda haklı sebepler göz önünde tutulacaktır. Anayasanın "kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı" başlıklı 17. maddesinde "herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir." denilmektedir. buna göre, kişinin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma hakkı bir biriyle sıkı bağlantıları olan, devredilemez, vazgeçilemez temel haklardandır....
Aile Mahkemesince; 549 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36.maddesine göre davanın Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilerek yargı yerinin belirlenmesi amacıyla dosya dairemize gönderilmiştir. Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 27. maddesi kapsamında haklı nedene dayalı olarak müşterek çocuğun adının değiştirilmesi istemine ilişkindir. Ad ve soyadının değiştirilmesi ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebilir. Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve tescil olunur. 2525 sayılı Soyadı Kanunu'na göre taşınması zorunlu önad ve soyadı, Türk Medeni Kanunu'nun 27. maddesi hükmünün kapsamındadır. Kanun, bu hükümde görevli mahkemeyi göstermemiştir....
Aile Mahkemesince; 549 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36.maddesine göre davanın Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilerek yargı yerinin belirlenmesi amacıyla dosya dairemize gönderilmiştir. Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 27. maddesi kapsamında haklı nedene dayalı olarak müşterek çocuğun adının değiştirilmesi istemine ilişkindir. Ad ve soyadının değiştirilmesi ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebilir. Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve tescil olunur. 2525 sayılı Soyadı Kanunu'na göre taşınması zorunlu önad ve soyadı, Türk Medeni Kanunu'nun 27. maddesi hükmünün kapsamındadır. Kanun, bu hükümde görevli mahkemeyi göstermemiştir....
Adın haklı nedenle değiştirilmesini düzenleyen 4721 sayılı TMK'nin 27.maddesi kapsamında ileri sürülen nedenlerin haklı neden kabul edilip edilmeyeceği ve sonucuna göre çocuğun adının değiştirilmesine karar verilip verilmeyeceği üzerinde durulmalıdır. 4721 sayılı TMKnın 27. maddesinde; adın değiştirilmesinin, ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebileceği, değişikliğin nüfus siciline kayıt ve ilan olunacağı, adın değişmekle kişisel durumda değişme olmayacağı, bu değişiklikten zarar görenlerin, bunu öğrendiği günden başlayarak bir yıl içinde değiştirme kararının kaldırılmasını dava edebileceği hükme bağlanmıştır. Hangi hallerin haklı sebep teşkil ettiği konusu her bir davadaki özel koşullara göre mahkemece belirlenecektir. Bu belirleme yapılırken objektif koşullardan çok değiştirme isteminde bulunanın mahkemeye sunacağı özel nedenlerin dikkate alınması gerekir....