Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hüküm, davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir. 1- Borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden İcra İflas Kanununun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak elbirliği mülkiyetine konu ve borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir, paylı mülkiyette ise borçlu payının satışı mümkün olduğundan ortaklığın giderilmesi davası açamaz. Yargılama sırasında davalı borçlu mirasçı ...'ün miras bırakanı Kemal Yörük adına kayıtlı olan taşınmazların tapu kayıtları hükümden sonra aralarında borçlu mirasçının da bulunduğu mirasçılar adına paylı mülkiyete çevrilmiştir. Borçlunun dava konusu taşınmazlarda müstakil payı olduğundan 8962 ada 8 numaralı parselde bulunan 14 numaralı bağımsız bölüm ve 46023 ada 5 parsel sayılı taşınmaz yönünden alacaklı borçlunun payını icra marifeti ile sattırarak alacağını elde edebilir....

    Kısaca taşınmaz paylı mülkiyet rejimine tabidir. Türk Medeni Kanununun 688.maddesinde paylı mülkiyet “birden çok kimsenin maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla malik olmaları” şeklinde ifade edilmiştir. Paylı mülkiyette, mülkiyet hakkına sahip birden ziyade kişi olmasına rağmen eşya üzerinde tek bir mülkiyet hakkı mevcuttur. Eşya üzerindeki bu tek mülkiyet hakkı malikler arasında bir paylı mülkiyet birliğini meydana getirir. Her paydaş mülkiyet hakkının belli bir payına sahip olur ve her paydaş diğerinden bağımsız ayrıca tasarrufi işlemlerde bulunabilir. Dolayısıyla somut olayda, bir paydaşın temsilen diğer paydaşların menfaatini koruması durumu söz konusu edilemez. Bundan dolayı da mahkemece sadece dava açan paydaşın payındaki vakıf şerhinin kaldırılmasıyla yetinilmelidir. Değinilen yönün gözardı edilmesi doğru olmadığından, karar bu nedenle bozulmalıdır....

      Şti tarafından davalıdan satın alındığını öğrendiğini, TMK m.732'ye göre paylı mülkiyette bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını tamamen veya kısmen üçüncü kişiye satması halinde diğer paydaşların ön alım hakkını kullanabileceğini, gayrimenkulü aynı bedelle almaya hazır olan müvekkilinin kanuni şufa hakkını kullanmak istediğini, TMK m.733/3 maddesi gereğince yapılan satışın satıcı veya alıcı tarafından diğer paydaşa bildirilmesi gerektiğini ancak alıcı veya satıcının kendilerine herhangi bir bildirimde bulunmadığını, müvekkilin haricen durumdan haberdar olduğunu, müvekkilinin bu payı davalı tarafından başkasına devretme endişesi taşıdığını bu nedenle öncelikle payın 3.kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiş ve dava konusu taşınmazdaki davalı adına olan payın müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir....

      Paylı mülkiyette ise, borçlu paydaşın alacaklısı, borçlunun bağımsız payının haczini ve satışını isteyebileceğinden yetki belgesine dayanarak taşınmazın paydaşlığının giderilmesini istemesi yasa koyucunun amacına uygun değildir. Ancak, 5403 sayılı Kanunun 8. maddesi hükmü gereğince, pay satışı mümkün olmayan paylı mülkiyete tabi tarımsal nitelikli taşınmazlarda ise, alacaklı yetki belgesine dayalı olarak taşınmazın tamamının satılması suretiyle paydaşlığın giderilmesini isteyebilir. Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazda borçlular ... ve ...'ın müstakil payları olduğu görülmektedir. Kural olarak borçluların müstakil payları olduğundan bu payların haczi ve cebri satışı suretiyle alacaklının alacağını elde etmesi mümkün olmakla birlikte, 5403 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca dava konusu payların icra yoluyla satışına engel bir durumun bulunup bulunmadığı araştırılmamıştır....

        Bu taşınmaz kaydına göre davalılara 1/2,şer paylarla müşterek mülkiyet (paylı mülkiyet) esası üzerinde kayıtlı bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunun 706 maddesi gereğince taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerin geçerli olması için resmi şekilde yapılması gereklidir. Bu kural kamu düzeni ile ilgili olup yargılamanın her safhasında mahkemelerce gözetilir ve mülkiyetin aktarılmasında uyulması gereken sıhhat şartlıdır. Diğer bir anlatımla resmi senet yapılmamış ise tapulu taşınmazın mülkiyetinin başka bir biçimde geçirilmesi mümkün değildir. Davaya konu parsel paylı mülkiyet biçiminde kayıtlı bulunduğuna göre paydaşlar taşınmazın her zerresinde mülkiyette paydaş sayılırlar. Bunlardan birisinin diğerinin tasarrufuna rızası olmadığı sürece yargı huzurunda sepgeden kabule de değer verilemez. Davacıya satış yaptığını ve davayı kabul ettiğini bildiren ...'un bu kabulü az yukarıda açıklanan yasal düzenlemeye açıkça aykırı olmuştur....

          Paylı mülkiyette ise, borçlu paydaşın alacaklısı, borçlunun bağımsız payının haczini ve satışını isteyebileceğinden yetki belgesine dayanarak taşınmazın paydaşlığının giderilmesini istemesi yasa koyucunun amacına uygun değildir. Ancak, 5403 sayılı Kanunun 8. maddesi hükmü gereğince, pay satışı mümkün olmayan paylı mülkiyete tabi tarımsal nitelikli taşınmazlarda ise, alacaklı yetki belgesine dayalı olarak taşınmazın tamamının satılması suretiyle paydaşlığın giderilmesini isteyebilir. Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazda mütevaffa borçlu ...'ın 63/1920 payı olduğu görülmektedir. Kural olarak borçlunun müstakil payı oluduğundan bu payın haczi ve cebri satışı suretiyle alacaklının alacağını elde etmesi mümkündür. Bu durumda ortaklığın giderilmesi davasının reddi gerekir. Ancak 5403 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca payın icra yoluyla satışının mümkün olmaması halinde taşınmazın tamamının ortaklığının giderilmesini isteme yetkisi bulunmaktadır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.05.2015 gününde verilen dilekçe ile paylı mülkiyette ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ve ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Davacı vekili, tarafların dava konusu taşınmazda paylı malik olduklarını ve taşınmazın kullanımı konusunda anlaşamamaları sebebiyle ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili, cevap dilekçesinde, müvekkillerin taşınmazı kullanılabilir hale getirmek için faydalı masraflar yaptıklarını, davanın reddini savunmuştur....

              Bu durumda mirasçılar arasında paylı mülkiyet hükümlerinin uygulanacağı açıktır. Bilindiği ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 688. maddesinde yazılı olduğu üzere; paylı mülkiyette birden çok kimse, maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla maliktir. Başka türlü belirlenmedikçe, paylar eşit sayılır. Başka bir deyişle her bir paydaşın payı taşınmazın her zerresine yayılmış durumdadır. ./.. Hal böyle olunca, işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün değinilen yönden (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                , ölüm tarihinden 1169 sayılı parselin ifraz gördüğü ve davanın açıldığı 08.05.2012 tarihine kadar da mirasçıları tarafından adlarına intikali sağlanmadığı saptandığına, paylı mülkiyette tabi ve terekeden çıkan taşınmazın TMK.nun 713/2. fıkrasında yer alan ölüm hukuki sebebine dayalı olarak zilyetlikle kazanılmasının mümkün olduğuna, kazanma koşulları ve süresinin davacılar yararına gerçekleştiği tespit edildiğine göre yerinde olmayan davalılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....

                  DAVA KONUSU : Ortaklığın Giderilmesi (Paylı Mülkiyette) KARAR : Taraflar arasında görülen davada Mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın istinaf incelemesi davalı vasisi tarafından istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup incelendikten sonra: GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin 22/10/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; davaya konu Elazığ ili Merkez ilçesi Sürsürü Mah. 3482 ada 2 parsel üzerinde bulunan D-15 blok 1....

                  UYAP Entegrasyonu