"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı mirasçıları tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava TMK m. 166/1 uyarınca açılan boşanma davasıdır. Dava devam ederken davacı erkek 06.09.2015 tarihinde vefat etmiştir. Boşanma davası devam ederken ölen davacının mirasçıları davaya TMK m. 181/2 uyarınca kusur tespiti yönünden devam etmişlerdir. Mirasçılar vekili mahkemeye sunduğu 05.04.2018 tarihli dilekçe ile davalı kadına kusur yüklenmesi için delillerini ve tanıklarını bildirmiştir. Mahkemece TMK m. 181/2 uyarınca kusur belirlenmesi talebi davacının dava dilekçesinde tanık deliline dayanmadığı ve kusurun ispat edilememesi nedeniyle reddedilmiş ve evlilik davacının ölümüyle sona erdiğinden boşanma hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Taraflar arasındaki dava münhasıran TMK m. 166/3 kapsamında açılmış anlaşmalı boşanma davasıdır. Dava devam ederken davacı eşin ölümü üzerine mirasçılar tarafından davaya devam olunması talep edilmiştir. Olayları açıklamak taraflara ve hukukî nitelemeyi yapıp uygulanacak kanun maddelerini belirlemek görevi ise HMK m. 33 “Hâkim, Türk hukukunu resen uygular.” hükmü uyarınca hâkime ait olup, mirasçıların talep içeriği gereğince davanın TMK m.181/2 gereğince davalı eşin kusuruna ilişkin kusur tesbiti davasına dönüştüğü gözetilerek TMK m. 181/2 kapsamında değerlendirme yapılıp sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, kararın gerekçe kısmında mevcut, kusura ilişkin değerlendirme ile yetinilip; hüküm kısmında TMK’nun 181/2 maddesi gereğince mevcut “kusur tesbiti” davasına ilişkin bir hüküm kurulmaması ve bu suretle gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılması doğru görülmemiştir....
Taraflar arasındaki dava münhasıran TMK m. 166/3 kapsamında açılmış anlaşmalı boşanma davasıdır. Dava devam ederken davacı eşin ölümü üzerine mirasçılar tarafından davaya devam olunması talep edilmiştir. Olayları açıklamak taraflara ve hukukî nitelemeyi yapıp uygulanacak kanun maddelerini belirlemek görevi ise HMK m. 33 “Hâkim, Türk hukukunu resen uygular.” hükmü uyarınca hâkime ait olup, mirasçıların talep içeriği gereğince davanın TMK m.181/2 gereğince davalı eşin kusuruna ilişkin kusur tesbiti davasına dönüştüğü gözetilerek TMK m. 181/2 kapsamında değerlendirme yapılıp sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, kararın gerekçe kısmında mevcut, kusura ilişkin değerlendirme ile yetinilip; hüküm kısmında TMK’nun 181/2 maddesi gereğince mevcut “kusur tesbiti” davasına ilişkin bir hüküm kurulmaması ve bu suretle gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılması doğru görülmemiştir....
Bölge adliye mahkemesince; tarafların istinaf taleplerinin kabulü ile evlilik ölümle sona erdiğinden her iki davanın da konusunun kalmaması sebebiyle davalar hakkında karar verilmesine yer olmadığına, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olması nedeni ile mirasçılarının TMK 181. maddesi gereğince kusur tespiti taleplerinin reddine karar verilmiştir. TMK m. 181/2 uyarınca görülen davalarda sağ kalan tarafın boşanmayı gerektirecek şekilde kusurlu olup olmadığı yönünde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 01.11.2021 (Pzt.)...
Davacı mirasçılarının Türk Medeni Kanunu'nun 181/2 inci maddesi uyarınca kusur belirlemesine yönelik olarak davaya devam edeceklerini bildirmesi üzerine davanın kusur tespiti davasına dönüştüğü ve boşanma davasının konusuz kaldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece davacı erkeğin boşanma davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek ve davacı erkeğin mirasçıları, kusur tespiti açısından (TMK m. 181/2) davaya devam edeceklerini bildirdiklerinden bu yönde bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 19.01.2022 (Çar.)...
Bu durumda, istinaf talebinin diğer yönler incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesinin boşanma ve ferilerine yönelik kararının kaldırılmasına, TMK 181/2. maddesi uyarınca mirasçıların davaya devam edip etmeyeceklerine göre kusur belirlemesi yapılması gereği için dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair karar verilmiştir. Bölge adliye mahkemesince, TMK 181/2. maddesi uyarınca kusur belirlemesi yapılması ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verildiği görülmektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesinde, bölge adliye mahkemesinin dosyayı ilk derece mahkemesine geri gönderme sebepleri tadadi olarak değil tahdidi olarak sayılmıştır. Kanunda sayılan geri gönderme sebepleri arasında "Delillerin hiç birinin toplanmaması ve gösterilen delillerin hiç değerlendirilmemesi" vardır....
takip edildiğinden, TMK'nın 181. maddesi gereğince işlem yapılmak üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir." şeklindeki gerekçe ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir....
takip edildiğinden, TMK'nın 181. maddesi gereğince işlem yapılmak üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir." şeklindeki gerekçe ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir....
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında; davacı kadının istinaf talebinin şimdilik diğer yönler incelenmeksizin kabulü ile, kararın kaldırılmasına, TMK 181/2. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak, buna ilişkin aşağıdaki hükmün kurulması uygun görülmüştür....
(TMK. m. 181/2) Bu ise, verilen hükmün bozulması halinde mümkün olacaktır. Hüküm, ölenin mirasçılarından Yeliz tarafından temyiz edildiğine göre, temyiz isteği, esas itibarıyla kusur tespiti bakımından davaya devam edilmesi talebi niteliğindedir. Bu talebin, davacı asıla yapılan tebliğ tarihine göre, temyiz süresi içinde ileri sürülmüş olması zorunluluğu bulunmamaktadır. Boşanma kararının, tarafların irade birliğine (TMK. m. 166/3) dayanıyor olması da, kusur tespiti bakımından mirasçıların davaya devam edilmesi yönündeki haklarını kullanmalarına engel teşkil etmez. Çünkü, Türk Medeni Kanununun 181/2. maddesinde tanınan “davaya devam etme” hakkı, mirasçılara tanınmış bir haktır. Mirasçıların, sağ eşin kusuru bulunduğunu tespit ettirmekte, mirasçılık hakları açısından hukuksal yararları mevcuttur....