Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Açıklanan bu nedenle, davalı-davacı kadının adı belirtilen tanığı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 243 vd. maddelerinde gösterilen çerçevede usulünce dinlenmesi ve toplanan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek sonucu uyarınca kadının boşanma davası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. 3-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169)....

    Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir. (TMk. 168) Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir.(TMK.19) Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının yerleşim yerinin ...olduğu anlaşılmaktadır.Yetki itirazının reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.06.11.2006...

      Hukuk Dairesine gönderilmesine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.03.2022 tarihinde karar verildi. KARŞI OY 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 169. madde gereğince boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, eşlerin barınmasına geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve yönetimine ilişkin geçici önlemleri re'sen alır. Bu hüküm boşanma davası açıldıktan sonra istenen tedbir nafakasının hukukî dayanağının oluşturmaktadır. Maddede sözü edilen eşlerin barınmasına ilişkin hüküm TMK 186/1, eşlerin geçimine ilişkin hüküm TMK 186/3, çocukların bakım ve korunmasına ilişkin hüküm ise TMK 185/2. madde hükmüdür....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Tarafların 28/03/1997 tarihinde evlendikleri, 07/06/2016 tarihinde açılan dava ile boşanmalarına karar verilerek işbu kararın kesinleştiği, tarafların TMK 166/1 maddesi gereğince boşandıkları, boşanma kararının TMK 161.maddesine göre verilmediği, hal böyle olunca TMK 236/2 maddesinin uygulama imkanının olmadığı, her ne kadar davalı, taşınmaz üzerindeki bina yapılırken ziynetlerinin kullanıldığını ve fiili ayrılık döneminde taşınmaza bir takım iyileştirmeler yapıldığını istinaf dilekçesinde dile getirmiş ise de, cevap dilekçesinde ileri sürülmeyen bu iddiaların dikkate alınamayacağı, ancak davalının cevap dilekçesinde taşınmazın arsasının dedesinden bağış yoluyla geldiğinin iddia edildiği, fakat bu iddianın araştırılmadığı, buna göre, dava konusu taşınmazın tüm tedavülleri ile birlikte tapu kaydı getirtildikten sonra taşınmazın arsasının davalının dedesinden bağış yoluyla gelip gelmediğinin tespit edilmesi, bu konuda davalının yemin delili...

        İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Dava, zina (TMK md.161) olmadığı takdirde evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı (TMK md.166/1- 2) boşanma, fer’ileri ve ziynet alacağı istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. TMK'nın 166/1- 2. maddesine göre; "evlilik birliği ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir."...

        kabulü ile tarafların TMK 166/son maddesi gereğince boşanmalarına, davalı kadın yararına dava tarihinden boşanma kararının kesinleştiği tarihe kadar devam etmek üzere aylık 500 TL tedbir nafakasına, davalı kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiş, hükme karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

          Davalı-karşı davacı kadın vekili; kadının zina ve haysiyetsiz hayat sürme sebebine dayalı boşanma davaları hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerektiğine, kusur tespitine, kadının reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerine, çocuk için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasının miktarına, kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarına, kusurlu taraf olan erkek yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğine ve kişisel ilişki düzenlemesine yönelik olarak istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, fiili ayrılık (TMK md. 166/son) nedenine dayalı boşanma, karşı dava ise evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma talebi ve fer'ileri istemine ilişkindir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ayrılık Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın 8.5.2014 tarihli dilekçesi ve 13.11.2014 tarihli duruşmadaki imzalı beyanı ile boşanmak istemediğini ve üç yıllık süre ile ayrılığa karar verilmesini talep etmiştir. Kadın Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı olarak açtığı boşanma davasını, ıslah ederek ayrılık davasına dönüştürmüştür....

            Maddede sözü edilen eşlerin barınmasına ilişkin hüküm TMK 186/1, eşlerin geçimine ilişkin hüküm TMK 186/3, çocukların bakım ve korunmasına ilişkin hüküm ise TMK 185/2. madde hükmüdür. Boşanma davası açıldıktan sonra istenen tedbir nafakasının dayanağı olan TMK 169/1 madde hükmünün içeriği ile öncesinde yürürlükte olan Medeni Kanunundaki karşılığı olan 137. madde içeriği benzer olup sadeleştirilmek suretiyle önceki hüküm aynen korunmuştur....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davanın Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda reddedilen ilk boşanma davasını açarak boşanma sebebi yaratan davacı kadın ile, fiili ayrılık döneminde eşiyle birlikte yaşamaktan kaçınan davalı erkeğin eşit kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60 TL. temyiz başvuru...

                UYAP Entegrasyonu