Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KARŞI OY YAZISI Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün maddi tazminat (TMK m. 174/1) yönüyle de onanması gerektiğini düşündüğümden, değerli çoğunluğun hükmün maddi tazminat yönünden bozulması görüşüne katılmıyorum....

    Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, evlilik süresi, davalı davacı erkeğin boşanmaya yol açan olaylarda tam kusurlu bulunması, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı davalı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi ve manevi (TMK m. 174/1- 2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır....

    İlk derece mahkemesinde yeniden yapılan yargılamada davacı kadın, talep konusu ziynet ve eşya alacağına yönelik noksan harcı ikmal etmiş, mahkemece yeniden TMK 166/1 maddesi gereğince, tarafların boşanmalarına, kadın lehine maddi ve manevi tazminata ve ferilerine dair hüküm verilmiştir. Davalı erkek verilen hükmü istinaf etmekle, bu defa bölge adliye mahkemesince, davacı kadının dosyada TMK 174/1 kapsamında bir talebi bulunmadığından bahisle, maddi tazminata ilişkin mahkeme kararını kadırmış ve kadının maddi tazminat istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm vererek, sair itirazları reddetmiştir. Verilen karar taraflarca yukarıda gösterildiği şekilde temyiz edilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, dava dilekçesinde kadının talebinin 174/1 maddesi kapsamında olmadığı, talep miktarına göre yatırılması gereken eksik harcın davacı tarafça tamamlandığı anlaşılmaktadır....

      Ayrıca mahkemece Emniyete, Vergi Dairesi ve Ticaret Sicil Müdürlüklerine müzekkere yazılarak davalının ekonomik durum araştırmasının yapıldığı, davacının maddi tazminat talebine ilişkin rapor da alındığı anlaşılmakla, davalının eksik delil toplama ve inceleme yönündeki istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince, davacının maddi tazminat talebi hakkında rapor alınarak karar verildiği ve raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla İlk derece mahkemesinin maddi tazminat yönündeki karar ve gerekçesinin dosya kapsamı ile uyumlu olduğu anlaşıldığından davalının bu yöndeki istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Evlilik haricinde doğan çocuk için babanın nafakayla yükümlü tutulabilmesi için, çocukla babası arasında soybağının kurulmuş olması zorunludur. Baba ile soybağı ise; tanıma, ana ile evlilik, hakim hükmü ve evlat edinme yoluyla kurulur (TMK. m.282). Davalı ile çocuk arasında, mahkeme kararı ile soybağı tesis edilmiştir....

      Hukuk Dairesi'nin 10/11/2022 tarihli 2022/6891Esas, 2022/9088 sayılı kararı ile; "Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-davalı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50. ve 51. maddeleri hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı-davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece, Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yapılan yargılama sonunda mahkemece; davanın kabulü ile TMK 166/1 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, davacı kadın için 80.000 TL maddi, 70.000 TL manevi tazminat, aylık 1.000 TL yoksulluk nafakası takdirine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davalı vekili istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece yapılan kusur tespitinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu taraf olan davacı lehine maddi manevi tazminat, tedbir - yoksulluk nafakası takdir edilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle ilgili kararın, tazminat ve nafakalar yönünden kaldırılarak, davacının tazminat ve nafakaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Davanın konusu, TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanma ve fer'ilerine ilişkindir....

      Mahkemece davacının maddi zararı ceza mahkemesi kararı ile karşılandığı için maddi tazminat talebi red edilmiş; davalıların aynı zamanda suç teşkil eden eylemi ile davacının mağduriyetine sebep olduklarından davacı yararına manevi tazminata hükmedilmiştir. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil, onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (TMK 24), isme saldırı (TMK 26), nişan bozulması (TMK 121), evlenmenin feshi (TMK158), bedensel zarar ve ölüme neden olma (BK 47) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir (BK 49). Bunlardan TMK’nın 24. maddesi ile BK’nın 49. maddesi daha kapsamlıdır....

        Davalı duruşmaya katılarak; 12/10/2022 tarihli protokol altındaki imzanın kendisine ait olduğunu, davacıdan maddi ve manevi tazminat, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası, talebinin bulunmadığını, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı bir alacak istemediğini, ziynet alacağı bulunmadığını, ilerde bu hususlar ile ilgili dava açmayacağını belirterek anlaşmalı boşanma kararı verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; açılan davanın kabulü ile tarafların TMK 166/3 gereği anlaşmalı olarak boşanmalarına, nafaka ve tazminat talepleri bulunmadığının tespitine, birbirinden katılma alacağı talebi bulunmadığının tespitine, karşılıklı ziynet eşya alacağı olmadığının tespitine, 12/10/2022 tarihli protokolün tasdikine karar verilmiştir....

        Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından kusur belirlemesi, manevi tazminat ve tedbir nafakası talebinin reddi ile nafakaların ve maddi tazminatın miktarları yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise asıl davanın kabulü, yoksulluk nafakası ve maddi tazminat yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1. Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 166/4. maddesiyle düzenlenen karşılıklı boşanma davasıdır. İlk derece mahkemesince; her iki davanın da TMK 166/son gereğince kabulü ile tarafların boşanmasına, kadının maddi tazminat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine hükmedilmiştir....

          Davacı kadın vekilininin; kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminatın miktarına yönelik istinaf taleplerinin incelenmesinde; Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir. Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. (TMK m. 174). Boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tamamen kusurlu olduğu, boşanma yüzünden kadının mevcut veya beklenen menfaatlerinin zarar göreceği gibi söz konusu eylemlerin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği belirtilerek kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmolunması isabetlidir....

          UYAP Entegrasyonu