Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Temyize konu nihai hüküm ve uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklı manevi tazminat davasına ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren 23.01.2020 tarih 2020/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 4. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 05.03.2020 (Per.)...

    Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dayandıkları deliller dosyaya celp edilmeden hüküm kurulduğunu, zamanaşımı süresinin ilk derece mahkemesince yanlış değerlendirildiğini, kamu düzeni açısından, zararın öğrenildiği tarih açısından, işlem tarihi yönünden, zararın dava edilebilir hale geldiği tarih yönünden zamanaşımı süresinin dolmadığını, zararın sorumlusunun ve tazminat talebinin somut olarak dava edilebilir hale geldiği T.C Başbakanlık Hazine Müşteşarlığının 21/12/2016 tarih ve 35973 sayılı resmi yazısının esas alınması ve işin esasına girilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Açılan dava TMK 1007. Maddede düzenlenen tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı maddi tazminat davasıdır. İlk derece mahkemesince 18/12/2018 tarihli ön inceleme duruşmasında davanın zamanaşımı sebebiyle reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....

    İlk derece mahkemesince, erkeğin cevap dilekçesindeki maddi tazminat talebi 16.04.2019 tarihli duruşmanın 6 nolu ara kararı ile yanlış değerlendirme sonucu TMK 174/1.madde kapsamında değerlendirilerek davalı erkeğin maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı erkeğin usulüne uygun harçlandırılarak açılmış bir davası veya karşı davası olmadığı halde boşanmanın feri niteliğinde olmayan maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu haliyle erkeğin, maddi tazminat talebinin reddine ilişkin istinaf talebinin kısmen kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının 3. bendinin davalı erkeğin maddi tazminat talebi yönünden kaldırılmasına, davalı erkeğin usulüne uygun harçlandırılarak açılmış davası ya da karşı davası bulunmadığından maddi tazminat talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

    Bu durumda mahkemece boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduklarının kabul edilmesi ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davacı kadının maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) isteklerinin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Davacı kadın yararına maddi ve manevi tazminat koşulları oluşmuştur (TMK m. 174/1-2). O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK m. 4, TBK m. 50 ve 52) dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminat takdiri gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak bu isteklerinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 13.06.2017 (Salı)...

      Davacı, davalıların bitişik parselde yaptıkları inşaat nedeniyle 5 katlı binasının kullanılmaz hale geldiğini ve yıkıldığını bu sebeple zarara uğradığını belirterek, maddi ve manevi tazminat talep etmiştir. Davalılar, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, davalılarca yapılan inşaat çalışması nedeniyle davacıya ait binanın oturulmaz hale gelmesi ve yıktırılması nedeniyle manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmişse de; Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu, tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır....

        Mahkemece; "Dosyadaki tüm evraklar birlikte değerlendirildiğinde, dava TMK 166/1 gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma, nafaka, maddi ve manevi tazminat istemli davadır. TMK. 174.maddesi “Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz yada daha az kusurlu taraf kusurlu taraftan uygun bir tazminat isteyebilir. Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun bir miktarda para ödenmesini isteyebilir” Maddi tazminata hükmedebilmek için boşanma kararı verilmesi, talep olması, boşanmaya neden olan olaylarda kusursuz veya daha az kusurlu olması ve boşanan eşin mevcut ve beklenen menfaatlerinin ihlal edilmiş olması, kendisinden tazminat talep edilen eşinde boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu bulunması gerekir....

        Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu, tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (TMK 24), isme saldırı (TMK 26), nişan bozulması (TMK 121), evlenmenin butlanı (TMK 158/2), boşanma (TMK 174/2) bedensel zarar ve ölüme neden olma (BK 47, TBK 58) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir.(BK 49, TBK 58) Bunlardan TMK’nın 24. maddesi ile BK’nın 49. (TBK 58) maddesi daha kapsamlıdır. TMK’nın 24. maddesinin belli yerlere yollaması nedeniyle böyle bir durumun bulunduğu yerde, onu düzenleyen kurallar (örneğin; TMK 26, 121,158/2, 174/2); bunların dışında BK’nın 49. (TBK 58) maddesi uygulanır. -/- -2- 2015/2046 - 2015/15096 TMK’nın 24. ve BK’nın 49. (TBK 58) maddesinde belirlenen kişisel çıkarlar, kişilik haklarıdır....

          davalı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır....

            Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 06.06.2018 (Çrş.)...

              Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle : Mahkeme kararının usul ve yasalara aykırı olduğunu, TMK 1007. Maddenin bu davaya uygulanamayacağını, bilirkişi raporunda " Özel orman" olan 6831 sayılı Orman Kanunu hükümlerine tabi olan taşınmazın herhangi bir bilimsel veriye dayanmadan varsayımlar üzerinden değerlendirme yapıldığını, bu davada müvekkili idarenin sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu belirterek kararı istinaf etmiştir. DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE : Dava, TMK m.1007'de düzenlenen tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir. Bursa 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 31/03/2017 tarihli 2014/25 esas, 2017/111 karar ile davacıların adına kayıtlı taşınmazın kesinleşen orman tahdit haritasına göre orman sınırları içinde kaldığından bahisle tapu kaydının iptaline karar verilmesi karşısında davacının uğradığı maddi zararın tazmini gerekmektedir....

              UYAP Entegrasyonu