Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, TMK' nun 1007. Maddesine dayalı , Tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacının da hissedarı olduğu taşınmazların bir kısmının tapu kaydının orman niteliğinde olduğu gerekçesiyle iptal edildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar ormanların özel mülkiyete konu olması mümkün değil ise de, tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacının zararının tazmininin yerinde olduğu (bakz. Y. 20....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava, tapu kaydının mahkeme kararıyla iptalinden kaynaklanan ve devlet aleyhine açılan tazminat istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 5.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 5.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 08.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, tapu kaydının mahkeme kararıyla iptalinden kaynaklanan ve devlet aleyhine açılan tazminat istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 5.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 5.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 27.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Ancak dava TMK 1007. Maddesinden kaynaklanan tazminat davası olduğu halde mahkemece hukuki nitelemenin kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası olarak yapıldığı ve bu doğrultuda yargılama yapılarak hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır. Taşınmaz kıyı çizgisinde kaldığından ve taşınmazın tapu kaydına bu konuda şerh konulduğundan tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı bir zararın meydana geldiği ve TMK 1007. Maddesi kapsamında devletin sorumluluğunun bulunduğu açıktır. Tazminat hesap yöntemi itibariyle Kamulaştırma Kanununun 11 vd maddelerine göre hesaplama yapıldığından mahkemece hükmedilen tazminat tutarı ve terkin hükmü isabetli ise de hatalı gerekçe ile hüküm tesis edildiğinden gerekçe düzeltilmek suretiyle yeniden hüküm tesisi gerekmiştir....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; husumet, hak düşürücü süre, zamanaşımı itirazlarını tekrar ettiklerini, TMK 1007. Maddedeki şartları taşımayan dava zaman aşımı süresi geçirildikten sonra açıldığını ve ıslah edilen bedel için de ıslah tarihi itibariyle zamanaşımının geçtiğini, müvekkil idareye husumet yöneltilemeyeceğini, dava konusu olayın TMK 1007....

      Usûlüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır." 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesinde yer alan “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder” hükmü gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır....

      Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir. 5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir....

        Mahkemece, çekişmeli taşınmazların arsa niteliğinde olduğu kabul edilmek ve emsal karşılaştırması yapılmak suretiyle, dava tarihi itibarıyla hesaplanan değer üzerinden ve bu değere dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmiş ise de, karar dosya kapsamına ve yerleşik uygulamaya uygun değildir. 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu kaydının iptalinden kaynaklı tazminat davalarında, zararın, mülkiyetin kaybedildiği tarih olan, tapu iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği günde doğmuş olduğu, bu nedenle, değer tespitinin bu tarih itibarıyla yapılacağı, faize de bu tarihten itibaren hükmedileceği, ıslah suretiyle arttırılan miktara ise -somut olayda olduğu gibi, ıslah dilekçesinde, ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi talep edildiği takdirde- ıslah tarihinin esas alınacağı kabul edilmektedir....

          DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava; tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi sonrası uğranılan zararın TMK m.1007 gereğince tazminine ilişkindir. Devlet ormanlarının mülkiyeti Maliye Hazinesi'ne ait olduğundan ve TMK'nun 1007 maddeden doğan zararlardan Devletin sorumlu olduğu belirtildiğinden davalı tarafın husumete yönelik itirazı yersizdir. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır....

          Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ....06.1989 Tarih 1988/189 – 1989/103 sayılı kararı ile ... adına tesciline karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek 04.06.1990 tarihinde kesinleşmesi üzerine, davacılar tarafından TMK’nun 1007. maddesine dayalı olarak ... aleyhinde tazminat istemli iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır. 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesi uyarınca tazminat istemli olarak açılan davalarda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 146. maddesindeki ... yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması esas olup, davalı vekili esasa cevap süresi içinde zamanaşımı itirazında bulunmamış olsa dahi HMK. 176. maddesinin hükümet gerekçesinde zamanaşımının ilk itiraz olmayıp ıslah yoluyla da ileri sürülebileceğinde tereddüt etmemek gerektiği beliritildiğinden, yargılama süresi içerisinde zamanaşımı itirazında bulunulmuş olmakla tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleşip, tapuda infaz edilmesinden sonra ... yıllık genel zamanaşımı süresi içerisinde açılmayan davanın reddine...

            UYAP Entegrasyonu