Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu kaydının hatalı oluşması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK.'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı ... vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, tapu kaydının hatalı oluşması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, bozma kararına uyularak davanın kısmen kabulü ile toplam 89.374,33-TL tazminat bedelinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm; davalı ... vekilince temyiz edilmiştir....

    Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. TMK.705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır....

    Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. TMK.705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır....

    T.M.K.nun 1007. maddesine dayanılarak açılan davalar için ayrıca zamanaşımı öngörülmediğinden, 6098 sayılı Borçlar Kanunun 146. (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunun 125. maddesindeki) 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması söz konusu olacaktır. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (YHGK'nun 05/03/2003 gün ve 2003/19- 152 E. - 2003/125 K.; 29/09/2010 gün ve 2010/14- 386 E. - 2010/427 K.; 15/12/2010 gün ve 2010/13- 618 E. - 2010/668 K. sayılı kararı)....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, TMK' nun 1007. Maddesine dayalı , Tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacının sahibi olduğu taşınmaz tapu kaydının orman niteliğinde olduğu gerekçesiyle iptal edildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar ormanların özel mülkiyete konu olması mümkün değil ise de, tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacının zararının tazmininin yerinde olduğu (bakz. Y. 20....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, TMK' nun 1007. Maddesine dayalı , Tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacının sahibi olduğu taşınmaz tapu kaydının orman niteliğinde olduğu gerekçesiyle iptal edildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar ormanların özel mülkiyete konu olması mümkün değil ise de, tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacının zararının tazmininin yerinde olduğu (bakz. Y. 20....

    . – 2004/550 K. sayılı kararı ile tescil harici bırakıldığını, taşınmazın tapu sicilinin özel mülkiyete konu olabilecek bir yermiş gibi tescili sağlandıktan sonra Hazine tarafından açılan dava ile tapu kaydının iptaline karar verilmesi ve davacıların bu nedenle zarara uğramasından ötürü taşınmazın dava tarihindeki değeri belirlenerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla, şimdilik 10.000,00.-TL'nin zararın doğduğu tarihten itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 20/10/2015 tarihli dilekçesi ile talep ettikleri tazminat miktarını 348.756,08.-TL'ye yükselttiklerini bildirmiştir. Mahkemece; davanın kabulüne, 348.756,08.-TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TMK’nın 1007. maddesine dayalı olarak açılan tazminat istemine ilişkindir....

      Davalılardan Maliye Hazinesi vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın TMK 1007 kapsamında açılmasının mümkün olmadığını, TMK 1007 maddede "Tapu sicilinin Tutulmasından doğan bütün zararlardan devlet sorumludur" denilmekte olup iş bu kanun maddesiyle düzenlenen sorumluluk Tapu kaydının tutulmasıyla sınırlı olduğunu, kanun maddesinin Kadastro işlemlerini kapsamamakta olduğunu, davacı tarafça dava konusu edilen olay kadastro işlemi dolayısıyla hata yapıldığı iddiasıyla açılmış olduğu bu madde kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, davacı taraf söz konusu kadastro işleminin hatalı olduğunu düşünüyor ise süresi içinde kadastro mahkemesinde veya asliye hukuk mahkemesinde taşınmazın aynına ilişkin dava açması gerektiğini, bu süreler geçirildikten sonra açılmış ve kesinleşmiş bir davanın mevcut iken söz konusu dava neticesinde v erilmiş kararın hatalı olduğu gerekçesi ile tapu kaydının tutulmasında hata olduğu gerekçesi ile dava açılmasının mümkün olmadığını, zaman aşımı yönünden...

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/384 ESAS 2022/86 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (TMK 1007....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava taşınmazın kıyı kenar çizgisinde kaldığı iddiasıyla TMK 1007. Maddesine dayalı tazminat talebine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 33. maddesi hükmü uyarınca olayları bildirmek taraflara hukuki nitelendirmeyi yapmak ve ona uygun yasal düzenlemeyi tayin ve tespit ederek uygulamak mahkemeye aittir. Eldeki davada, iddianın ileri sürülüş biçimi ve dava dilekçesinin içeriği birlikte değerlendirildiğinde, davacının, Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesine dayalı devletin tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan sorumluluğu ilkesine dayalı tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından Türk Medeni Kanunun 1007. maddesi ile tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devletin sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiştir....

      UYAP Entegrasyonu