Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı tarafça, şirketin feshi veyahutta ortaklıktan çıkma istemine ilişkin olarak ileri sürdüğü haklı sebeplerden....

    Mahallesi, ... ada, ... parsel"de kayıtlı bir taşınmazı olduğunu, bunun da halen boş olduğunu, şirketin bu taşınmazdan başka mal varlığı bulunmadığını, şirketin faaliyetini sürdürmesinin mümkün görünmediğini, durumun böyle devam etmesi halinde şirketin mülkiyetinde bulunan bu taşınmazın dahi heba olacağını, TTK'nın 636 – 640 maddelerinde şirketin tasfiyesi ve çıkma sebepleri düzenlendiğini, buna göre müvekkilinin şirketten çıkma veya şirketin tasfiyesini talep etmek hususunda haklı sebeplerinin olduğunu ileri sürerek, hisselerin güncel değerinin tespit edilip hesaplanarak, müvekkiline isabet eden değerin ödenmesi şartı ile, müvekkilinin şirketten çıkma isteminin kabulüne, mümkün olmaması durumunda, şirketin tasfiyesi ile, tasfiye payının hissesi oranında müvekkiline ödenmesine, ayrıca, şirketin tek mal varlığı olan "İstanbul, Ataşehir, ......

      Her ne kadar davacı taraf hakem kararında çıkma payı ödenmesi şartıyla davalı şirketten çıkmaya karar verildiğini, çıkma payının ödenmemesi nedeniyle çıkma kararının kesinleşmediğini ileri sürmekte ise de, anılan hakem kararının 3 nolu bendinde çıkma, 4 nolu bendinde çıkma payının ödenmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Anılan kararın 7 nolu bendinde ise çıkma payının ödenmesine ilişkin ön şart bulunmakta ise de, bu bendin davacının payının diğer ortağa tahsisiyle ilgili olduğu, bu nedenle şartlı bir çıkma kararından söz edilemeyeceği ortadadır. Çıkma payı alacağı, çıkma kararının sonucu olduğuna göre çıkma payının henüz tahsil edilmemiş olması davacıyı tekrar ortak haline getirmeyeceği için davacının yargılama sırasında şirket ortağı olmaya ilişkin aktif dava ehliyetini yitirdiği sonucuna varılarak verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir....

      Her ne kadar davacı taraf hakem kararında çıkma payı ödenmesi şartıyla davalı şirketten çıkmaya karar verildiğini, çıkma payının ödenmemesi nedeniyle çıkma kararının kesinleşmediğini ileri sürmekte ise de, anılan hakem kararının 3 nolu bendinde çıkma, 4 nolu bendinde çıkma payının ödenmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Anılan kararın 7 nolu bendinde ise çıkma payının ödenmesine ilişkin ön şart bulunmakta ise de, bu bendin davacının payının diğer ortağa tahsisiyle ilgili olduğu, bu nedenle şartlı bir çıkma kararından söz edilemeyeceği ortadadır. Çıkma payı alacağı, çıkma kararının sonucu olduğuna göre çıkma payının henüz tahsil edilmemiş olması davacıyı tekrar ortak haline getirmeyeceği için davacının yargılama sırasında şirket ortağı olmaya ilişkin aktif dava ehliyetini yitirdiği sonucuna varılarak verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir....

      Mahkeme istinafa konu kararında özetle; davanın, ortaklıktan çıkma davası olmasına rağmen davacının herhangi bir ayrılma payı ve ekonomik talebi bulunmadığı gibi şirketin yönetimi ile ilgili açılmış bir dava da bulunmadığından, davacının korunmaya değer bir hukuki menfaati olmadığı gerekçesi ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir. Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; şirketin her iki ortağın müşterek imzası ile temsil edildiği, çıkma davasının açılması üzerine mahkemenin davacı ortağın haklarını koruyucu lazım gelen önlemleri alması gerektiği, şirketin bir temsilcisinin olmaması sebebiyle arabuluculuk sürecinden de olumlu sonuç alınamadığı, TTK.’nun 630....

        Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde ve yargılama aşamasındaki beyanlarında özetle; davacı tarafın iddialarının doğru olmadığını, davalının kendi kusurlu davranışları nedeniyle şirketin ticari faaliyetini sürdüremediğini, bilirkişi heyeti tarafından hesaplanan çıkma payının şirket tarafından ödenmesinin de mümkün olmadığını, bu nedenlerle şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini kendilerinin de talep ettiğini, bu kapsamda karar verilmesini talep etmiştir. Davalı şirkete ait sicil kaydının celp ve tetkikinde, şirketin merkez adresinin mahkememiz yargı sınırları içinde bulunduğu, bu bağlamda davaya bakma görev ve yetkisinin mahkememize ait olduğu anlaşılmıştır....

          davalı şirketin sürekli zarar etmiş, malvarlığı israf edilmiş, hakkında icra takipleri açılmış olduğunu, Ayrıca; limited şirket faaliyeti tamamen durmuş, şirketin ticaret sicilde kayıtlı adresinde olmadığı da tespit edilmiş olduğunu, Limited şirketin ortaklık mevcudu kalmamış, şirket otaklığından ayrılmak isteyen davacının diğer ortağa bir türlü ulaşamadığını, ortaklar arasındaki güven ilişkisi sona ermiş ve sürekli güvensizlik ortamı oluşmuş, diğer ortak kendi kusurundan kaynaklı şirketin kuruluş gayesinin gerçekleşmesinde hukuki ve ekonomik imkansızlık meydana gelmiş olduğunu, şirketin devamlı olarak zarar etmiş ve kar sağlayamamakta, şirket müdürü olan diğer ortak şirketi iyi idare edememiş olduğunu, diğer ortak ... haksız ve kötü niyetli olarak ortaklıktan çıkma davası açmış bulunmakta olduğunu, diğer ortak ... iyi niyet kurallarına aykırı olarak, davalı şirket ortaklığından çıkma talebiyle Kayseri 1....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2020/287 Esas KARAR NO: 2022/823 DAVA: Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) DAVA TARİHİ: 20/11/2019 KARAR TARİHİ: 12/10/2022 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA; Davacı dava dilekçesinde özetle;----- tarihinden itibaren hisse devri suretiyle davalı şirkete ------- olduğunu, ------- süreli olacağının söylendiğini,---- başlangıcından ------ ---- alamadığını,------ yapılmadığını, bilânçoların gösterilmediğini, --- toplanmadığını, şirketin daha önce----evde gösterildiğini, bu adreste şirketle ilgili hiçbir şey olmadığını, noterde bildirilen adrese şirketin taşınmadığını, ---- ----- sürekli arttığını, şirketin kötü yönetildiğini, --- durumun bildirildiğini, --- iletildiği bilgisinin verildiğini, şirketin sicilde kayıtlı adresinde olmadığının tespit edildiğini, bu nedenle kendisinin de şirketten ayrılmak istediğini, şirketin faaliyet konusundan...

              ın davalı şirkete avans borcunun mevcut olmadığı, %48 hissesine karşılık davalı şirketten talep edebileceği çıkma payı alacağı olarak hesaplanan 226.305,04 TL'yi davalı şirketten talep etmekte haklı olduğunun tespit edildiği, anılan raporda davalı şirketin öz kaynakları dikkate alındığında şirketin borca batık durumda olmadığı sabit olmakla birlikte aynı raporda şirketin hissedarları tarafından bir takım alacaklarının usulsüz olarak tahsil edildiği ve tahsil edilen bedellerin şirket kayıtlarında yer almadığı gibi şirketin ticari faaliyet alanında imzaladığı sözleşmelere istinaden düzenlediği faturaların yine ticari defter ve belgelerine gerçeğe uygun şekilde yansıtılmadığı, şirketin banka hesap ekstrelerine konu hesap hareketlerinin ticari defter kayıtları ile örtüşmediği, şirketin muhasebe kayıtlarına göre birleşen dava konusu... plakalı aracın 40.660,00 TL bedelle şirket yetkili temsilcisi tarafından ödendiğinin belirtilmesine rağmen aynı aracın bedeli için şirketin banka hesaplarına...

                tespit etmesi gerektiğini, mahkemece, şirketin ve davacı dışındaki diğer ortakların menfaatlerini göz ardı etmiş olup, şirketin veya diğer ortakların fahiş belirlenen ortaklıktan çıkma payını ödeyecek parası bulunmadığından, çıkma kararının ortaklığın sona ermesine sebep olacağını, zaten gelirlerde ve karlılıkta bir azalma yaşandığını, ayrılmanın gerçekleşmesi şirketin dağılmasına sebep olacak nitelikte olduğunu, ortaklıktan çıkma davalarında, çıkma kararı ile sadece çıkma payının tespiti yapılması gerekirken, mahkemece taleple bağlı kalınarak 5.000 TL çıkma payının davalı şirketten tahsiline karar verilmesinin de doğru olmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine, karar verilmesini istemiştir....

                UYAP Entegrasyonu