nın karakol ifadelerinde, adi ortaklık ilişkisini kabul ettiklerini; davalı şirket ortak ve temsilcilerinin kendisine kar payı değil, sadece koymuş olduğu sermaye bedelini ödemeyi kabul ettiklerini; bu sebeple, sermaye ve kar payı alacağının tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek; davalı şirket ile aralarında mevcut olan adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, sermaye ve kar payı alacağına yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın şimdilik 200.000,00 TL' lik kısmı açısından iptali ile, takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
GEREKÇE :Dava, limited şirket ortaklığından çıkma, ayrılma payı ve kar payının tahsili istemlerine ilişkindir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kamımın 638, maddesinin 2. fıkrasında Limited şirkette ortakların haklı sebebin varlığı halinde şirketten ayrılabilecekleri düzenlenmiştir. Bu hakkın kullanılabilmesi için şirket sözleşmesinde öngörülmüş olması gerekmez. Anılan madde aynen şu şekildedir: “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir." Haklı sebep genel anlamda, ortaklık ilişkisinin devamını olanaksız kılan durumdur. Durumun meydana gelmesinde çıkacak olan ortağın kusurunun bulunup bulunmadığı da çıkma hakkının kullanılması açısından önem arz etmemektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 641. maddesine göre; ortaklıktan çıkmak isteyen ortak şirketten kar payının tahsili ile şirketteki payının gerçek değerinin ödenmesini talep edebilecektir. Nitekim somut olayda davacı şirket, ortağı bu taleplerde bulunmuştur....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 04/12/2018 NUMARASI : 2015/1514 ESAS -2018/822 KARAR DAVA KONUSU : Ticari Şirket (Şirket Kar Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) KARAR : Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
Vergi Dairesi'ne yazılan müzekkere cevabı ve ekleri dosya kapsamına kazandırılmıştır. 23/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda ve özetle; "Dava konusunun; taraflar arasında akdedilen 06.11.2019 tarihli Sözleşme kapsamında davalıya verilen hizmet karşılığında düzenlenen faturalara istinaden oluşan alacağının tahsili talebinden ibaret olduğunu, davacının 2020 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davacının ticari defterlerine göre; dava tarihi itibariyle davacının davalıdan 400.236,58 TL alacaklı olduğunu, davalının 2020 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davalının ticari defterlerine göre; dava tarihi itibariyle davalının davacıya borcunun bulunmadığını, taraf ticari defterleri arasındaki cari hesap farkının 400.236,58 TL olduğunu, bu farkın davacı şirket tarafından davalı şirkete düzenlenen ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... nolu faturaların davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olmaması ve davalı şirket tarafından davacı...
Asıl dava yönünden yapılan değerlendirmede ise; bozma ilamındaki gerekçe ve bozma ile taraflar lehine doğan usulü müktesap haklar gözetildiğinde davanın kabulü ile davacının davalı şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesine, her ne kadar çıkma payı alacağı 93.769,60-TL olarak hesap edilmiş ise de, dava dilekçesi ile davacının 50.000,00-TL çıkma payı alacağının talep edildiği gözetilerek, taleple bağlı kalınmak sureti ile 50.000,00-TL çıkma payı alacağının bozma öncesi karar tarihi olan 01/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 29/05/2019 NUMARASI : 2017/529 ESAS 2019/471 KARAR DAVA KONUSU : Ortaklıktan çıkma - Ortaklık Payı, Kar Payı Alacağı- Şirket Feshi KARAR : Taraflar arasındaki şirket ortaklığından haklı sebeplerle çıkmasına izin verilmesi, kar payı ve ortaklık payı alacağının tahsili, bu taleplerin kabul edilmemesi halinde şirketin feshi istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
Davacı şirket tarafından adi ortaklığın vergi borcuna istinaden ödenen toplam 452.661,38 TL'nın ortaklık hissesi oranında 226.330,69 TL'nın tahsili amacıyla davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatılmış, itiraz üzerine eldeki itirazın iptali davası açılmıştır. Davalı yanca, adi ortaklığın tasfiyesinin gerçekleşmediği ve bu nedenle ortakların birbirinden alacak talebinde bulunamayacağı savunulmuştur. Taraflar arasında adi ortaklık sözleşmesi bulunduğu ihtilafsız olmakla, ortağın diğer ortaktan adi ortaklık ilişkisi kapsamında alacak talebinde bulunması fesih ve tasfiyeyi de kapsamaktadır. Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639. maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir. İş ortaklığının konusu ve amacını oluşturan "... İlçesi ... Okul ve İdari Bina Yapım İşi"ne ilişkin iş sahibi ......
. - DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı), Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) DAVA TARİHİ : 09/07/2018 KARAR TARİHİ: 23/06/2021 YAZIM TARİHİ:05/07/2021 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket Ortaklığından çıkma ve ortaklık payının tahsili davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkette %40 oranında hissedar olduğunu, şirket ortaklarından ...'...
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle;"Davalı ... ticari defterler ve kayıtlarının HMK 222. Maddesine göre lehine delil kabul edilebileceği, Davacı tarafın Ticari defter ve Belge ibraz etmediği (Defter Tutma Zorunluluğu olmadığını beyan etti), Adi ortaklık ilişkisinin ispatına yönelik olarak davacı tarafın tanık beyanı dosyada bulunmaktadır. Ancak söz konusu tanık beyanı dışında ortaklık iddiasını destekleyen başka bir husus dosya kapsamında tespit edilememiştir. Dosyanın mevcut hali itibariyle adi ortaklık iddiasının ispata muhtaç olduğu," şeklinde sonuç ve kanaatine karar verildiği beyan edilmiştir. DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE: Dava konusu uyuşmazlık, adi ortaklık ilişkisinden kaynaklı alacağın tahsili talebine ilişkindir.Borçlar Kanunu hükümlerine göre adi ortaklık sözleşmelerinin yazılı şekilde yapılması şekil şartı olmayıp ispat koşulu yönünden değerlendirme yapılmalıdır. Davacı taraf aralarında ortaklık bulunduğunu iddia etmekte, davalı ise bunu inkâr etmektedir....
Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur." hükmü yer almaktadır. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un olay tarihinde yürürlükte bulunan düzenlemesi gereğince, limited şirket ortağının şirketin ödenmemiş vergi borcundan dolayı sorumluluğu ortaklık payına bağlı olduğundan, olay tarihinde limited şirket ortağının anılan Kanun'un 35. maddesine göre takibi için, şirketin vergi borcunun doğumu anında değil, vergi borcunun şirketten tahsil imkanı bulunmadığının tesbiti anında ortak sıfatını taşıması gerekmektedir....