Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in ortağı olduğu şirket ile davacı şirket arasında tasarruf tarihinden önceye dayalı bir ilişki ileri sürülmüş ve ilişkinin ispatı sadedinde belgeler ve çekler sunulduğu, bu durumda dava konusu edilen tasarruf öncesinde ticari ilişkinin bulunup bulunmadığına yönelik olarak her iki şirket defterleri üzerinde karşılaştırmalı olarak inceleme yaptırılması, davacı alacağının tasarruf tarihinden önce doğup doğmadığı belirlenmesi, takibe konu bononun bu ilişkilerden dolayı verilmiş olup olmadığının belirlenmesi ve davanın diğer şartlarına dair araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davalı ...'in ortağı olduğu dava dışı ... Taşımacılık Turizm San ve Tic.Ltd.Şti'ne 17/12/2014 tebliğ tarihli mazbata ile ticari defterlerini ibraz etmek üzere 2 haftalık kesin süre verildiği, kesin süre içerisinde taraflarca ticari defterlerin ibraz edilmediği, bu nedenle dava konusu tasarruf öncesinde davalı ...'...

    , şirketin mali tablolarının (Bilanço, Gelir Tablosu) gerçek durumu net olarak yansıtmadığı, ticari defterlerinin usulüne uygun şekilde tutulmadığı, davalı şirket tarafından, 2014-2015-2016-2017-2018 yılları Olağan Genel Kurul toplantılarının yapılmadığı, ortaklara herhangi bir kar dağıtımı olmadığı, ticari defterlere göre dağıtılacak bir karda olmadığı, ticari defter kayıtlarında; Gemlikte bulunan tarlalardaki bitkilerle ilgili herhangi kayıt tespit edilemediği, davacı tarafından şirketin gayri resmi ortağı olduğu iddia edilen (Gemlik'teki tarlalar) Hüseyin Aksoy ile ilgili, davalı şirketin ticari defter kayıtlarında herhangi bir kayıt tespit edilemediği, şirket ortaklarının Metin Doğan , Ebubekir Uçar, ... olup, davalı şirketin 30.06.2019 tarihli rayiç değer bilançosuna göre öz Sermayesinin: (-)1.014.544,17 TL olduğu ancak davalı şirketin ticari defterlerinde 30.06.2019 tarihinde ticari mallar stoklarının 1.040.531,29 TL olması gerektiği, keşif esnasında Ziraat Mühendisi bilirkişi tarafından...

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, şirket hisse devri kapsamı dışında tutulan taşınmazlara yönelik harici sözleşmeye dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davacıların ve davalıların ticaret şirketi paydaş ve yöneticileri ile ticari şirket oldukları, dayanak sözleşmenin de her iki tarafın ticari kimliğine dayanılarak yapılmış anonim şirket hisse devrine ilişkin bulunduğuDavacıların ve davalıların ticaret şirketi paydaş ve yöneticileri ile ticari şirket oldukları, dayanak sözleşmenin de her iki tarafın ticari kimliğine dayanılarak yapılmış anonim şirket hisse devrine ilişkin bulunduğu, davacı taraf kendilerinin tacir olmaması nedeniyle İDM'ce verilen kararın hatalı olduğunu ileri sürmüş ise de bizzat dava dilekçesinde davacıların kendilerinin ve hissedarı ve yöneticisi oldukları şirketlerin ticari faaliyetlerinden söz edildiği yani tacir olduklarının ve grup şirketlerden söz edildiğinin açık olduğu sabittir....

      Davalı şirkete ait 2016-2017-2018-2019 yılları BA Formlarının incelenmesi neticesinde; davacı şirket tarafından tanzim edilen toplam KDV hariç 232.282,00 TL tutarındaki satış faturalarının ilgili dönemde davalı şirket tarafından BA Formu ile Vergi Dairesine beyan edilmiş olduğu tespit edilmiş olup, faturaların davalı şirket kabulünde olduğu, buna göre davacı şirket tarafından tanzim edilen faturaların davalı şirket ticari defter kayıtlarında mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Davacının takip talebine konu; 29.01.2019 tarihli 187.877,08 TL tutarlı cari hesap alacağını oluşturan satış faturalarının, davalı şirket tarafından ilgili yıllarda BA Formları ile Vergi Dairesine beyan edilmiş olduğu tespit edilmiş olup, buna göre söz konusu faturaların davalı şirket kabulünde olduğu ve ticari defter kayıtlarına işlenmiş olduğu anlaşılmaktadır....

        Davalı, TTK'nın 16. maddesinde tanımlandığı üzere, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek ve ticari şekilde işletilmek üzere devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşların tacir sayılacağına dair düzenleme uyarınca, kendi kuruluş kanunlarına göre kurulan bir tüzel kişi olması ve ticari şekilde işletilmek üzere kurulmuş olması sebebiyle tacir kabul edilmektedir. Davacıya gelince, ticari şirket olduğu açıktır. Aboneliğin de şirket adına yapıldığı, bu abonelik uyarınca düzenlenen faturalardan dolayı uyuşmazlığın meydana geldiği de görülmektedir. TTK'nın 4. maddesinde düzenlendiği üzere, her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılmakta ve 5. maddeye göre de ticaret mahkemelerinin ticari davalarda görevli olduğu belirtilmektedir....

        Her ne kadar asliye hukuk mahkemesi tarafından ''..6102 sayılı TTK'nın 3.maddesine göre, "bu kanunda düzenlenen hususlar ile bir ticari işletmeyi ilgilendiren -----ticari işlerdendir" açık hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda, davacı --------- aracın şirket adına kayıtlı olduğu ve ticari işlerde çalıştığından, ticari kazanç kaybının istendiği, ticari kazanç kar kayıplarının davacı şirketin ancak ticari defterlerinin ve kar bilançosunun incelenmesi ve ticari kazanç kaybının bu konuda özel görevli ve teknik ticari inceleme ile anlaşılacağı, aracın davacı şirket adına kayıtlı olduğu ve ticari gelir getiren işlerde kullanıldığı, bu nedenle huzurdaki davanın ticari dava olduğu'' gerekçesiyle karar verilmiş ise de, davanın hukuki niteliğinin haksız fiilden kaynaklandığı, niteliği itibariyle mutlak ticari dava olmadığı, az yukarıda açıklandığı üzere uyuşmazlığın nispi ticari dava kapsamında da kalmadığı açıktır....

          Somut olayda; şirket ortağı ile diğer ortak ve şirket arasında yapılan protokol gereğince dava konusu taşınmaza ilişkin tapu iptal ve tescil davası açıldığı, uyuşmazlığın taşınmazın aynına ilişkin olduğu, şirket hisse devrine yönelik bir istemin ve uyuşmazlığın söz konusu olmadığı, bir davanın ticari işten kaynaklanmasının mutlak suretle ticari bir dava olarak nitelendirilmesini gerektirmeyeceği anlaşıldığından Gebze 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Gebze 3....

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2018/73 Esas KARAR NO : 2021/234 DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 22/01/2018 KARAR TARİHİ : 14/04/2021 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda : GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davalı şirket ile davalı şirket arasında 21/03/2013 tarihinde ......

            bir firma olduğunu, davacı şirket ile davalı şirket arasında devam eden ticari ilişkilerinin söz konusu olduğunu, davacı şirketin cari hesap ekstresinde gösterilen faturalarda, davalı şirketin yapılan ticari iş sonucunda davacı şirkete -----borçlu olduğunun gözüktüğünü, davalı şirketin davacı şirkete ödememiş takip talebinde belirtilen borcu olmasına rağmen gönderilen ödeme emrine haksız olarak itiraz ettiğini, sunulmuş olan faturalardan da anlaşılacağı üzere davalı şirket ile davacı şirket arasında ticari ilişki sebebiyle, davacı şirketin davalı şirkete yüpmış olduğu satışın bedeli olarak b takibe konu faturaların düzenlendiğini, davalı borçlu şirketin itirazı üzerine işbu davanın açılması için 6102 sayılı TTK m....

              alacaklı olduğu, keza ticari defter kayıtlarının sahibi lehine delil olarak kabul edildiği, icra takibindeki istemde davacı şirket tarafından 42.562,97TL tutarlı fatura bedelinin talep edildiği anlaşılmakla HMK m. 26 gereğince davanın kabulü ile .......

                UYAP Entegrasyonu