Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, ticari işletmenin devrinden kaynaklandığından ihtilafa ilişkin olup, kararın temyizen incelenmesi görevi 11. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ:Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 11.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 08.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, ticari işletmenin devrinden kaynaklanmakta olduğundan kararın temyiz incelemesi görevi Yargıtay 11.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ:Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 11.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 25.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Mahkememizce taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından 6102 Sayılı TTK'nun 83 ile 85 ve 6100 Sayılı HMK'nun 222'nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri ve faturalar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, davacının 2021 yılı ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu ve davacı lehine delil niteliğinde olduğu, davalının 2021 yılı defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulmadığı, 2022 yılı ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu tespit edilmiştir. Davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davacının davalıdan 30.581,74 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defter ve kayıtlara göre davalının davacıya 30.426,74 TL borçlu olduğu tespit edilmiştir. Davacı tarafından düzenlenen işletmenin devrine ilişkin KDV dahil 680.426,74 TL bedelli fatura itiraz edilmeksizin davalı tarafından ticari defter ve kayıtlarına alınmış ve ba formlarında beyan edilmiştir....

        Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın işletme devrinden kaynaklanan alacağın rücuen tahsili istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi ... Kanununun .... maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca ... .... Hukuk Dairesi'ne aittir. SONUÇ: Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli ... .... Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, ....01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Bu durumda üçüncü bendin yeni hali ile her iki tarafın ticari defterlerinin delil olarak gösterildiği durumlarda mahkemece ticari defterlerin ibrazına karar verilmiş, ispat yükü kendisinde olan taraf ticari defterlerini ibraz etmiş ve ibraz edilen ticari defterlerin kanuna uygun tutulduğu, açılış ve kapanış onaylarının süresinde yapıldığı, uyuşmazlık konusu kayıtların defterlerinde yer aldığı ve defterlerinin birbirini teyit ettiğinin anlaşılması halinde karşı taraf kesin süre içinde ticari defterlerini ibraz etmemiş ise ispat yükü kendisinde olan tarafın ticari defterlerindeki kayıtlar lehine delil olarak kabul edilecektir....

            Maddesi anlamında bir işletme devrinin söz konusu olması için işletmenin tüm aktif ve pasifleri ile birlikte devredilmesinin gerekli olduğunun anlaşıldığını, ancak bu ifadeden bir ticari işletmenin malvarlığına dahil bütün unsurlarının devrinin anlaşılmaması gerektiğini, ticari devri sonucu devredilen malvarlığı ile ticari işletmenin faaliyetinin devamı mümkün ise münferit bazı unsurların devredilmemesi TBK 202....

            Somut uyuşmazlıkta, 667 sayılı KHK uyarınca tüzel kişiliğine son verilen ve aktif ve pasifleriyle davacı kamu tüzel kişisine devrolunan ticari işletme ve anonim şirketlerin artık tüzel kişilikleri ve tacir sıfatları ortadan kalkmıştır. Her ne kadar uyuşmazlık "ticari iş" niteliğinde olsa dahi, eldeki davanın ticari dava olarak kabul edilebilmesi için her iki tarafın tacir sıfatını haiz olması gerekmektedir. Oysa ki, yukarıdaki maddeden de anlaşılacağı üzere davacı ...'nün kanunen tacir sayılması mümkün değildir. Öte yandan, ticari işletme ve anonim şirketin KHK ile kapatılarak mal varlığının kamu tüzel kişiliğine devredilmiş olması kamu tüzel kişisine tacir sıfatı kazandırmayacağı gibi alacağın temliki ya da rücu ilişkisi söz konusu olmadığından yasal halefiyetten de bahsedilemez. Bir başka söyleyişle, Yargıtay İçtihatı Birleştirme Genel Kurulu'nun 27/03/1944 tarihli 37 esas ve 9 karar sayılı kararının da eldeki davada uygulanmasına olanak yoktur....

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/337 Esas KARAR NO : 2022/369 DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) DAVA TARİHİ : 18/05/2022 KARAR TARİHİ: 24/05/2022 Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; temlik eden ile imzalanan sözleşme hükümlerine uyulmaması üzerine Antalya Genel İcra Dairesi'nin ...ESas sayılı dosyası ile borçlular ..., ...İçecek Dağ. Gıda Mad. Tur. İnş. Paz. San. Ve Tic. Ltd. Şti., ... ve ... aleyhine icra takibi başlatıldığını, söz konusu kredi alacağının müvekkili ... Varlık Yönetimi A.Ş.'ye temlik edildiğini, borçluların krediyi kullandıkları tarihtin bu yana birinci dereceden akrabalık bağı bulunan borçlu ...'...

                TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, davacının tacir olması davayı ticari iş haline getirmez. 19.02.1986 tarih ve 19024 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 25.01.1986 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile TTK'nın 1463. maddesine göre esnaf ve küçük sanatkar ile tacir ve sanayicinin ayrımına dair esaslar tespit edilmiştir....

                  Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK'da yeterli görülmüştür. Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında, abonelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsiline yönelik açılan işbu davanın, TTK' da düzenlenen mutlak ticari davalardan olmadığı açıktır....

                    UYAP Entegrasyonu