Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/364 KARAR NO : 2021/723 DAVA : İtirazın İptali (İşletme Devrinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 27/05/2021 KARAR TARİHİ : 28/09/2021 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (İşletme Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; müvekkili ile davalı arasında ... Sitesi içerisinde bulunan ... Lokantasının devrine ilişkin 100.000,00 TL bedelli lokanta devir sözleşmesi akdedildiğini, davalı ...'...

    Dava konusu ticari işletme rehininde gösterilen borcun tarihi, İzmir ... Asliye Ticaret Mahkemesince verilen karar tarihi dikkate alındığında, taraflar arasında ticari işletme rehininin devamını gerektirir bir husus mahkememizce tespit edilememiştir. Tarafların aralarında mevcut ticari ilişki nedeniyle ticari faaliyetlerinden kaynaklı hususlara ilişkin hali hazırda yürütülmekte olan dava konusu alacağın doğrudan doğruya dava dosyamızdaki ticari işletme rehinine konu borçla bağlantısının tespit edilemediği, bu haliyle ticari işletme rehininin devamını gerektirir bir husus tespit edilemediği ve davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği anlaşılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; Davanın KABULÜNE, Tarafları davacı (eski unvanı ile) .... Ve davalı (eski unvanı ile) ... olan İzmir ......

      Maddedeki ticari işletme kavramının neyi ifade ettiği hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir. 6102 Sayılı TTK'nun 11 maddesinde ticari işletme tanımı yapılmış ticari işletme ile esnaf arasındaki sınır Bakanlar Kurulunca çıkartılacak kararnamede gösterilir hükmüne binaen, 21/07/2007 tarih 26589 sayılı resmi gazetede yayınlanan 2007/12362 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile esnaf, sanatkar ve tacir sanayici ayrımı belirlenmiştir. Davacı, ticaret sicil kaydı ve vergi dairesi kaydına göre tacir niteliğine sahip değildir. 6102 Sayılı TTK'nuna göre mutlak ticari davalar yanında nisbi ticari davalar da bulunup bir davanın nisbi ticari dava sayılabilmesi için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 maddesinde ticari davalar belirlenmiş, 5 maddede ticari davaların Ticaret Mahkemelerinde görüleceği düzenlenerek görevli mahkeme belirlenmiştir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlık, işletme devrinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 11. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 29.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          YARGITAY MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, ticari işletme kira sözleşmesi kaynaklı tazminat davası olup kararın temyizen incelenmesi görevi 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 14.maddesi uyarınca 6.Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 6.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,16.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; taraflar arasında haksız fiilden kaynaklı tazminat istemine dair uyuşmazlık bulunduğu, aksi kanunlarda belirtilmediği sürece malvarlığı haklarına ilişkin davalarda görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, uyuşmazlığın 6102 sayılı yasanın mutlak ticari dava olarak nitelendirdiği bir uyuşmazlık konusunda olmadığı, ayrıca tarafların ticari işletmelerinden kaynaklı bir uyuşmazlığın olmadığı, bu bağlamda uyuşmazlığın nispi ticari dava olarak nitelendirilmesinin de mümkün olmadığı, 6102 sayılı yasanın göreve ilişkin sınırı çizerken ticari iş kavramından hareket etmediği, ticari işletme kavramından hareket edildiği, haksız fiil sonrası kazanç kaybı olsa ve bu kayıp ticari dahi olsa tarafların ticari işletmelerinden kaynaklı bir uyuşmazlık olmadığından görevli mahkemenin somut olayda İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olması sebebi ile usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

              Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; taraflar arasında haksız fiilden kaynaklı tazminat istemine dair uyuşmazlık bulunduğu, aksi kanunlarda belirtilmediği sürece malvarlığı haklarına ilişkin davalarda görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, uyuşmazlığın 6102 sayılı yasanın mutlak ticari dava olarak nitelendirdiği bir uyuşmazlık konusunda olmadığı, ayrıca tarafların ticari işletmelerinden kaynaklı bir uyuşmazlığın olmadığı, bu bağlamda uyuşmazlığın nispi ticari dava olarak nitelendirilmesinin de mümkün olmadığı, 6102 sayılı yasanın göreve ilişkin sınırı çizerken ticari iş kavramından hareket etmediği, ticari işletme kavramından hareket edildiği, haksız fiil sonrası kazanç kaybı olsa ve bu kayıp ticari dahi olsa tarafların ticari işletmelerinden kaynaklı bir uyuşmazlık olmadığından görevli mahkemenin somut olayda İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olması sebebi ile usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                Asliye Hukuk Mahkemesince; davanın limited şirket hisse devri sözleşmesinden kaynaklandığı, davacının davalı şirketin ortağı olduğu, limited şirket hisse devrinin 6102 sayılı TTK'nın 595. maddesinde düzenlenmiş olması nedeniyle davanın aynı Kanun'un 4. maddesine göre mutlak ticari dava niteliğinde olduğu, 6102 sayılı TTK'nın 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın TTK'da öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava olduğu, aynı yasanın 5. maddesinde, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesinin tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğu, mahkemece uyuşmazlığın limited şirket hisse devir sözleşmesinden doğan alacak istemine ilişkin ticari dava niteliğinde olduğu, uyuşmazlıkta Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir....

                Taraflar hakkında yapılan gerçek kişi tacir olup olmadıklarına yönelik araştırma doğrultusunda İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne yazılan müzekkere cevabında tarafların gerçek kişi ticari işletme kaydı bulunmadığı bildirilmiş olup, yine bu doğrultuda İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı'na yazılan müzekkere cevabında davacı ...'nın potansiyel mükellef olduğu ve davalı ...'ın Vergi Usul Kanunu'nun 177.maddesi içeriğinde yer alan limitleri aşmadığından dolayı 178.madde gereği işletme hesabı defterine tabi olduğu bildirilmiştir. Davacı, potansiyel mükellef(vergiye tabi kazanç elde etmeyen Vergi Kimlik numarası kullanımına zorunluluğu nedeniyle ön görülen mükellefiyet türü) olup, herhangi bir ticari işletme kaydının bulunmadığı, davalının da gerçek kişi tacir olmadığı anlaşılmıştır....

                  DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir. Türk Ticaret Kanununun 3. maddesinde, "Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir." düzenlemesi getirilmiştir. TTK'nın 14. maddesine göre “Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.”...

                  UYAP Entegrasyonu