Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İktisadi İşletmesi'nin tüzel kişiliğinin bulunmadığı, iktisadi işletmenin mal varlığının da ... tüzel kişiliğine ait olduğu, TTK 16.maddesi uyarınca amacına varmak için ticari işletme işleten ... bu iktisadi işletmeden kaynaklı davalarda tacir sayılması gerektiği anlaşılmış ise de; davalının TTK 4.maddesi kapsamında tacir sıfatının bulunmadığı, bu halde TTK'nın 4. maddesi uyarınca uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olmadığı, ... yönetim kurulu başkanına yöneltilen sorumluluk-tazminat davasının mutlak ticari dava türlerinden de olmadığı anlaşılmakla, davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğu anlaşılmış, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2018/603 KARAR NO : 2021/778 DAVA : Ticari İşletme Devrinden Kaynaklanan Alacak DAVA TARİHİ : 27/01/2015 KARAR TARİHİ: 26/11/2021 Mahkememizde görülmekte olan Ticari İşletme Devrinden Kaynaklanan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili Serik Asliye Hukuk Mahkemesine sunmuş olduğu 27/01/2015 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacıların davalı ile ......

      Aynı kanunun 5.maddesinde ise, ticari davaların dava olunun şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesinde görüleyeceği ve Asliye Ticaret Mahkemesi ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu hüküm altına alınmıştır. Somut uyuşmazlık, eczane olarak işletilen işletmenin devrinden kaynaklandığı gibi, esnaf odasına kaydı bulunmayan her iki tarafın da esnaf faaliyeti sınırlarını aşan gelir elde ettiği, ticaret sicilinde gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmakla; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4/1-c maddesi uyarınca, 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun malvarlığının veya işletmenin devralınması hakkındaki düzenlemelerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları, ticari dava sayılacağı gözetildiğinde, taraflar arasındaki ilişki TTK 4/1.c.maddesi gereğince mutlak ticari dava niteliğinde olup, Asliye Ticaret Mahkemesinin görev alanına girmektedir....

        Ticaret mahkemelerinin görevi TTK'nın 5. maddesinde düzenlenmiş ve maddenin 1. bendinde "Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir." denilmiştir. Bir davanın ticari dava olup olmadığı ise TTK'nın 4. maddesinde gösterilen ilkelere göre belirlenmekte olup, öğretide benimsenen görüşe göre de ticari davalar kendi aralarında mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Mutlak ticari davalar için tarafların sıfatlarına ve dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmazken, nispi ticari davalarda dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığı kriter olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle uyuşmazlığın çözümü için öncelikle "ticari işletme", "ticari ...", "tacir" ve "ticari dava" kavramları üzerinde kısaca durulmasında yarar vardır....

          Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK'nun 83 ilâ 85 ve HMK'nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır....

            Bu kapsamda anılan düzenleme uyarınca gerçek kişi tacirler bakımından önem arz eden yegâne unsur ticari işletme kavramıdır. Zira gerçek kişinin tacir sayılabilmesi için bu kişinin mevcut olan bir ticari işletmeyi tamamen yahut kısmen kendi adına işletmesi gerekmekte olup ticari işletme ise 6100 sayılı TTK'nin 11/1. maddesinde, "Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir." şeklinde tanımlanmıştır. Esnaf işletmesi ile ticari işletme arasındaki sınırın ise, Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak kararname ile belirleneceği hükme bağlanmıştır. Görüleceği üzere ticari işletmenin unsurları, esnaf işletmesi için öngörülen sınırın üzerinde bir gelir sağlamayı hedef tutan faaliyet, devamlılık ve bağımsızlık olarak düzenlenmiştir. Buradaki faaliyet iktisadi faaliyet olup amacı gelir elde etmektir....

              Ticaret hayatının temel süjesi olan "tacir" de yine ticari işletme kavramı bağlamında tanımlanmış ve "bir ticari işletmeyi kısmen de olsa kendi adına işleten kişi"ye tacir deneceği 6102 sayılı TTK'nin 12/1. maddesinde belirtilmiştir. Bu kapsamda anılan düzenleme uyarınca gerçek kişi tacirler bakımından önem arz eden yegâne unsur ticari işletme kavramıdır. Zira gerçek kişinin tacir sayılabilmesi için bu kişinin mevcut olan bir ticari işletmeyi tamamen yahut kısmen kendi adına işletmesi gerekmekte olup ticari işletme ise 6100 sayılı TTK'nin 11/1. maddesinde, "Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir." şeklinde tanımlanmıştır. Esnaf işletmesi ile ticari işletme arasındaki sınırın ise, Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak kararname ile belirleneceği hükme bağlanmıştır....

                DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari işletme devrinden kaynaklı) Taraflar arasındaki alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın usulden reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ... ile davalı ...,ın ... Tic. Ltd.Şti. ortakları iken halen davalı tarafta bulunan bila tarihli Ticari İşletme Hisse Devir Sözleşmesi yapıldığını ve daha sonra da yine taraflarca ek olarak 15.10.2012 tarihli ve 19.12.2012 tarihli olmak üzere iki kez Ticari İşletme Hissi Devir Ek Sözleşmesi yapıldığını, taraflar arasında yapılan 15.10.2012 tarihli Ticari İşletme Hisse Devir Ek Sözleşmesine istinaden 16.10.2012 tarihinde Beyoğlu ... Noterliğinin ......

                  DAVA KONUSU : (Ticari işletme devrinden kaynaklı) KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili T1 ile davalı T3,ın Sistaş Otomotiv Peyzaj İnşaat Taaahhüt San ve Tic. Ltd.Şti. ortakları iken halen davalı tarafta bulunan bila tarihli Ticari İşletme Hisse Devir Sözleşmesi yapıldığını ve daha sonra da yine taraflarca ek olarak 15.10.2012 tarihli ve 19.12.2012 tarihli olmak üzere iki kez Ticari İşletme Hissi Devir Ek Sözleşmesi yapıldığını, taraflar arasında yapılan 15.10.2012 tarihli Ticari İşletme Hisse Devir Ek Sözleşmesine istinaden 16.10.2012 tarihinde Beyoğlu 25. Noterliğinin 46152 Yevmiye nolu limited şirket hisse devir sözleşmesi yapıldığı aşamada sözleşmenin 3/b maddesinde belirtilen borçların davacı tarafından ödeneceğinin teminatı olacak şekilde ve üzerinde sadece tediye tarihi 16.10.2012 (iken paraf imzası ile 16.11.2012 olacak şekilde düzeltilerek) olan 50.000....

                  Maddelerinde düzenlenen ticari işletme devri, birleşmesi ve şekil değiştirmesinden kaynaklanan alacak ve tazminat talepleri mutlak ticari dava olduğundan zorunlu arabulucuğa tabidir. Kanunda ticari işletme türlerinin sayılması yerine ticari işletme tanımı yapılmıştır. Tanıma göre ticari işletmenin esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan, faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletme olduğu belirtilmiştir. Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterilir. Ticari işletme devrinden kaynaklanan istirdat davasında zorunlu arabuluculuğa başvurmadan açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine...." karar verilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu