Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Buna göre, bir işletmenin devrinden bahsedilebilmesi için mamelekin veya işletmenin aktif ve pasifiyle birlikte devredilmesi gerekmektedir. Davacı ticari işletmeyi Borçlar Kanunun 179.maddesi uyarınca devir almadığını iddia etmektedir, bu savunma doğrultusunda davacıya delillerini bildirmek amacıyla süre verilerek, davacı şirket ile borçlu şirketin ticaret sicil kayıtları, ticaret defterleri celpedilmek suretiyle davacı şirket ile borçlu şirket arasında Borçlar Kanunun 179.maddesi anlamında ticari işletme devrinin gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmak suretiyle hüküm tesisi gerekirken, eksik incelemeye dayanılarak davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazları incelenmemiştir....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2021/159 Esas KARAR NO: 2021/955 DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 12/03/2021 KARAR TARİHİ: 03/12/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;--- paya sahip davacı ile --- paya sahip davalıya ait olan --- müvekkiline ait hisselerini, davalıya --- bedelle sattığını, karşılığında--- çek aldığını, çek bedelinden ---- teslim edildiğini, noter aracılığıyla devrin gerçekleştiğini, devrin---- tescil edildiğini, ancak davalının devirden sonra herhangi bir ödeme yapmadığını, ayrıca hisse devrinden sonra şirketin çeşitli ödemelerinin yapılmaması nedeniyle davacının ödemeyi gerçekleştirdiğini, şirketin devrinden kaynaklı alacak ile şirketin devrinden sonra yaptığı ödemeler ile yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini talep etmiştir....

      Mutlak ticari davalar yanında nisbi ticari davalar da bulunup, TTK'nun 4 maddesi 1 bendine göre, bir davanın nisbi ticari dava sayılabilmesi için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir. Maddedeki ticari işletme kavramının neyi ifade ettiği hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir. 6102 Sayılı TTK'nun 11 maddesinde ticari işletme tanımı yapılmış ticari işletme ile esnaf arasındaki sınır Bakanlar Kurulunca çıkartılacak kararnamede gösterilir hükmüne binaen, 21/07/2007 tarih 26589 sayılı resmi gazetede yayınlanan 2007/12362 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile esnaf, sanatkar ve tacir sanayici ayrımı belirlenmiştir. Bu belirlemeye göre VUK 177.maddesinde belirtilen hadlerden 1. ve 3. bendindeki konularda faaliyette bulunanların yarısını, 2.bendindeki faaliyetlerde bulunanların tamamı dikkate alınarak bu rakamları aşanlar tacir olarak kabul edilmiştir....

        Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir....

          TTK 19/2'de; taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. Zira; TTK'da, ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı, ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusundaki işin, ticari iş niteliğinde olması bunun aynı zamanda ticari dava sayılmasını gerektirmez. Gerçek kişi tacir, bir ticari işletmeyi kısmen de olsa kendi adına işleten kişidir (TTK m.12/1). Bir gerçek kişinin tacir sayılabilmesi için her şeyden önce ticaret siciline kayıtlı olması zorunludur....

            Ticari temsilci, işletme sahibinin, ticari işletmeyi yönetmek ve işletmeye ilişkin işlemlerde ticaret unvanı altında, ticari temsil yetkisi ile kendisini temsil etmek üzere, açıkça ya da örtülü olarak yetki verdiği kişidir. İşletme sahibi, ticari temsilcilik yetkisi verildiğini ticaret siciline tescil ettirmek zorundadır; ancak, ticari işletme sahibinin ticari temsilcisinin fiillerinden sorumluluğu, tescilin yapılmış olmasına bağlı değildir (TBK md 547). Ticari vekil, bir ticari işletme sahibinin, kendisine ticari temsilcilik yetkisi vermeksizin, işletmesini yönetmek veya işletmesinin bazı işlerini yürütmek için yetkilendirildiği kişidir. Bu yetki, işletmenin alışılmış bütün işlemlerini kapsar....

              TBK 202. maddesinde "Bir malvarlığını veya bir işletmeyi aktif ve pasifleri ile birlikte devralan, bunu alacaklılara bildirdiği veya ticari işletmeler için Ticaret Sicili Gazetesinde, diğerleri için Türkiye genelinde dağıtımı yapılan gazetelerden birinde yayımlanacak ilanla duyurduğu tarihten başlayarak, onlara karşı malvarlığındaki veya işletmedeki borçlardan sorumlu olur. Bununla birlikte, iki yıl süreyle önceki borçlu da devralanla birlikte müteselsil borçlu olarak sorumlu kalır. Bu süre, muaccel borçlar için, bildirme veya duyuru tarihinden; daha sonra muaccel olacak borçlar için ise, muacceliyet tarihinden işlemeye başlar." hükmüne yer verilmiştir. TBK m. 202 hükmü anlamında bir ticari işletme devrinden söz edebilmek için ticari işletmenin malvarlığına dahil olan tüm unsurların devri zorunlu olmayıp, ticari işletmenin bir işletme olarak devamını mümkün kılacak kapsam ve miktarda malvarlığı unsurlarının devredilmiş olması gerekli ve yeterlidir....

                Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır....

                Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır....

                VEKİLLERİ : DAVA : Alacak (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : KARAR TARİHİ : KARAR YAZIM TARİHİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesinin ...tarih, .... Esas, .......

                  UYAP Entegrasyonu