Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aynı yasanın 390/3 maddesi,'' Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır'' düzenlemesini içermektedir.Kanun hükmü, tedbirin sadece dava konusu olan şey hakkında verilebileceğini ve tedbir talep edenin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğunu düzenlemiştir. Tedbir konulması talep edilen taşınmazlar davalı şirket adına kayıtlı olup doğrudan dava konusu değildir. Ancak, şirketin fesih ve tasfiyesi talep edilmekle, şirketin tüm mal varlığı dolaylı olarak davanın konusu kapsamındadır....

    Asliye Hukuk Mahkemesi ise, fesih ve tasfiyesi talep edilen adi ortaklığın amacı itibariyle ticari işletme olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir. Somut olayda,taraflar arasında düzenlenen yevmiye numaralı ve 20.11.2012 tarihli adi ortaklık sözleşmesi ile şirketinin kurulması üzerine, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri ile, aynı kanunun 642....

      Diğer taraftan aynı madde gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki (6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak) iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, HMK'nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re'sen incelenir. Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; uyuşmazlık, taraflar arasında fırın işletmek üzere kurulan adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir. Diğer bir anlatımla, uyuşmazlık, tarafların ticari işletmelerine ilişkin olmayıp, ortak olduğu ticari işletmeye ilişkindir. Kaldı ki, tarafların tacir olduğuna dair bir bilgiye de dosya içerisinde rastlanılamamıştır....

        Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2004/750 esasında davacının şirketin fesih ve tasfiyesi davasının derdest olduğunu, davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerektiğini, işin esası yönünden ise, gerçekten de davalı şirketin çalışma alanından daha geniş faaliyet alanı olan şirketin müvekkilleri tarafından kurulduğunu, bu şirketin davalı şirketin distribütörü olduğunu ve sadece davalı şirketin genel bayiliğini yaptığını, davalı şirketin bir mülkünün diğer şirkete şirketin devamı için satıldığını, davacının idareciliğine son verince şirketin daha karlı çalışmaya başladığını savunarak,davanın reddini talep etmiştir....

          Asliye Ticaret Mahkemesi'nin...Talimat sayılı dosyası kanalıyla davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi sonrası Mali Müşavir Bilirkişi tarafından düzenlenen 20/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalı şirketin 2018-2019 yılları yevmiye, kebir ve envanter defterlerinin açılış ibraz onaylarının yasal süresi içerisinde yapıldığı. yine davalı şirketin 2018-2019 yılları yevmiye defterlerinin kapanış ibraz onaylarının yasal süresi içerisinde yapıldığı, Ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu ve birbirini doğrular nitelikte olduğu, Davalı şirketin 2018-2019 yılları ticari yasal defter kayıtlarına göre; davacı şirket tarafından, davalı şirkete 7.903.34849 TL toplam tutarlı fatura düzenlendiği ve düzenlenen faturaların davacı şirketin ticari defterlerine alacak kaydı olarak işlendiği, davalı şirket tarafından davacı şirkete 6.911.134,95 TL banka havalesi ile ödeme yapıldığı bu ödemelerin ticari yasal defterlere borç kaydı olarak işlendiği, ayrıca davalı şirket tarafından...

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2019/584 Esas KARAR NO: 2022/634 DAVA: Ticari Şirket (Fesih Tasfiye) DAVA TARİHİ: 18/07/2019 KARAR TARİHİ: 21/09/2022 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih Tasfiye istemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; söz konusu ------ söz konusu şirketin tüm hisselerinin sahibi iken ------ tarihinde ölümü üzerine veraset ilamında belirtilen hisseler oranında davacı ve davalılar şirket hissedarı olduğunu ve ----- toplandığını, ----- toplanmasındaki temel amacın şirketin banka kredilerinin ödenmesi için gerekli önlemlerin alınması amaçlandığını, bu nedenle ------- atandığını, ancak banka borçları ödenmesi yapılırken, şirketin mal varlıkları----- rayiç değerleri üzerinden satışının yapıldığını, gerçek değerler ise atanan müdür veya müdürler kendi hesaplarına aktardıkları bu bedelleri şirkete borç verir gibi havale etmekte, şirket bir yandan borçları için...

              İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle;dava dilekçesindeki iddialarını tekrarla taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi olduğunun, müvekkilinin adi ortaklık gereğince ifa etmesi gereken tüm edimleri ifa ettiğinin yaklaşık olarak değil aksine tam olarak ispat ettiğini belirterek ilk derece mahkemesinin ara kararının kaldırılarak rödavans sözleşmesinden kaynaklanan işletmecilik hakkının 3.şahıslara devir ve temlikinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, ayrıca adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi için ileride tasfiye memuru olarak değiştirilmek üzere tedbiren denetim kayyımı atanmasını istemiştir. İNCELEME VE GEREKÇE Talep, adi ortaklığın haklı nedenle feshi ve tasfiyesi istemli davada, davalı şirketin rödevans sözleşmesinden kaynaklı işletmecilik hakkının tedbiren 3. kişilere devir ve temlikinin önlenmesi ve adi ortaklığa tedbiren kayyım atanması istemine ilişkindir....

                İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; Toplanan delillerden şirketin feshi ve tasfiyesi için yeterli gerekçe oluşturacak hiç bir sebebe ulaşılamadığı, şirketin bugün itibariyle zararda olması fesih ve tasfiye için sebep teşkil etmeyeceği, haklı sebep olmadıkça da ortağın şirketten çıkarılması mümkün olmadığı, kaldı ki , çıkmanın mevcut duruma göre davacı lehine olmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

                  şirketin hukuki varlığını sürdürmesinde herhangi bir yarar kalmadığını belirterek TTK'nın 529 ve 530....

                    sürdürmek konusunda yeterli bilgi ve kapasiteye sahip olmadıkları gibi şirketin sermayesinin de tamamen yitirildiği ve şirketin amacına ulaşmasının olanaksız hale geldiğini belirtmiş , fesih ve tasfiyeye konu dava dilekçenin diğer şirket ortağı 3.şahıs ...'...

                      UYAP Entegrasyonu